..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Başka dillerle ilgili hiçbir şey bilmeyenler, kendi dilleriyle ilgili de hiçbir şey bilmiyorlar. -Goethe
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Tarihe Yön Verenler > Nihal AKKUŞ




21 Mart 2010
Kadim Bir Duygunun Tarihçesi  
Nihal AKKUŞ
Dünya bir okul,insanlar da öğrecidir.Aşkla terbiye ediliyor nefsimiz ve yaşadığımız gerçek aşk,bize ilahi aşkın yolunu gösteriyor şüphesiz.Yaratılandan geçiyor yolumuz, Yaratan’a ulaşmak için.


:BGIA:
İnsan muhayyilesinde mantığın yürütebildiği en eski an, evrenin ve daha sonra insanın yaratıldığı andır. Fakat var oluşun başlangıcından da kadim bir olgu vardır:Aşk…Çünkü aşkın varlığı,evrenin bile yaratılmasından önce gelir.Tasavvufi İslam anlayışına göre Yüce Yaradan,maşuk iken hem de aşık olduğu için tüm evreni yarattı.”Sen olmasaydın hiçbir şeyi yaratmazdım”dediği Resul için tüm varlık,var oluşu tattı.Belki de iblisi de yoldan çıkaran da aşktı.Ancak kibri ve kıskançlığı,aşkının fıtratını bozarak sapkınlığa dönüştü ve “lain” olmasına yol açtı.

İnsanlar arasındaki ilk aşk, şüphesiz ki Adem ile Havva’da vücut buldu.Kuran’da ,Tevrat’ta ve İncil’deki gibi Adem,yasak elmanın hatasını Havva’ya yüklemedi.Allah’tan hep “biz”i affet diye bağışlama diledi.Ve Havva’yı kendisinden ayrı bir nefs olarak görmedi.Cennetten kovulup Havva’sından ayrı kaldığında pişmanlığın yanı sıra ayrılık gözyaşları döktü senelerce.

Tarihte ilk aşk isyanı Kabil’le başladı der bazı kaynaklar.Ancak bu duygu aşktan ziyade iblisinki gibi kıskançlık ve kibrin hükmettiği bencilce bir duyguydu.

Ülkeleri fatihler fetheder.Ancak tarih,bir kölenin ülkeler fethedebileceğine de tanıklık etti Yusuf’un nezdinde.

“Yusuf” yazdı Züleyha,sayfanın ortasına.
Hala hitaptaydı kalemi,bir satır ileri gidemedi.
“Ah benim Yusuf’um, ah benim/ah senim”,dedi.
Başka bir şey diyemedi…
Züleyha Yusuf’a bir mektup yazmaya başlayınca
“Yusuf” diye başladı,”Yusuf” diye bitirdi.
Gördü ki hitaptan öteye geçemedi.
Anladı ki aşkın namesinde ser-nameden öte kelam yok
Ve Züleyha’nın lügatinde “Yusuf’tan öte sözcük yok…(N.Bekrioğlu)

Yunan mitolojisinde de rastlarız kadim aşklara. Thessalia’daki Peneus Irmağı’nın kızı Daphne’nin yıldızlar gibi parlayan gözlerine vurulan Apollon, kendisinden kaçan aşkını kovalarken Daphne’nin duası kabul olmuş birden. Uzun saçları yapraklarla kaplanıp bacakları kök salmış toprağın içine. Defne ağacına dönüşmüş güzel Daphne. Trakya kralı Oiagros’un oğlu Orpheus ile Eurydike,Eros ile Psykhe, antik Yunan’dan günümüze gelen,tarihin tanık olduğu masalsı aşıklardandılar.

Mısır medeniyeti, eski çağ medeniyetlerinin en büyüklerinden biri olarak bir büyük aşka da şahit etmiştir dünyayı.”Sesi, istediği her titreşimi çıkarıp,istediği her dili kullanabildiği çok telli bir müzik aleti gibiydi” der Roma’lı ünlü tarihçi Plutharos,Kleopatra için.Kendisine aşık olan Roma’nın en güçlü adamı Sezar katledilince,cesur Marküs Antonius’u tanıdı ve Antonius’la büyük bir aşk yaşadı.Bu aşk,Büyük Roma tarihini bile değiştirdi.Aşkı yüzünden Roma’yı ihmal eden Antonius’a ordusu çok kızgındı.Sezar’ın yeğeni ve varisi Octavianus tarafından büyük bir yenilgiye uğratılan Antonius,intihar ederek Kleopatra’nın kolları arasında öldükten sonra Kleopatra da bu ayrılığa dayanamayarak kölesinin getirdiği incir dolu sepete saklı zehirli yılanı göğsüne bastırarak intihar eder.Bu olaydan sonra Octavianus,demokrasiyi yıkarak Roma’nın ilk imparatoru olur.Ve yine aşk,tarihin akışını değiştirir…

Leyla vü Mecnun,Ferhat ile Şirin,Kerem ile Aslı,Tristan ve İsolde,Abelard ve Heloise,Romeo ve Jüliet,dillerden kitaplara dökülür,sahnelere,filmlere konu olur vuslatsız hazin aşkları.Sonsuz bir duyguyu yalansız ve saf yaşayarak sonsuzluğa yazılmıştır adları.

