|
Dinlenmesi ve söylenmesi yasaklanmış
her zaman dilin ucunda olan
fakat bir türlü hatırlanmayan bir türküsün
Ne zaman söylemek istesem seni
dilimin ucuna takılıyor bütün mısraların
Akıp gitmiyorsun çığlıklar arasında karanlığa
Ve çıldırtıyor beni
düşünmek ama hatırlayamamak seni
celâl hikmet (Yasak Aşk Türküleri)
Görüngünün arkasındaki gerçeklikten
Merhaba...
Yasaklanmış şarkılar, türküler, kitaplar, sanat eserleri, insanlar, siyasi partiler ve aklımıza gelmeyen bir çok şeyle karşılaştık geçmişte. Topluma hakim olan, onları yöneten konumunda olan insanlar, toplumun neyi okuyup okumayacağına, neyi seyredip seyretmeyeceğine, neyle ilgilenip ilgilenmeyeceğine vs. hiç yetkiler olmadığı halde sürekli müdahale etmiş, sürekli bir şeylere yasaklar koymuş, bir şeylerin önünü sürekli kesmiştir; sakin toplum onları oraya getirmemiş gibi. Almışlardır bir kere "iktidar hırsının" tadını. Onlara göre herkes yığındır. Sadece onlar vardır. Dünya onları üzerine kurulmuştur.
Halbuki hâl hiç de böyle değildir. İnsanlar hiçbir zaman için "sürü" değildir. Yeter ki kendi güçlerinin ve iradi seçebilirliklerinin farkında olabilsinler.
Ve sürekli tartışılmıştır : "Sanat sanat için midir, yoksa sanat için mi?, Sanatta ideoloji olmalı mıdır?" vs. İlk sorunun yanıtı bence katiyen bellidir : Sanat toplum içindir.
İlk sorunun yanıtı bu olunca, ikinci soru da kendiliğinden yanıtmanıyor zaten : Sanat toplum içinse, mutlaka ideolojik olmalıdır. Toplumsal ve sınıfsal bakmayan hiçbir sanat eseri o konuda yapılan bir "proje"den öteye gidemez.
Bu çıkarsamaya şurdan varmaktayım : İnsan hayatının hayatını her evresinde ideoloji vardır. Oturduğumuz evlerde, yaşadığımız mahallelerde, insanların yüzlerinde, giydiğimiz kıyafetlerde, yediğimiz yemeklerde... İnsanla ilgili olan her şeyde. Bunun nasılını tanımlamak çok zordur ve ben de tanımlamayacağım. Ama bu dediklerimin arakasında olmadığım anlamına gelmemektedir.
Yasaklanmamış bir hayat sürmek insanların hakkıdır. Sanat da bunun içindir zaten. Bir şeylere yasak koymak, insana yapılmış hakaretlerin en büyüğüdür. "Senin aklın neyin doğru olup olmadığına karar verecek kadar yetkin değildir" demekten başka bir şey değildir bu.
Umarım insanlar bunun hakkını verecek çalışmalar yaparlar ve yaptıkları çalışmalarda ısrar eder ve bunu geliştirirler. İnsanlık bunu hak etmektedir.
|
|