"İşimden büyük tat aldığımı söylemeliyim." -John Steinbeck |
|
||||||||||
|
Usulca yakar canımızı. Hâlâ ağustosun havai, umursamaz, ılık son günleriyle oyalarken kendimizi, hiç de farkına varmadan geçiveririz eylülün sarıdan kızıla dönüşen kederine. Nafiledir direnmeler sonbaharlara… Hani baharı nasıl karşılamışsak, ayazlardan geçip gelen yüreğimizi tazeleyerek, nisanlarda nasıl vurmuşsak gözlerimizi birden yeşeriveren badem ağaçlarına, törensel bir geçiş için günlerce nasıl aklayıp paklayıp ipek tüller içinde sermişsek güneşin ilk ışıklarına yüreğimizi... Daha serinken akşamlar, önüne geçilemez bir coşkuyla nasıl salmışsak kendimizi Karanfil Sokağında çay bahçelerine hafiften ürpererek… Böyleyse baharı karşılamak. Uzunca bir zaman yolları gözlenmiş sevgili gibi yani, biraz törensi, biraz masalsı… Uçurum kenarında dans etmek, bir kıvılcımın ateşinde gönüllü tutuşmak gibiyse yani baharı uzun hazırlıklarla karşılamak… Bile bile, uçuk sevinçlere ve eskisinden beter kederlere yeniden açmaktır içimizi aynı zamanda… Sonbahar ise aksine bütün bunların, hiç farkına varılmadan, aniden geliverir işte. “hani uyandım bir sabah” gibi kendimizi buluveririz güz yağmurlarının serinliği içinde. Çoktan dökülmeye başlamış yapraklar usul usul savrulur rüzgarıyla bu şehrin… Biz; nisanla gelen sevdaların yenilgisini kabullenmeye vakit bulamadan gidenler çoktan gitmiş, o binbir isimle taçlandırdığımız yürek atışları çoktan derin bir ıssızlığın koyuna eski bir bohça gibi atılıvermiştir… O zaman baharın yalancı yüzünü, eylülle geliveren hazırlıksız kederlerin yürek burkan, keskin bıçak ucuyla açılmış yaralarına gömmeye çalışmak nafiledir biliriz… Biliriz ki, bir ömür taşınacak yük almışızdır omuzlarımıza. Sevdalı olmanın o neşeli, o en dayanılmaz kıpır kıpır, pervasız hallerinin bedeli, ödenecektir mutlaka. Ya yeni bir nisan gelinceyedek bohçasında, kıvrımlarına yeni kederler gizlenmiş tekrar sevdalarla, ya da her mevsim eylüldür artık nasılsa…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Gülcihan Atalay, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |