..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sorularla dolu bir kitap... hiçbir zaman eksiksiz olamaz. -Robert Hamilton
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Bireysel > Anabelle Lee




2 Kasım 2009
Sesin Kokusu  
Sesin Kokusu

Anabelle Lee


Duvarları sessizlikten yapılı labirentin saydam mermer koridorlarının her bir yerine maskelerini bırakmayı seçti kadın... Öyle bir saydamlıktı ki bu, geçtiği koridorlarda bıraktığı tüm maskeleri bir bakışta görebiliyordu.. Anlıyordu ki bundan, onlar hep olacaktı, geri dönüp maskelerini koridorlardan toplayıp yerlerine koyacak ve öyle çıkacaktı buradan... Olsundu, bir an bile olsa maskelerin ağırlığından kurtulmak her şeye değerdi...


:AHIG:
SESİN KOKUSU

Duvarları sessizlikten yapılı labirentin saydam mermer koridorlarının her bir yerine maskelerini bırakmayı seçti kadın... Öyle bir saydamlıktı ki bu, geçtiği koridorlarda bıraktığı tüm maskeleri bir bakışta görebiliyordu.. Anlıyordu ki bundan, onlar hep olacaktı, geri dönüp maskelerini koridorlardan toplayıp yerlerine koyacak ve öyle çıkacaktı buradan... Olsundu, bir an bile olsa maskelerin ağırlığından kurtulmak her şeye değerdi...

Labirentteki koşusuna devam etti kadın üşüyerek gittikçe daha fazla. Yoruldu kadın, üşüdü.... ve durup saydam duvarlar içindeki koridorlara baktı, maskelerine ve hikayelerine.. Silikleşmişti çoğu hikayelerin, incelmiş siluetlerini seyretti hikayelerinin bir süre... Sonra birden, içlerinden birinin sesini duydu...Baktı göremedi bir şey, ama belli belirsiz bir ses vardı, kulak kesildi ama bu duyusu bir işe yaramadı... dikkat kesilince bir koku duydu; sıcak, yanık, ürkekçe çağrısı olan bu koku, bir sesin kokusuydu... Yarım bırakılmış bir hikayenin kahramanının sesinin kokusu.. Ayrımsadı, tanıdı ve her nedense üşüyen yerlerinden bir esinti geçti ılıkça... Üşüyen yerleri daha bir acısa da ılıkça geldi bu ona, bir an çok kısa bir an acısını unutur gibi oldu sesin kokusunu duyunca...

Sesin kokusu onu kendine çağırıyordu, dönüp ardına bakmadan labirentteki koşusuna devam etmek istedi... Yazık ki, dönüp duruyordu labirentinin içinde ve hep aynı koridorlarda aynı hikayelere çıkıyordu yolu... Hepsi karışmıştı birbirine, yahut yoktu hiçbirinin birbirinden farkı.. O yüzden hep aynı yere çıkıyormuş gibi hissediyordu... Oysa her bir koridordan her bir hikayeden bir defa geçiyordu... Başı döndü, gözyaşlarına boğuldu... Oturmadı ama olduğu yere.. Bir süre öylece kaldıktan sonra, dönüp, tüm hikayelerden ayrılığını hatırladığı o özgün sesin kokusunun çizdiği görünmez yoldan ilerlemeye başladı...

Yolda tanıdığı bildiği ve bir yerlerde bıraktığı duyguları gördü ve selamladı onları... Gülümsedi, iyi gelmişti ona bu tanıdıklık... Ve nihayet koku giderek daha belirginleşmeye başladı... Cesaret verdi bu ona, artan bir kararlılıkla, artık kokunun kaynağına sese ve nihayet sesin sahibine doğru ilerlemeye başladı...

Evet ayrımına varmıştı artık, sesin bir sahibi vardı, onun kokusu idi bu.. Onun kokusu.. Ete kemiğe büründü koku ve bir surete... Acıdan genleşmiş, bir parça kavrulmuş buram buram aşk kokan kaynak işte orada duruyordu. Yolu yine ona çıkmıştı. Çünkü ancak ve ancak o bilebilirdi. O, kadının bileni, anlayanı idi. Gerçekten de bilmiş anlamış duymuştu kadının ruh üşümelerini…

O'nu görünce hiç tereddütsüz uzanıp elini tuttu sesin sahibi, sadece elini tuttu. Kadın birkaç kelime mırıldandı, ama elini kavrayan elin tanıdık sıcaklığı susturdu onu. Ruhunun üşüyen yanlarını göstermek istedi sesin sahibine... Oysa zaten çırılçıplaktı ve her şey apaçık ortadaydı... Tüm hikayeler, saydam duvarlar ardında ve izler kadının ruhunda açık seçik görülüyordu sesin sahibi tarafından... Gördüğünü belli eden bakışları, kadını rahatlattı... Acıdan kavrulmuş şefkatli bir sesle, görüyorum bak bende de var dedi sesi sahibi.. AMA GEÇECEK, YİNE OLACAK, YİNE GEÇECEK VE HEP BURADA OLACAĞIM, RUHUNUN ÜŞÜYEN YERLERİNİ ISITACAĞIM ve sarılıp ıstttı kadını sımsıcak şekfatle.....




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İçinizde Bir Yer


Anabelle Lee kimdir?

. . . . . . . .


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Anabelle Lee, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.