“Aşkın ilk soluğu,mantığın son soluğudur.”der Antonio Bret.Öyle olmasaydı koskoca bir cihan padişahı şu cümleleri yazar mıydı bir kölesine: “Ruhşah’ım Hamid’in sana kurban ola,Cenab-ı Hallak-ı Alem,cal mahlukatın halikıdır.Bir kusur ile azap eylemez.Efendim sana bendolmuş bir kulunum.İster darp eyle,ister öldür;sana teslimim.Bu gece gel niyazımdır.Billaki sebeb-i illetim gözüm sürerek reca eylerim,kendimi zapt edemiyorum billahilazim” I.Abdülhamit’in kölesi Ruhşah için yalvarması,dayağı,ayaklarına kapanmayı bile göze alması, aşkının nefsinin,makam ve mevkisinin önüne geçecek kadar yüce olduğunu gözler önüne serer.

Kanuni Sultan Süleyman ülkeleri,biricik aşkı Hürrem ise Kanuni ‘nin gönlünü fethetti.Ülkenin ve sarayın tüm kadınları emri altında olan hükümdar,ömrü boyunca sadece kalbinin tek sultanı Hürrem’i sevdi.”Muhibbi Divanı”ndaki aşk şiirleri ve çıktığı çok uzun ve yorucu seferler sırasında yüreğinde hep özlemini hissettiği Hürrem sultanına gönderdiği aşk mektupları,şöyle dile getirir Muhteşem Süleyman’ın muhteşem sevdasını:

“N’ola baksam şem’i hüsnüne gönül pervaneveş
Dostum sen şem olacaksın aşıkım pervanedir.
Gülşen-i hüsnünde dil mürgün yine seyretmeye
Zülfünün ağında Muhibbi anın divanedir.”

“Para para para” sözünü tarihe geçiren ünlü Fransız imparatoru Napolyon bile aşk aşk aşk demiş kendisinden beş yaş büyük Josephine’i görür görmez.”Kalbim hiçbir zaman sıradan bir şey hissetmedi benim…Aşktan korumuştu kendini.Sınırsız bir tutku,onu alçaltan bir sarhoşluk uyandırdın sen onda”der Napolyon Josephine’e yazdığı mektuplarda.

1936 yılında tahta çıktıktan sonra kral ailesinden olmayan bir kadınla evlenerek, sevdiği kadın için taht üzerindeki tüm haklarından vazgeçtiğini açıklayan İngiltere prensi VIII.Edward da tahtı kardeşi VI.George’a bırakırken “ neyleyim sarayı neyleyim köşkü içinde salınan yar olmayınca” diye düşünmüş belli ki…Aşıkta kalb zenginliği vardır,padişahda o bulunmaz.Onun için kırk derviş bir kilimde huzur ile oturur,yatar,kalkarlar da iki sultan bir dünyaya sığamaz.(Mevlana).

Dünya bir okul,insanlar da öğrecidir.Aşkla terbiye ediliyor nefsimiz ve yaşadığımız gerçek aşk,bize ilahi aşkın yolunu gösteriyor şüphesiz.Yaratılandan geçiyor yolumuz, Yaratan’a ulaşmak için.

“Aşk nedir?dediler Mansur’a.Sabredip bekleyin dedi.
Üç güne varmaz görürsünüz .Önce kollarını ayaklarını kestiler.
Her uzvu Aşk dedi.Astılar,bedenini o yine aşk dedi.
Yakıp küllerini nehre saçtılar
Her bir zerresi Aşk ile Enel-Hak dedi”

.Eleştiriler & Yorumlar

:: teşekkür
Gönderen: Nihal AKKUŞ / , Türkiye
23 Temmuz 2010
ben teşekkür ederim

:: Bilgilendirici ve hoş bir yazı
Gönderen: Ömer Faruk Hüsmüllü / , Türkiye
21 Mart 2010
Paylaşım için teşekkürler.Saygılarımla.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın tarihe yön verenler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kahramanlığın Cinsiyeti
Sürgüne Uğramış Onurlu Milletlerin Hazin Yazgısı
Gökyüzünü Çalan Beyaz Adam

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Nar İle Nur [Deneme]
Virgül ve Nokta Arasındaki Fark [Deneme]
Öğretilmiş Mutsuzluk [Deneme]
Öfkeni Göster,sana Kim Olduğunu Söyleyeyim [Deneme]
Matrix [Deneme]
Yüzleşme [Deneme]
Güvensizlik ve Gönüllü Esaret Yalnızlıklara... [Deneme]
Tıwuneguaş (O Eski Ev) [Deneme]


Nihal AKKUŞ kimdir?

Gazete ve internet sitelerinde köşe yazıları yayınlanmış amatör bir yazar


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Nihal AKKUŞ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.