..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsanlar yalnızca yaşamın amacının mutluluk olmadığını düşünmeye başlayınca, mutluluğa ulaşabilir. -George Orwell
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Roman > Aşk Romanı > Irmak Soytaş




6 Şubat 2011
Günahkar 3  
Irmak Soytaş
Yüzünde hiçbir değişiklik olmamıştı.Bir aslan avına nasıl bakarsa öyle bakıyordu.Ne annemele babamın şaşkın yüzlerini ne de Murat’ın anlamayan bakışlarını farkettim


:BFEB:
Herkes gibi olmayı istiyordum.Herkes gibi sabah işe gidip akşam eve dönmek,çocuklarım ve ailemle mutlu yaşamak istiyordum.Doyumsuz arzuların olmadığı düzgün bir hayat.Ama bu adam beni tutkulu hayallere itiyordu..Bana sarılırken kokusu içime çektim.Pahalı ve erkeksi bir parfüm kokusu burnumu yakıyordu.Ona daha çok yakın olmak istiyordum.Bana sarılıyordu bende ona sarılmak istiyordum.Ama geçen gün söyledikleri aklıma gelince ellerim yana düştü.Sonra onu ittim.Gözlerinin içine bakarak
-Geçen gün söylediklerin içinse bu tavrın gereksiz.Boşuna zaman kaybetmişsin .Kaşlarını hafifçe kaldırarak
-Özür dilemek mi ?Niçin özür dileyeyim ki
-Ba..na çirkin olduğumu sölemiştin.Unuttun mu?
-O mu çirkin olduğunu söylemedim ki Sadece güzel olmadığını söyledim
-Peki niçin bana sarıldın
-Üşüyordun.Sadece beden ısımı kullanarak sana iyilik etmek istedim.
-Beden ısını mı…Niçin beni bekliyordun. peki?dedim öfkeyle
-Seni beklediğimi kim söyledi?Beklememi mi isterdin?Sinirlerim bozulmaya başlamıştı. Ukala herif ne olacak?
-İyi o zaman .
-İyi .Yürümeye devam ettim.Gözlerim dolmuştu.Ne kadar aptaldım ne kadar ..Ama söyledikleri beni beklediğini göstermiyormuydu?Niçin herşeyi yanlış anlıyorum?Arkamdan bağıran sesini duydum.
-SEN ÇİRKİN DEĞİLSİN durdum .Arkama bakmaya gücü yoktu.Bana neler oluyordu?Niçin bu kadar..bu kadar kızarıyorum
-Sen çok tatlısın diyen bir ses fısıldadı kulağıma.Yaklaştığını bile duymamıştım.Nefesi tenime değerken inlememek için kendimi zor tutuyordum.Arkamdan sarıldı.Kulağıma doğru fısıldamaya devam ediyordu.
-Sen çok tatlısın dedi yine.Küçük birşeysin ama insanı birşekilde etkiliyorsun.Beni kendine çevirdi Başmı yavaşça kaldırdı göz göze geldi .Gözlerim dudaklarına kaydı o kadar ıslak ve tahrik ediciydi ki.Yavaşça başını eğdi.Gözlerimi kapattım.Onu bekliyordum.Onu hissetmeyi bunun gerçek olduğunu hissetmeyi…
-Bunu mu bekliyordun dedi.Gözlerimi hızlıca açtım.Yüzümü bana hala çok yakındı .Gülüyordu
-Ne bekliyordun?Kusura bakma ama çocuklarla işim yok benim .O zaman gerçeği anladım.Sadece benimle oynuyordu.Ondan hoşlanıp hoşlanmadığımı anlamak için…Aman Allah’ım yer yarılsaydıda içine girseydim.Keşke şu an ölseydim.
-Baban bir dosyayı almak için beni gönderdi.Evinizi bulamayınca seni beklemek zorunda kaldım..Sadece başımı salladım.Arabaya doğru peşinden ittim.Kalbim acıyordu.İlk kez böyle bir şey başıma gelmişti.Ruhsuzca yolu tarif ettim.Sonra hızlıca arabadan indim.Eve girince hemen odama çekildim.İlk kez onurum ayaklar altına alınmamıştı ki?Niçin ağlıyordum? Niçin bu kadar çaresiz hisediyordum.Çocukkende,lisedeyken hatta üniversitede bile insanlar bana böyle davranmıyor mu?Çocuksu göründüğüm için herkes beni küçümsemiyor muydu?O zaman alışmış olmam gerekirdi..Ruhum acıyordu.
