Beyaz Gül
Beyaz gülü asla koparmak istemedim… Ve yine aniden bir üzüntü döküldü dudaklarımın arasından; “Nereye”.… O!..O, çoktan uzun ve standart caddenin sonundaydı işte. Kumsalda bensiz yürümeye devam ediyordu artık.
Beyaz gülü asla koparmak istemedim… Ve yine aniden bir üzüntü döküldü dudaklarımın arasından; “Nereye”.… O!..O, çoktan uzun ve standart caddenin sonundaydı işte. Kumsalda bensiz yürümeye devam ediyordu artık.
Lisenin en yakışıklı en popüler ve en karizmatik delikanlılarından Metin 15 Mayıs cumartesi günü evleniyordu. Metin arkadaşlarının içinde en haylazıydı. Bir sürü tanınmış arkadaşı vardı. Arkadaş çevresi tarafından sevilen biriydi.
“Ellerim boş dönüyor bana.” Bu sözleri sen söylemiş olabilir misin bana? Tarzı seninkine benziyor. Ne önemi var ki; dedim sonra.
Senin gerçekten yaşadığını hissetmek için, "derinlere dalmak lazım"mışı da anladım. Ama, derinler, bana çok uzak. Aynı, yaptıklarımın, yapmak istediklerime olan uzaklığı gibi işte. Yavaş yavaş sende kendi kayboluşumu hissediyorum. Tamamen kaybolduğumu anl
...Bir an için odayı sessizlik kapladı.Oda zaten yeterince sessizdi.Pencereler yalıtılmıştı.Kapı bile ses geçirmeyecek şekilde tasarlanmıştı.
Doktorun,her hastasında olan “Acaba bu odada konuştuklarım bu odadan dışarıya çıkar mı?” sorusunun Handan'ın kafasını meşgul ettiğini anlaması uzun sürmedi.
-Lütfen rahat olunuz.Burası sadece bize acı veren hayatla değil,aynı
Kasada para üstü çevirirken, müşteriye biraz para veriyor, sonra “Oldu mu?” diyordu. Müşteri “Eksik” deyince biraz daha veriyordu. Kasada sık sık açık çıkıyordu.
...Bir an için odayı sessizlik kapladı.Oda zaten yeterince sessizdi.Pencereler yalıtılmıştı.Kapı bile ses geçirmeyecek şekilde tasarlanmıştı.
Doktorun,her hastasında olan “Acaba bu odada konuştuklarım bu odadan dışarıya çıkar mı?” sorusunun Handan'ın kafasını meşgul ettiğini anlaması uzun sürmedi.
-Lütfen rahat olunuz.Burası sadece bize acı veren hayatla değil,aynı
İçindeki sızı ancak bu böyle uslanırdı. Bütün bunları hatırlamaya hiç gerek yoktu halbuki! Birazdan, buz gibi kaygan asfaltın üstünde bir oyana bir bu yana savrulup, demir bariyerlere çarparak duracaktı araba.
Dengi olmayan insanlarin muhabbetlerini kulaklarina yükleyerek, dengesiz olmamak icin bilerek susmustu.
Konustugunda, söylediklerinin yasadiklarina denk gelmesini istediginden, konusmadan yasamayi ve yasadiktan sonra
konusmayi yeglemisti.
...Bir an için odayı sessizlik kapladı.Oda zaten yeterince sessizdi.Pencereler yalıtılmıştı.Kapı bile ses geçirmeyecek şekilde tasarlanmıştı.
Doktorun,her hastasında olan “Acaba bu odada konuştuklarım bu odadan dışarıya çıkar mı?” sorusunun Handan'ın kafasını meşgul ettiğini anlaması uzun sürmedi.
-Lütfen rahat olunuz.Burası sadece bize acı veren hayatla değil,aynı
Ellisine yakındı Sakine hanım ama hala güzel ve bakımlıydı. O kadar işinin arasında kendine nasıl vakit ayırabildiğini anlamak güçtü doğrusu.
Gerçekten çok şaşırmıştım. Bir anda kendimi o kadar mutlu ve rahat hissettim ki; şimdi karşımda uzanan adamın bir doktor olduğuna inandım. Beyinlere çakılan cam parçacıkları ve çivileri çeken bir doktor.
Kaybedenlerin sessiz çığlıdır bu öykü,bütün kaybedenlere şapka çıkarırım...
Hayatın akışının çok çabuk değişebildiğine inanalar var mı acaba?Hergün gördüğümüz yüzlerin bir gün hatta bir saat içinde bambaşka olduklarını fark edebilenler var mı?Kaçışın kurtuluş olduğuna inanlar için...