|
Öyle uzun zaman oldu ki kendimi bekleyeli ,yada bana öylesine uzun geldi ki gövdemde ateşler yakacak bir nedeni beklemek ,boyuna kendi göğüm de yıldızlar sönüyordu ve ben sadece daha da nasıl karanlık olur diye umarsızca bekliyordum.Ait olmaya dair duygumu sıkılmış avuçlarımın arasından ,bileklerimi keserek koparan hayat ve damarlarının raddelerinde son damla kalıncaya kadar kendini yenilmiş cümlelerle kırbaçlayan bilincim çokça zamandır çarpışmaktaydı. Ansızın rıhtıma vuran cesedin kendime ait olduğunu dalgaların köpüren yüzünde saklandığım yerde gördüm.Dudaklarım hala sıcak ve donuk bir mutedil gülümsemeyle titriyordu.Bu koyu karanlıkta ,olan ve yok olan beyaz köpüklerin arasında ,kendi cesedini görmeye kadar varan kim var diye sordum kendime.Sonra işgal edilmiş ,yanmış yıkılmış bir coğrafyadan arta kalan son sınır çizgisinde patlayan yaşama sevincimi fark ettim,dalgalar karada kendimi parçalarken
|
|