Okula uğramayalı bir hafta oldu.Sabahları okula diye evden çıkıp dolaşıyordum.Kimseyi özellikle kim olduğumu bana hatırlatan herşeyden herkesten kaçmak istiyordum.Hayatım boyunca kendimi inandırdığım herşey artık o kadar değersizdi ki…Artık hiçbir şey beni mutlu hissettirmiyordu.Vapurun güvertesine çıkmıştım.Deniz kokusu,martıların sesi,Kız kulesi…
Ah İstanbul.Sende herkes gibisin.Herkes gibi acımasız,utanmaz bir masal kahramanısın.Asla gerçekleşmeyecek rüyalarımın kahramanısın.Utancımın sebebisin.Ah vefasız İstanbul herkes gibisin.Aklımdan bunlar geçerken bir anne gördüm.Çocuğuna sımsıkı sarılmış gencecik bir kadın.İçimde anlayamadığım bir sızıyla gözyaşlarına bulandım.Gülerek depresyon dedikleri bu olmalı dedim.O kadar yalnız ve bitkindim ki…Vapurdan ininceye kadar boş gözlerle anneye baktım.Eve vardığımda babamın öfkeli sesini duydum.Odaya ürkerek girdim.
-Ben geldim.Babamın üzgün bakışlarıyla karşılaşınca
-Ne oldu baba?
-Nerdeydin?
-Okulda dedim yüzüm kızararak.
-yaa deyip yüzüme bakmadan odadan çıktı.
-Murat aradı.Kaç gündür niçin okula gelmediğini sordu.Çocuk endişeliydi.Ara istersen dedi annem babamın peşinden giderken.Hiçbirşey diyemedim.O kadar kendi dünyama dalnıştım ki.O kadar zayıf karakterliydim ki.Ne özür dilemeye ne de okula gitmeye gücüm vardı.
Nerdeyse bir ay boyunca ne okula gittim ne de evden çıktım.Annemler benimle konuşmayı bırakmışlardı.Sadece kınayan gözlerle yüzüme bakıyorlardı.Arkadaşlarım kaç defa aradılar kaç defa eve geldiler.Ama ben…hiçkimseyi istemiyordum.Güçsüzlüğümü yüzüme vuracak hiçbir şey istemiyordum.Savaşacak gücü olmayan aciz kızı görmelerini istemiyordum.
Annemin sesiyle uyandım.Saate baktım.Akşam yemeği vaktiydi.Demek ki artık onlarla yemek yemeye bile çağrılmıyordum. Ama annemin hıçkırıklarını duyunca hemen odamdan çıktım.
-Ah Berna Hanımcığım ne yapacağım kız bir alem babası başka.Kızı rahat bırak diyor ama bir ay oldu ne okula gidiyor ne dışarı. Çıkıyor.Bizimle bile konuşmayı bıraktı.Odasından çıktığı yok.
-Genç kız olur böyle şeyler .Odaya girdiğimde ilk babamı farkettim.Hiç bir şey demeden yere bakıyordu. Kendime yabancı olan bir sesle
-Berna Hanım haklı anneciğim dedim.Herkes şaşkınlıkla bana bakıyordu.Ama gözlerim babamda konuşmaya devam ettim.
-Gençlik bunalımı.Ama keşke önce benimle konuşsaydınız.Bu kadar üzülmenize gerek kalmazdı.Babamın yanına gittim ellerini avuçlarımın içine alarak
-Sadece gençlik bunalımı dedim yine.Yarın okula gideceğim.Üzülmeyin lütfen dedim.Sonra ateşe dokunmuş gibi yanarak ayağa kalktım.Tam odadan çıkarken onunla göz göze geldim.Şaşkınlıkla bana bakıyordu.Odama gittim.Murat’ı aradım.
-Murat ben Ecem lütfen bize gelir misin?Biraz konuşmaya ihtiyacım var
