Her gün yeniden doğmalı. -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Öyle rüzgârlı bir gün gördüm ki, neredeyse deniz dalgalarla yola doğru yürüyecekti. Şimdi farklı mıdır sanki yılkı bir gecede meltemle sevişircesine savruluyor yine o çiçeklerdeki tozlar... Keyfine efkâr bastıysa gidesin geliyor, bahanesiz kaldıysan için eriyor. Karşıda bali çekenler, arka planda çöp toplayanlar, bir de şarlo pantolonlarıyla ücra köşelerden gelen gençler. Her bir yara dermansız anılıyor, kadınlar göğüslerini açacak da şu garipler burada zevklenecek, çöp olursa çöpçü işini yürütecek, balici pimini çekmiş bile. İllüzyonist dünyanın hisleri her zaman ki gibi kral . Denizden dağlar özgürlük, bulutlar ala şafakla yitirilen arzular üstüne bir bardak su gibi içilmiş sevda.. Ekvatorun güneşi vurmuş maviliğin üstüne bir büst gibi dalgalanıyor sensizlik.. Uzaktan hararetli bir ses tonuyla , “Seni öldüreceğim!” Ah!... Zavallı gençlik, bu Teksas filmlerinin fazla etkisinde kalıyorlar. Susuyorum, fikrimin esas kılınmadığı düzleme dönüyorum, hiddetin altında örselenmiş türlü türlü duygular, sersemlemiş eşek arısı gibi kaçan tatminsizliklerim.. Çapkınca bakan palmiyeler, kiminin evi sıvasız, kimi seccadede arsız. Adriyatik geçilir mi? menkul kıymet siyatik olduktan sonra, kıçına kına yapan ısırganlıkla, neme gerek iki keçiyi iki dana gibi tokmaklayan seçiye. Çaprazda iki çift görmekteyim, Azrail’i dahi kıskandıracak derecede neşe dolular. Örnek manzara işte hep böyle olmalı! Zafer nasılsın dostum? - Ooo ne geziyorsun sen burada? - Bu aralar canım pek sıkkın, söyle turlayayım dedim. - Yıllık izine çıktın değil mi? - Yok, bu sefer süresiz izindeyim taşeron firmayla ücret de anlaşamadım. - Hayırlısı be, ama böyle parça parça çalışmalarda bereketsiz oluyor değil mi? - Ne bekliyorsun, it gibi ürerse bilmem neyini düşünen insanlık, herhalde akbabalara yem olduğumuz gibi bize de istihdamı yer mutlak kalmayacak. - Akbabayı nerden çıkardın? Burada akbaba ne gezer? - Burada diyen kim, karşıda ki dağları görüyor musun? - Evet, ne olmuş? - Ezelden gelen yoksulluğun pusluluğu onlar işte. - Nerden çıkarıyorsun bunları, bazen şaşırıyorum bence bina öreceğine neden canlı yayınlarda konuşmuyorsun? - Bırak şimdi bunu olacaklardan bahset. Ütopyanı açık denizlere çevir. - Peki, kusura bakma yarın kuş avına gideceğiz arkadaşlarla, rica etsem gelir misin? - Hiçbir canlıyı öldürmekten keyif almıyorum, ama yinede muhabbetiniz bol olsun. - Peki, teklif var, ısrar yok… - Fettahı görüyor musun? - Memlekete gittiğini duydum, anası ciddi rahatsızmış. - Hayırlısı olsun, tutmayayım seni, arkadaşlara selam söyle. - Baş üstüne görüşürüz Çocukken bize bisküvi verenlerin şimdi sağlık durumları kritik vaziyette, yarın bir gün biz de böyle olacağız, bu bitmeyecek gibi görünen kontratın da süresi var elbet. Büyük bir giz içinde nefesi soluyorum, her anımda papatyalarla kuşatılan kızgın menekşe günler. Ne aşk mektupları beklemiştim, ama hiçbiri zamanında gelmemişti. Birini severken, diğeri hasetlikle yetinirdi. Bir gün evde kavga olmuştu, alıp ceketimi iki gün sokaklarda gezmiştim. Tek akılda kalan, otobüs duraklarında sabahlayan keşler ve bir türlü kim olduklarını çözemediğim genç yüzlerdi. Silemediğim hatıralarım, bir anda esen yaşamın demeti dublörsüz oynamışım bu vasat illeti. Alaçatı’nın rüzgârı gibi fırtınada kalan günler, boynumu kısarak gittiğim uzayan yasak geceler. Saati yürüyen karanlıklar şimdi vaktin buhranı arasında. Rio grande gibi bitmiyorsa vuslatlar, bir dirhem çekirdek olmak için ağlıyor o bulutlar. Eski bir tüfek vardı, Bay koller isimli yalnız bir adam, sabahtan uyandı. Yüzünde süphancı bir soğukluk, kafeye gitti sıcak çikolata içti. “Ne tuhafsın dünya!” dedi. Hey gidi bay koller, Allah bilir neredesin şimdi? Ya ölmüşsündür, ya da devinimi dinlemiyorsundur. Bir gün aynı yel eserse, yosun tutmadan o ruhanin içinde her zaman ve hiçbir zaman arasında serpileceğiz ömür.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Sayılgan Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |