..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Sevgi bilmekten doğar." -Mevlana
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Şiir > Kent > İbrahim Kilik




25 Mayıs 2010
İstanbul Günlüğü  
Her Çağda Açan Gül

İbrahim Kilik



:ABAE:
Yüreğimde süveyda adında bir hece sadece is düşer iz bırakır olur ya karda leke.
Sodom ve Gomore'den kalan müstemleke ahlâk tezleri tuzlanır.
"Geldikleri gibi giderler" erler mutlanır...
Beyaz zambaklar ülkesinde bir mavi gerdanlık.
Sürmedanlık sürme yetiştiremez gözlerine…
Bazen bir Meryem safiyetinde erir günahları.
Ahları cem eder yüreğinde.
Erguvan dalları yorgun kuş kanadı nispetinde salınır eflatuna çalar zaman.
An İstanbul’u soluyan bir sultan…
Yadigar kalır evlad-ı fatihana bir fetih müjdesi asırlardan.
Surlardan makyajı dökülür Bizans’ın.
Bıyıklarına asılır bir yeniçerinin Bizanslı çeri.
Ürperir içleri papazların çan sesinden.
Duygulanırlar ezan sesinden esrik bir ayinin kollarından kurtulmaya çabalarken.
Sabah erken utanır güneş Beyoğlu gecelerinin mahreminden ürkek ürkek bakar.
Alkış ve mum istemez gün Cihangir’de batarken.
Üsküdar’ın ilk ışıkları mümin bir nefesle yayılır etrafa.
Her tarafta bir sükunetli an olurken devran yere iner melek kanatlı gül peri.
Yazar tarihler lâlezarı ve Nedim’i bile, servi revanlar yol alır güzellik iklimine.
Hisarlar atışır karşılıklı Dedem Korkut’un tarzınca soy soylayıp boy boylar.
Bir 29 Mayıs sabahı kurulur toylar dillerde aynı türkü.
“Bir gün gemiler dağlara tırmandı denizden/ Kudret ve zafer bizlere miras dedemizden.”
Gelir bir fermanın ardınca anılar…
Mazi ağlar an ağlar açılır kutlu çağlar mesrur olur Eyüp sultanlar.
Her çağın güzeli kanat açar ram olduğu Türk’ün kollarında çağlara.
Adı yazılır İstanbul diye dağlara taşlara imrenilir üstünde uçan kuşlara.
Elif minareler tebessüm ederken ufuklarında gül soluklu anlar gülümser.
Bir rüzgâr eser fetih yıllarından ihya olur sineler.
Defineler bekler Haliç’te karadan yürürken gemiler.
Gözlerine inanamaz görenler…
Şehre girer atı üstünde bir civanmert cihangir/ çiçek atar yollarına Bizanslı kerimeler.
Teslis inancındaki sisten kurtulur Ayasofya bir zaman.
Cem olur cumalarda gönüller,
Kelimeler aciz kalır manzarayı betimleyemezler…

Ulubatlı’nın yüzünde cennetten kalma tebessümler.
Açar ruhunda kan kırmızı güller naşını elleri üstünde taşırken melekler.
Ekler bahara bir bahar daha devran yerler beyaz zambaklar ülkesine döner.
Mesrurken tüm çiçekler seherde söyleşir şebnemler…
Şehitlerle melekler hem demler.

Çamlıca tepesinde seyirler cami önlerinde güvercinler.
Aynı masalı dinlerken cinler periler hâlinden hoşnut Emirgan’da semaverler.
Semaverle demlik el ele bardakla kaşık gönül gönleler.
Birlik olup dem busesinde ayın türküyü söyler.
Kanatları değer martılarla güvercinlerin Kızkulesi şarkılarını dinler.
Adalar bir hayale dalar suların kollarında uçuşurken serkeş martılar...
Kaldırılır her bahar bu mahalde cümle izinler toplanır güzellikler.
Cem Sultan gönlünde hasretle giderken Frenk diyarlarına.
Sitem yollar yarına ağyarına talihine ağlar gökler.
Bir yeni yetme mizansen konar dalına asırlar güzelinin.
Hâlden anlamayan nadanlar sirkatin söyler.
Bir demli çayın buğusunda erir hüzünler.
Bilinmez ne getirir ne götürür günler.

