Yazar Tanıtımı | 1 Eylül 1983 Gönen/Balıkesir doğumluyum. Şu anda Çanakkale 18Mart Üniversitesi Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksek Okulu Konaklama İşletmeciği bölümünde okuyorum. Şiir/deneme yazmaya 1996 yılında başladım ve bunun her zaman bir hobinin ötesinde gördüm. Yazmak, benim için hayatın ayrılmayan bir parçasıdır. Buradaki şiir/denemeleri okuyacaklar belki de bu sebepten dolayı kendilerinde de bir şeyler bulacaklardır. Kendi yaşadıklarımdan öte şeyleri kaleme almaya çalışıyorum. Çoğu zaman olan'ın değil olması gereken'in yazılarıma yansıması bundandır.
Aslında çok fazla bir şeyleri okurlara açmanın pek doğru olmadığını düşünen biriyim. Çünkü, bence, okurun gözünde yazar ulaşılması zor bir yerde durmaktadır. Okur yazara ulaşır ve onun kendinden farklı bir şeyler yapmadığını, sadece bunların notunu tuttuğunu anlar ya da anladığını sanırsa, bu yazar için pek olumlu olamayacaktır kanımca.
Bu yüzden kendimi tanıtmayı burada bitirmek istiyorum. Özel olarak gelecek sorulara, yukarıdaki gerekçe ölçüsünde cevap vereceğimi belirtmek isterim.
saygı ve sevgilerimle
celâl hikmet |
Yazısının Özellikleri | serbest vezin... görünenin arkasındakiler.... |
Edebi Etkiler | Nâzım Hikmet RAN, Can YÜCEL, Yılmaz ODABAŞI, Murathan MUNGAN |
Benzer Yazarlar | Yılmaz ODABAŞI, Murathan MUNGAN |
Özgeçmiş | 1 eylül 1983 Gönen doğumluyum. İlk öğrenimimi Gönen'in Bostancı Köyü'nde, orta öğrenimimi Gönen Turizm Otelcilik ve Meslek Lisesi'nde tamamladım. Hâlen Çanakkale 18Mart Üniversitesi Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksek Okulu Konaklama İşletmeciliği bölümünde öğrenimime devam ediyorum. Çiftçi bir ailenin üçüncü çocuğu ve tek oğluyum. Asıl adım Mehmet Mustafa ÇUHADAROĞLU olup celâl hikmet adını mahsal olarak kullanmaktayım. |
Bulunduğu Yer | Çanakkale |
|
Dinlenmesi ve söylenmesi yasaklanmış
her zaman dilin ucunda olan
fakat bir türlü hatırlanmayan bir türküsün
Ne zaman söylemek istesem seni
dilimin ucuna takılıyor bütün mısraların
Akıp gitmiyorsun çığlıklar arasında karanlığa
Ve çıldırtıyor beni
düşünmek ama hatırlayamamak seni
celâl hikmet (Yasak Aşk Türküleri)
Görüngünün arkasındaki gerçeklikten
Merhaba...
Yasaklanmış şarkılar, türküler, kitaplar, sanat eserleri, insanlar, siyasi partiler ve aklımıza gelmeyen bir çok şeyle karşılaştık geçmişte. Topluma hakim olan, onları yöneten konumunda olan insanlar, toplumun neyi okuyup okumayacağına, neyi seyredip seyretmeyeceğine, neyle ilgilenip ilgilenmeyeceğine vs. hiç yetkiler olmadığı halde sürekli müdahale etmiş, sürekli bir şeylere yasaklar koymuş, bir şeylerin önünü sürekli kesmiştir; sakin toplum onları oraya getirmemiş gibi. Almışlardır bir kere "iktidar hırsının" tadını. Onlara göre herkes yığındır. Sadece onlar vardır. Dünya onları üzerine kurulmuştur.
Halbuki hâl hiç de böyle değildir. İnsanlar hiçbir zaman için "sürü" değildir. Yeter ki kendi güçlerinin ve iradi seçebilirliklerinin farkında olabilsinler.
Ve sürekli tartışılmıştır : "Sanat sanat için midir, yoksa sanat için mi?, Sanatta ideoloji olmalı mıdır?" vs. İlk sorunun yanıtı bence katiyen bellidir : Sanat toplum içindir.
İlk sorunun yanıtı bu olunca, ikinci soru da kendiliğinden yanıtmanıyor zaten : Sanat toplum içinse, mutlaka ideolojik olmalıdır. Toplumsal ve sınıfsal bakmayan hiçbir sanat eseri o konuda yapılan bir "proje"den öteye gidemez.
Bu çıkarsamaya şurdan varmaktayım : İnsan hayatının hayatını her evresinde ideoloji vardır. Oturduğumuz evlerde, yaşadığımız mahallelerde, insanların yüzlerinde, giydiğimiz kıyafetlerde, yediğimiz yemeklerde... İnsanla ilgili olan her şeyde. Bunun nasılını tanımlamak çok zordur ve ben de tanımlamayacağım. Ama bu dediklerimin arakasında olmadığım anlamına gelmemektedir.
Yasaklanmamış bir hayat sürmek insanların hakkıdır. Sanat da bunun içindir zaten. Bir şeylere yasak koymak, insana yapılmış hakaretlerin en büyüğüdür. "Senin aklın neyin doğru olup olmadığına karar verecek kadar yetkin değildir" demekten başka bir şey değildir bu.
Umarım insanlar bunun hakkını verecek çalışmalar yaparlar ve yaptıkları çalışmalarda ısrar eder ve bunu geliştirirler. İnsanlık bunu hak etmektedir.
|
|