-Tamam hemen geliyorum.Murat çocukluk arkadaşımdı.Bana bir abi kadar yakındı.Her zaman yanımda olan,beni önemseyen güvenebileceğim tek insan.Üstümü değiştirdim.
-Esra teyze nasılsınız? Diyen Murat’ın nazik sesiyle kendime geldim.
-Bücür yaşıyorsun dedi gülerek.
-Ölmemi mi isterdin?dedim ona sarılarak.Sonra bize merakla bakan misafirlerimize döndüm.Melih’in gözlerinin içine bakarak geriye kalan onurumu korumak amacıyla
-Murat ,erkek arkadaşım.Yüzünde hiçbir değişiklik olmamıştı.Bir aslan avına nasıl bakarsa öyle bakıyordu.Ne annemele babamın şaşkın yüzlerini ne de Murat’ın anlamayan bakışlarını farkettim.Sadece o vardı.Beni karanlığa tek hareketiyle çeken o.İlk kez yaptığım aptallıkları farkettim.İlk kez gerçeği tam anlamıyla kavradım.Diğerleri gibi olmamamın ne anlamı vardı ki?Niçin bunalıma girdim ki?Niçin onunla savaşma yerine kaçmayı tercih ettim?Ne söylemişti ne yapmıştı..Bildiklerimi bana kanıtlamaktan başka ne yapmıştı?Daha güçlü olup herşeye rağmen hayata tutunmam gerekmez miydi?Başımı kaldırdım.Sonra Murat’a dönerek
-Çıkalım mı ?
Evden çıkınca onların evlerinin bahçesine gittik.Murat bize yiyecek birşeyler getirikten sonra.Şirince gülmeye çalışarak ellerimi önümde birleştirdim.
-Özür özür.dedim.
-Niçin?dedi anlamazlıktan gelerek Telefonlarıma cevap vermedin,size geldiğimde beni kabul etmedin,sonra da içerde söylediklein..Hangisi için?
-Üzgünüm.Depresyona girmiştim bu yüzden kimseyle konuşmak istemedim.İçerdekini de unut.Sadece saçmaladım.Lütfen abi affet
-Yalaka şey ne olacak?
-Abicik affet dedim ona sırnaşarak.
-O çocuktan hoşlanıyorsun dedi gözlerime bakarak ne cevap verecğimi bilemeyerk ona sarıldım.
-Aptal dedi
-Biliyorum dedim
-O zaman niye böyle davranıyorsun?
-Onurumu kurtarmak için dedim.Hiç bir şey anlmamıştı.Sadecebana daha sıkı sarıldı. O sırada Melih’i gördüm.Arabasının önüde bize bakıyordu.Karanlıkta parlayan bir çift kara göz .
-O çocuk Melih Özdamar.Senin bilmediğin bir dünyanın prensi.Unut onu.Yoksaa canın çok yanar diyordu saçlarımı okşayarak.Oysa ben çoktan ona tutulmuştum.Göz gözeydik.Yüzünde tuhaf bir gülümseme belirdi.Ruhumu eriten bir gülümseme.Gözlerimi ondan ayıramadım.Ona gitmek istiyordum,önünde diz çökmek.Sanki bunu farketmiş gibiydi.Aklıma onurumu nasıl ayaklar altına aldığı geldi.Beni bu hale nasıl getirdiği.Murat’a daha sıkı sarıldım bana güç verecekmiş ,beni durduracakmış gibi.Öfkeyle baktım gözlerine.
-Bir daha asla. dedim .Gözlerimi ondan ayırmadan .Artık ona bu kadar kolay kanmayacağım.Artık güçlü olacağım.Kolay bir av olmayacağım…artık.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın aşk romanı kümesinde bulunan diğer yazıları...
Günahkar 4
Günahkar
Günahkar 2

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Mahsumane [Şiir]
Karanlık İstanbul Semalaı [Deneme]


Irmak Soytaş kimdir?

Yazmayı seviyorum

Etkilendiği Yazarlar:
Ahmet hamdi tanpınar,Gogol,Shakespeare,George Orwell,tolstoy gibi yazarlardan çok etkileniyorum.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Irmak Soytaş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.