Gel Sevgilim
(veysel çağlar özolgun) 9 Nisan 2006 |
Aşk ve Romantizm |
| |
Diyorlarki; Veysel, yakma kendini, /
Senin olacak elbetteki, o melek. /
Bırak gözyaşı dolmuş, o mendili, /
Gidermi boşa hiç, bu kadar emek. |
|
Tek Gonca
(veysel çağlar özolgun) 4 Aralık 2005 |
Aşk ve Romantizm |
| |
Hayatta sevdiğim tek goncam sensin,
Semavi gönlümde, uçan meleksin.
Zulümdür ettiğin, sevgilim hey m....e,
Çaldığın gönlümü, öldüreceksin. |
|
Dediler
(veysel çağlar özolgun) 18 Kasım 2005 |
Umut |
| |
O yarim için diyar, diyar gezdim, /
Dağ, taş, ova demeden geçtim. /
Çırpına, sürüne iline geldim, /
Bu diyardan göçtü, gitti dediler. |
|
Ey! İnsan Oğlu
(veysel çağlar özolgun) 14 Kasım 2005 |
Yaşam |
| |
Hayat dediğin ne ki? Ey! İnsan oğlu,
Bir acı bade, bir tatlı şerbet gibi.
Zevke doymaz hiç bir hayatın sonu,
Bazen badbaht olursun, bazen gül gibi.
|
|
Mezarcı
(veysel çağlar özolgun) 13 Kasım 2005 |
Aşk ve Romantizm |
| |
Ey mezarcı, kaç mezar kazdın söyle,
Tereddütsüz kazma torağı öyle.
Sende gireceksin mezara böyle,
Mezardakilerin dertleri ayrı. |
|
Otobüs Macerası
(veysel çağlar özolgun) 3 Kasım 2005 |
Anı |
| |
Dikkat edin dostlar, melekler her zaman korumayabilir, her zaman zevk almak için dünyaya geldiğinizi ve bunun için yaşadığımızı düşünmeyin… |
|
Hayat
(veysel çağlar özolgun) 3 Kasım 2005 |
Yaşam |
| |
Hayat bir tufandır, bilinmez yönü,
Kim bilir ki ne olacak, ne bitecek.
Hiçbir imkânla kesilmez kaderin önü,
Hayat böyle gelmiş, böyle gidecek |
|
Dilenci
(veysel çağlar özolgun) 2 Kasım 2005 |
Aşk ve Romantizm |
| |
Yaklaştım kapına, usulca çaldım,
Dize geldim, acı acı yalvardım.
Ta ayaklarına kadar kapandım,
Niçin vermedin o isteğimi. |
|
|
"Bir düşünce ekersin, bir eylem biçersin,
Bir eylem ekersin, alışkanlık biçersin.
Bir alışkanlık ekersin, karakter biçersin,
Bir karakter ekersin, kaderini biçersin."
yogi raman.
(Ferrari'sini Satan Bilge)
ROBIN S. SHARMA
“Her şey sende gizli:
Yerin seni çektiği kadar ağırsın,
Kanatlarının çırpındığı kadar hafif…
Kalbinin çarptığı kadar canlısın,
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç…
Sevdiklerin kadar iyisin,
Nefret ettiklerin kadar kötü…
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Kaşındakinin gördüğüdür rengin…
Yaşadıklarını kâr sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün…
Gülebildiğin kadar mutlusun,
Üzülme, bil ki ağladığın kadar güleceksin.
Sakın bitti sanma her şeyi, sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın.
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın…
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın.
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın,
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak
Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin…
İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak, bunu hatırladığın kadar yaşarsın.
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun.
Çiçek sulandığı kadar güzeldir,
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli.
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin…”
Can Yücel
“Sık, sık ve çok gülmek.
Zeki insanların saygısını kazanmak,
Ve de çocukların sevgisini,
Dürüst eleştirmenlerin taktirini kazanmak,
Sahte dostların ihanetine dayanmak,
Güzelliği taktir etmek,
Başkalarındaki en iyiyi bulmak,
Dünyayı bir parça daha iyi terk etmek,
İster sağlıklı bir çocukla yada bir parça bahçeyle,
İsterse bir sosyal koşulu iyileştirerek;
Siz yaşadığınız için,
Tek bir canlının bile daha kolay nefes aldığını bilmek
İşte budur başarmak…”
Ralph Waldo Emerson
|
|