O
(Beyza Ersoy) 12 Aralık 2004 |
Modern |
| |
Kasada para üstü çevirirken, müşteriye biraz para veriyor, sonra “Oldu mu?” diyordu. Müşteri “Eksik” deyince biraz daha veriyordu. Kasada sık sık açık çıkıyordu. |
|
Kırmızı Paltolu Kız
(Beyza Ersoy) 6 Aralık 2004 |
Deneysel |
| |
Öyküde rol alan kişiler ve rolleri:
Beyaz mantolu Kız-büyükanne, avcı
Kırmızı paltolu Kız-kırmızı paltolu kız, obur kurt, kırmızı palto, kırmızı kalp
Yeşil montlu kız-hiçbir şey, kırmızı paltolu kızın arkadaşı, mont |
|
Puzzle
(Beyza Ersoy) 6 Aralık 2004 |
Fantastik |
| |
Aşağıda bazı üyelerimizin “kayıp mutluluk nimetleri” ilanlarını okuyacaksınız. Eğer aralarında durumunuza uyan bir ilan veya verilmiş tariflere yardımcı olacak mevcut bilginiz varsa lütfen bizi arayınız. |
|
Elmayla Randevu
(Beyza Ersoy) 6 Aralık 2004 |
Fantastik |
| |
Her zaman elmaları –sadece elmaları değil her şeyi- sadece kendimizin seçtiğini sanırız. Aslında belki onlar da bizi seçiyorlar, gösteremiyorlardır. Biz kendi niyetlerimizi biliriz, elmaların niyetleri ise |
|
İhbar
(Beyza Ersoy) 6 Aralık 2004 |
Fantastik |
| |
Bütün eşyalar bilir, biliyor. İnsanlar bilmez. İnsanlar odada yokken ben de yokumdur. |
|
Yol Ağzı
(Beyza Ersoy) 6 Aralık 2004 |
Fantastik |
| |
"Mora saplantım var, çözümüm yok" dedi iki
|
|
Yüzük Hikayeleri
(Beyza Ersoy) 26 Kasım 2004 |
Fantastik |
| |
‘‘Yüzük parmaktan çıktığı zaman geri dönüş yoktur kraliçem’’
Çok aşık bir o kadar da gururlu prens böyle diyordu nişanlısına.
‘‘Emin olmalıyım prens, aşkımdan, sizi sevdiğ |
|
|
"Hayır Hayır!"
Fron Fihziştayn sivri burnunu geriye dikmiş, salonun ortasında küçük ve sivri daireler çizerek yapmacık siniriyle dolaşıyordu. O sırada odaya tavus kuşu gibi kabarık dantelalar içinde karısı girdi. Karısını gören Fihziştayn bir drama oyuncusu edasıyla "Ah Frolayn!" diye karısına yöneldi. Normalde nefret ederdi karısından. Bir tekmelemediği kalmıştı. Belki tekmelemişti de. Artık koşullar nasıl arz ederse... "Agh!" dedi "Dantela" Frolayn ve iki böcek gibi, sivri burunlarını tavana dikip iki büyük kibir halinde salonu turlamaya başladılar. Agh!
|
|