Kazanı devirenler bilerek nice kazalara yol açardı eskiden yağı kesilen hoşafın suyunu höpürdetenler.
Ketenlerden yelken biçilmezken ipek urbalar giyerdi şehzadeler.
Zadeler boğulurdu yağlı urganlarla saltanat uğruna nice nice.
Tahta at olur tahtları ahir taht için can alanların.
Şehit olur Şehzade Mustafalar Hürrem mahreçli yalanların talanlara tebdil olduğu demler.
Evlat katline sebep olanlar kasılarak gezer de saray bahçelerinde.
Divanda el bağlarlar kılı kıprdamayan ademler.
İstanbul nice zulme şahidedir didedir mavi suları boğazın Nef'i 'nin tenine.
Lâle yağarken Nedim'in gülşenine salınır Göksu'da nice dilber.
Baki, avazın salar duysalar onu da asarlar hâlden anlamayanlar.
Sümbül Zâde bir söz söyler sözünden döner.
Aslına rücu edermiş bir gün her şey.
Sözden gül sağar zaman divanlar yazılır.
Gün gelir İstanbulda dergâhlarda ağırlanır sözün sultanları.
Avni'den gazeller okunur, Muhibbi'den "bir nefes sıhhat" çalınır.
Şiir yıkar riya saltanatını saray duvarlarında beyitler yankılanır...
Susar herkes Yavuz söz alır.
"Şirler pençe-i kahrımda olurken lerzan/ Bir gözleri ahuya zebun eyledi felek." deyu hayıflanır.
Düşer Ayasofya meleklerde hüzün ardı arkası kesilmez olur hüzün öykümüzün.
İstanbul adı dudaklarda bir hasret kalır.
Alır devran cümle güzellikleri güz mevsiminde bir hazan kalır. (Devam edecek)
25.05.2010 İbrahim KİLİK



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın kent kümesinde bulunan diğer yazıları...
Erguvanlar Lâleler
Ankara Hiç Bu Kadar Kara Olmamıştı.
Kahve İle İstanbul
Çay Aşkının Medarı
İstanbul Bir Gül Endam
Çay İstanbul Güzeli
Billur Hayal Busesi
İstanbul
Ankara’ya Kar Yağar
Çay İstanbul Dinginlik

Yazarın şiir ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Hüznümüz Kahverengi
Arzu 1
Cin Biberi
Zaman Dar
Düş Gülü
Mülteci
Dem Masalı
Çççççççççççççççççççç
Pişmanlık Bestesi
Bugün Çay Çaydan Öte

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Hüzün Hikâyesi [Öykü]
Tâli Bey'in Şefliği [Öykü]
Atıl Bey'in Hayalleri [Öykü]
Su Perisinin Öyküsü (Çayın Doğuşu) [Öykü]
Akça Kız [Öykü]
Akça Kızın Vedası [Öykü]
Hava Ayaz mı Ayaz [Öykü]
Üşür Yüreğimde İstanbul [Öykü]
Üşüyorum Sen Üşüyorsun Ankara Üşüyor [Öykü]
Gül Esintisi [Öykü]


İbrahim Kilik kimdir?

Demlik Güzeli (Namı Diğer Çay) Dilberin gamzeleri. Demliğin dem demleri. Bardakta keklik kanı. Tebessüm huzmeleri. Dostun dosta ikramı. Alır yürekten gamı. Fincanda türkü söyler. İnce bellide mani. Zamanın gül kurusu Gülde gülşen dokusu. Rehavetten kurtarır. Pek de şirin doğrusu. Bardaktır mihmandarı. Herkesin çeker canı. Yalnız bu kadar değil. Sohbetlerin mimarı. İnce bir gülüş gibi. İçe süzülüş gibi. Ülfete kapı açar. Kaldırır hep uzleti. Ankara,03. 09. 2007 İbrahim KİLİK

Etkilendiği Yazarlar:
Demlik Güzeli (Namı Diğer Çay)


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © İbrahim Kilik, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.