Kardeşlerim ! 1865 yılında İtalyan kaşif Guglielmo Marconi Karadeniz den Akdeniz e gemisinde tıngır mıngır ilerlerken.

-Gazetesini almış spor sayfalarına göz atıyordu.Sayfada pek bir şey yoktu Daha Fenerbahçe , Galatasaray kurulmamışki. 3.lig mahalle takımı haberleri .Birde Sultan Abdullaziz Halı sahada Sadırazam ile maç yaptı falan filan.

-Birden büyük bir fırtına çıktı.
Gemi batma tehlikesi geçirdi. Bu olağan üstü olay karşısında korkan Marconi yahu dedi ben böyle durumlarda hanıma nasıl haber veririm. Ben taş fırın erkeği miyim ulan geç gideyim eve. Ozamanlar cep telefonu icat edilmemişti ki hemen alsın bir Nokia 3310 geçsin biz bize cell e dünya aleme diyiversin derdini. işte o rüzgarlı havada ne yapayım ne yapayım derken başlamış Göz yaşları içinde Allaha yalvarmaya beni bu denizde boğma ,evde çoluk çocuk aç sen büyüksün affet beni kurda kuşa yem etme.

Derken akabinde Morconi nin aklı başına geldi.
Eline geçirdiği bir perde kornişini dikti direklerin tepesine birkaç küçük el hareketi ile bir cihaz yaptı. Başladı sinyaller göndermeye .Evdeki hizmetci bu sinyalleri algılayamadı tabi

Alman Komşusu Heinrich Hertz çağırdı aman Hertz im Mega Herzt im yardım et morkoni tehlikedemi Hertz bakmağa doyamıyacağın cillop gibi hizmetciyi görünce hemen işe koyuldu gelen bu sinyalleri anlayacağı bir dile çevirdi.
Sinyaller şöyle diyordu S S S Hizmetçi ben yine anlamadım dedi bunun üzerine Hertz cevapladı

-Sarıyer deyim Sakın Sabırsızlanmayın .

-ve arkasında bir sinyal daha geliyor ( E . L ) bu ne demek şimdi diyen hizmetçi ye cevabı yine Hertz verdi.
-Ekmek Lazımı....