CENGİZ MAÇOĞLU

Bir Seçim Masalı ve Mızıkacı Hafifliği; Dtp"nin İflas Ettirdiği Gazetecilik ve Siyasetçilik

Mızıkacılar yanıldı. Kürt bölgelerinde DTP’nin çözümü dayatan siyaseti kazandı. Ama ne hikmetse ülkenin en büyük siyasi parti liderleri ve gazetecileri, yine bilindik mavallar okumaya başladılar. Sözgelimi son yirmi dört saatte, DTP’nin “kimlik siyaseti” üzerinden nemalandığı yorumları çoklukla dillendiriliyor.

2 Yazı

Faşist çoğunluğa karşı derin bir vadide mahsur kalmış insanların kardeşlik çığlıkları yankılanıyordu o gece Lütfü Kırdar Kongre Merkezi’nde…
Rakel Dink, senin güvercin yüreğinin derinliklerinden titreyerek çıkan sesine kulak veriyorum, o sesi bir başkasına naklediyorum, o başkası yok mu, bir diğerine derken sesin dilden dile…

Zayıf Tel Kompleksi ve Fatih Altaylı Gazeteciliği

Savaşın; işgali, öldürmeyi-öldürülmeyi, ganimeti, tecavüzü, hırsızlığı, vurgunu doğal kıldığı göz önüne alınırsa Fatih Altaylı’ya düşen görev sanırım Joseph Gobbels’in görevidir. Gobbelslik Fatih Altaylı’ya düşer mi bilinmez ama olası bir iç savaşta muhtemelen Fatih Altaylı kendisi için savaşçılardan güzel, alımlı insan hakları derneği üyesi kadınları; Ermeni ve Kürt kızlarından

Diyarbakır Mızıkacıları

DTP’nin kürt bölgelerinde iktidar olma hedefi ve bu hedefin ideolojik değerler bağlamında politika üreterek meydanlara çıkması, var olan bir sorun üzerinden kendini tanımlaması ve toplumsal sorunlara karşı çözüm araması kadar doğal bir olay ya da olgu yoktur.

Sosyal İlişkilerde Akıl Tutulması ve "Jeanne" Eyre...

Zaten Bay Rochester sağlıklı bir erkekken ona sadece tanrısal bir saflıkla aşık olmuştur. Bedeninin hiç bir bölgesi ıslanmamıştır. Oysa burjuva aşkların feodal aşkları sollaması ıslaklıkla ilgildir. Yani burjuva bir erkek bir kadının bakışını sanırım sütbeyaz kalçalarını ovmak için beğenecektir. Kadının üremeye katkısı artık önemini yitirmiştir.

Gebze'de Bedava Bir Gün

Bir ağustos gününün sabahında, Eminönü rıhtımında sekiz yıl sonra iki arkadaş buluştu. Sabahın ilk saatlerinde görüşüp ayaküstü ikişer balık ve birer bardak şalgam içip Kadıköy vapuruna bindiler. Biri Gebze’nin ünlü şoförlerinden Fehmi Taşyürek’ti. Diğeri yaşadığı memlekette adı sanı pek duyulmayan sıradan bir Türkçe öğretmeniydi.

Çiğ Gözlünün Yanında

Karanlık, güneşin batmasını nasıl evecenlikle beklerse, biz de onun gelmesini aynı sabırsızlıkla beklerdik. Yalnız o aralar bu denizin kıyıları, şimdiki gibi utanmaz değildi. Bu sahillerde Tanrı’yı gücendirecek hiç bir şey olmazdı. Sabah yürüyüşü için çıktığınızda geceden kalma sevimsizlikleriyle kondomların denizin yüzeyinde içlerine su alarak şiştiklerine rastlamazdınız. Bunu hatırladığımdan

Kertenkele ve Ben

Nezihe’nin elindeki çay ile ön dişlerine tutunmuş, iyi piştiği kızarıklığından anlaşılan poğaça dikkatimi çekerdi. Her keresinde alaylı halimin işbirlikçisi hınzır gülüşümle:
—Bakınız, derdim. Böyle giderse öbür dünyaya götüreceğiniz tek sermayenizin, kalçalarınız ve göbeğiniz olacağına dair bahse girerim. Ama siz yine de unutmamam için bana miras olarak,

Aj (L) Anın Karmaşası

Kendisinden beklenmeyen bir çabuklukla, çantasına davrandığı an, Ulaş’ın tam ensesine 7,65’lik bir namlu dayandı. Ulaş kayıtsızca:
—Sen zaten beni öldürdün, dedi. Tetiği çeksen ne fayda, demesine fırsat kalmadan Ajlan kızımız, tiz bir çığlıkla uyandı. Başucu arkadaşları da ordaydılar. Yine ağlamaklı biçimde:
—Ulaş, dedi. Bu

Tanrının Huzurunda

“Bu solcuların da ayrıcalıklı liderleri, dokunulmaz generalleri, söz söylenmez tanrıları yok mu? Polis örgütleriniz, hapishaneleriniz olacaksa, neden yaşamı kendime zehir edeyim ki?” Aynen böyle söylenmişti. “Sevgili Tuna’cığım” derken, Rus romanlarının o kibar, kadın karakterleri gibi içini dökmüştü. Bu konuşmalara kadar Nilüfer, benim için gülünç, sefih, ancak bir öyküde

Başa Dön