Yazar Tanıtımı | Zamanın tanınmak için de geçerli olduğuna inanıyorum. |
Yazısının Özellikleri | Şiir, birçokları için olduğu gibi benim için de hayatın lezzetlerinden birini meydana getirmiş oldu. Az yazmak, öz yazmak şiir yazarken başlıca parolam oldu.Şiirdeki musikîyi dinlemek ve duymak gerek, diyorum. |
Edebi Etkiler | Necip Fazıl Kısakürek, Faruk Nafiz Çamlıbel, Yahya Kemal Beyatlı |
Benzer Yazarlar | Necip Fazıl Kısakürek, Faruk Nafiz Çamlıbel, Yahya Kemal Beyatlı |
Özgeçmiş | Şanlıurfa'nın Bozova ilçesi Tunalı köyünde dünyaya gelmişim... İlk ve orta öğrenimimi Şanlıurfa'da yaptıktan sonra 1969 yılında Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nin Coğrafya Bölümü'ne girdim ve 1973 yılında mezun oldum. Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda 7 yıl çalıştıktan sonra 1981 yılında Kastamonu Eğitim Yüksekokulu'na atandım. Daha sonra Gazi Üniversitesine bağlı olarak Fakülteye dönüşen Kastamonu Eğitim Fakültesi'nde çalışmaya devam ettim. İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde yüksek lisans ve doktora öğrenimimi tamamladıktan sonra 1994 yılında kendi alanımda doktor ünvanını kazandım. Halen aynı fakültede öğretim üyeliği yapmaktayım.
Şiirle olan ilişkim ortaokul yıllarına kadar uzanır. Bu süre içinde Çile, Kan Çiçekleri ve Ben Dilenci Değilim adlarını taşıyan üç şiir kitabım oldu. Yakında bir şiir kitabı daha yayınlamak niyetindeyim. |
Bulunduğu Yer | Kastamonu |
|
GÜN TUTSAK GÖNÜL MAHKÛM
Ellerimde zamanın darmadağın saçları,
Sanki soluk soluğa, bir resim çiziyorum…
Geçmiş… ve geçmiş orda, bulutlara yaslanmış
Onları da şu dertli yollara yazıyorum.
Akşam rüzgârlarına, geceleyin sularda
Şeytanın askerleri pusu kurmuş ard arda…
Duygularım ebedî, boşluklara akar da
Her damla gözyaşımı sabırla diziyorum.
Ne olmuş, kimler yapmış? .. Niçin satmışlar bunu?
Bilmezler mi toprağın, hem namus olduğunu?
Ne iktisat maliye, bu bir Bizans oyunu,
Bunlar için derince bir mezar kazıyorum…
Gün tutsak gönül mahkûm, her tarafta ah-û zar
Bu şikâyet, bu feryad, bu yol ebedî, uzar! …
Ben toplarım sabırla, tesbihi eller bozar,
Beni de eller gibi tutanı izliyorum…
Sinmiş bağrına zulmet, muhabbetin zamanla
Kimler hakiki dostmuş, kimler zahirde anla!
Kol kola da girermiş, meğer ihanet çanla
Bu cümlenin altını bir daha çiziyorum…
Nasıl bilirse zaman, artık kendince aksın
Nerde durursa orda, beni orda bıraksın.
Bir oraya, bir bana, bir de kendine baksın!
İnanın ki beyhûde! .. Gezmişiz, geziyorum.
Omuzlarda taşınan şu an başlar beyhude
Beyhude geçmiş yıllar, döksen yaşlar beyhude.
Ah kafam diye diye vursan taşlar beyhude
Yalan dolana artık, yollara kızıyorum…
Teker teker yakılmış çöpleriyle bir kutu,
Sanki bozmuş bir anda odamdaki sükûtu…
İşte yine bir takvim, yıllar beni unuttu,
Hakikat mi, değil mi? .. Bir şeyler seziyorum.
Eyvah, yine olmadı! Bir toplama çıkarma
İşte sıfır, eski beş, yenisiyle bir karma.
Diyorum ki; ey gönül! .. Sakın, elliye varma!
Ey gönül! .. Senden ayrı, yerlerde geziyorum.
|
|