Herkesin Mutlu Olabileceği Bir Türkiye Mümkün
En mühimi Türk insanlarına yeni düşünce ve fikirler öğretilmesi gerek, özgürce düşünebilmelerinin önü sağlanması gerek.
En mühimi Türk insanlarına yeni düşünce ve fikirler öğretilmesi gerek, özgürce düşünebilmelerinin önü sağlanması gerek.
''Tarih milletlerin tarlasıdır. Her toplum geçmişte ne ekmişse, gelecekte onu biçer.'' der ünlü Fransız düşünür Voltaire... Tabi ki tarihe her millet önce kendi bakış açısından göz gezdirecek, kazandığı başarıları ile gurur duyacak, başarısızlıklarını da mümkün mertebe hatırlamamak ve ders çıkarmak niyeti ile aklının, toplumsal hafızasının bir yerlerinde saklı
Aşk dediğin; öyle bir his ki Herkese göre değişir Herkes kendince hisseder ama toplumun gerektirdiği gibi davranmayı olağan sanır Bana göre ise Tek bir an. Tek bir an ama. Saniyelik Biliyorsun, bildiğini de biliyorum
tesadüf, insanoğlunun var olduğuna inandığı; fakat kendini kaptırmaktan geri durmadığı bir hayal ürününden ibarettir.
Yahu başka işin gücün yok mu senin be insanoğlu? Zırt pırt hayvanlara çip takacağına, vahşileşen insanları nasıl ehlileştirir, yola getiririm, onun hesabını yap bir kerede... Denizleri, gölleri kirleten sen. Havaya zehirli gazları salan sen. Irmakları sanayi atıkları ile yaşanmaz kılan sen. Her şeyi hallettin, dünyayı düzelttin de bir
Seçim yarışını kazanması belki çok zor fakat en güzel şeylerden biri olan, kişi ve sempatizan kazandığı kesin diyebilirim.
Bugün günlerden cumartesi! Aslında hiç halim olmamasına, vücudumda garip bir ağrı, sızı ve içten içe üşümeye bağlı titreme olmasına rağmen elime aldığım bir kitabın arasından 2004 yılına ait bir gazete kupürü düştü.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türk Çocuklarına armağan edilen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, onlarca yıldan beri dünya çocukları ile de beraber bir şenlik havasında kutlanmaktadır. Yurdumuz için bundan daha güzel bir dostluk ve kardeşlik örneği ve tanıtımı olabilir mi? Dünya Çocukları bu bayramı size
yaşamak, insanların iki durum arasında tecrübe kazandığı ve edindiği bu tecrübelerini etrafına aktarmakla yükümlülük sahibi olduğu olaylardan ibarettir;
Çok sıradan bir öğle yemeğiydi bizimkisi. Yeni evlenen hanım bir arkadaşımla; havadan, sudan, işten, geçmişten, gelecekten sohbet ediyor bir taraftan da ne güzel kahvelerimizi yudumluyorduk Ne ara konu zamanın kıymetini bilmeye geldi inanın ben de anlamadım ama tam iki saat boşa geçirilen saatleri konuştuk
Millet olarak en büyük şikâyetimiz kitap okumayışımızdır. Bu şikâyetimizde çok da haksız değiliz. Teşhis doğru da tedavi konusunda bir arpa boyu yol almış sayılmayız.
vefa; sevgiden yoksun karanlık kör kalpleri aydınlığa kavuşturan ışık, insanlar arasındaki dostlukların meydana gelmesine vesile olan, kopması imkansız kalın güçlü bir bağdır.
Konfuciuz (Konfiçyus), hayatın anlamını şu iki kavram ile özetler: Kendine hakim olmak ve nezaketli olmak. Sonra açıklar, kendine hakim olmak, insaniyetli olmak demektir.
Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki gücü yeten gücü yetene
Zalimliği, zulmü, işkenceyi eden edene,
Haksızlığı, yolsuzluğu, sahtekarlığı seçen seçene,
Doğru yoldan ayrılıp yanlış yola giden gidene
Babalara özel olsun...