İnsan gülümsemeyle gözyaşı arasında gidip gelen bir sarkaçtır. -Byron |
|
||||||||||
|
Sıcak bir yaz günü sahilde oturdum ve insanları seyrediyorum. Deniz bütün güzelliğiyle göz alıcı maviliğinin nimetlerini açık büfe sunmakta insanlara. Köpeğiyle koşan siyah şortlu adamın yüzündeki mutluluk tablosu, yanlarından geçtiği çocuklar kadar değildi. Üç çocuk tan ikisi kumdan kale yaparlarken içlerinden bir tanesi kamyonuyla inşaat alanına kum çekiyordu. Ve hiç biri inşaattan malzeme çalmayı düşünmüyordu. Sahilde yakışıklı erkekler güzel kızlara kur yapıyorlardı ve hiç birinin diğerinin mal varlığından haberi yoktu. Çünkü kızlar altın takılarını ve pırlantalarını getirmemişti, erkekler lüks arabalarıyla gelemiyorlardı plaja. Orada herkes maddi olarak eşit sayılıyordu kimsenin bir birine hava atabilecek vücutlarından başka bir şeyleri yoktu. Oturduğum çay bahçesine benzeyen sosyal bir işletmeden, çevreyi ve insanları izliyorum. Gözüme birden yan tarafımdaki 4-5 yaşındaki çocuk takıldı. Çocuk diğer çocuklardan çok farklıydı kumdan kaleler yapmıyordu. Aman Allah’ım! Elinde kocaman bir balta vardı. Çocuk bir adamın arkasından sinsice yaklaşıyordu, adam kendi halinde yürüyordu. Çocuk elindeki baltayı kaldırıp adamın arkasına kadar iyice yaklaştı, adamın hala hiç bir şeyden haberi yoktu. Elindeki baltayı iyice gerinip adamın ayak bileklerine savurdu. Adamın sağ ayak bileği koptu ve beyaz spor ayakkabısı birden kıpkırmızı kan oldu bir kenara fırladı. Ayağı kopan adam topallayarak kaçmaya çalışıyordu Çocuk elindeki kan damlayan baltayı tekrar savurdu ve adamın sol ayağını bileğinden kesti. Adam acı içinde bağırarak yere düştü, adama ben dahil kimse yardım etmiyordu. Çocuk elindeki baltayla adamın başına dikeldi ve yüzünde hiçbir acıma belirtisi yoktu. Baltayı havaya kaldırdı ve adamın kafasını bir hamlede kopartıverdi. Adamın cansız bedeninden akan kanlar yoldan geçen arabaların tekerleklerine bulaşıyor ve asfaltta kırmızı lastik izleri bırakıyordu. Çocuğa kimse müdahale etmiyordu. Bende kanım çekilmiş bir vaziyette dört yaşındaki çocuğu izlerken dehşete kapılıyordum. Çocuk baltasındaki kan daha kurumandan Pazar alış verişi yapmış ve evine dönen yaşlı bir kadını gördü ve ona doğru yaklaşmaya başladı. Kadının hiç bir şeyden haberi yok beli bükülmüş elindeki Pazar çantasını taşıyamaya taşıyamaya ilerliyordu ve arada durup bükülmüş belini doğrultuyor dinleniyordu. Katil çocuk yaşlı kadının arkasından yaklaşıp elindeki baltasını havaya kaldırdı. Kadının bükülmüş belinin ortasına baltasını saplayıverdi. Kadının sırtından kanlar fışkırıyor ve yanında bulunan insanlar çıldırmışçasına kaçışıyorlardı. Çocuk kahkaha atarak gülüyor ve kadının sendeleyerek yere düşmesini bekliyordu. Kadın birden yere düştü ama hala ölmemiş ve sırtından kanlar akıyordu. Çocuk kadını tekmelemeye başladı. Yaşlı kadın son bir hamleyle cebinde bulunan paraları ortalığa savuruverdi. Çocuk yere savrulan paraları toplayıp cebine koydu. Sonra o sokakta önüne geleni vahşice öldürmeye başladı. Tam yedi kişiyi öldürdüğünü gözlerimle gördüm. Oturduğum yerde donup kalmış ve dehşete kapılmıştım. Son kişiyi öldüren çocuk birden durdu. Ağlamaya başladı, öyle ağlıyordu ki çevredekilerin ilgisi bir anda ona yönelmişti. Çocukla göz göze geldik bir an. Çocuğun masum yüzünde gözlerinde, düşmemiş damla olarak kirpiklerinin arasından sızan bir damla yaşla bana bakıyordu. Ben daha da bir irkildim acaba sıra bendemiydi. Sonra ağlayan çocuğun yanına biri yaklaştı çocuğun başını okşadı, onu yanağından öptü çocuk gelen o kişiye “baba” diye seslendi. Çocuğun babası elini cebine attı ve cebinden bir jeton daha çıkarıp çocuğuna verdi ve yine onu öperek yanından ayrıldı. Babası çocuğun az ilerisinde oturuyordu gazete okuyordu, yarım bıraktığı gazetesini eline alıp okumaya başladı. Babanın okuduğu gazetenin ilk sayfasında büyük başlıklarla “SERİ KATİL” diye bir başlık vardı, baba okurken başını sağa sola sallayıp “bu nasıl olabilir, bu acaba insan mıdır?” diye kendince hayretler içinde kalırken. Çocuk jetonu bitinceye kadar seri cinayetlerine devam ediyordu ve daha dört beş yaşındaydı. O ve onun gibi çocuklar büyüyecekler. Sizler gibi bende tehlikedeyim. Fakat, çocuk o gözlerinde yaşla bana bakarken ne kadar masumsa o kadar masumdu aslında. Asıl seri katil babaydı…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © BEKİR SEPET, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |