"İnsanların bazen neye güldüklerini anlamak güçtür." -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Piyomete'ye inat Bir sanat adamıydı.Sanat yapmak erkeklerin işidir,derdi.Kadınlar taklitten ileri geçemez diye eklerdi.Düşünceyi kadın erkek sendromuna dönüştürecek değilim elbet.Fakat kadınlar üzerine yapılmış ya da yazılmış binlerce eser varken erkekler üzerine yazılmış eserlerin büyük bölümü hayal mahsulü, gerçekte var olmayan, kadınların kendi dünyalarında var ettiği erkekler için yazılmış duygusal tepinmeler ya da birkaç uyaktan oluşmuş kekremsi şiircikler.Evet evet şu an bu cümleleri okurken dişlerinizi gıcırdattığınızı, gözkapakcıklarınızı sonuna kadar açarak gözlerinizi olanca gücünüzle dışarı doğru ittirdiğinizi elbette ki göremiyorum. Hatta aklınızdan geçirdiğiniz üç beş farklı cevabın neler olabileceğini de bilmiyor değilim. Ama bu duruma verilen cevapların hiçbiri tutarlı olmayacak söyleyeceğim gerçekleri değiştiremeyecek. Kadınlar neden sanat adamı olamamış ve hiçbir zaman da olamayacak? Elbette ki onların daha estetik bir vücut yapısına sahip olmasından değil. Tabiata bakarsanız her bir canlının dişisinin erkeğe göre daha kof daha solgun olduğunu görürsünüz. Bu genellemeye örnek vermek istemiyorum çünkü inekten insana kadar bu böyledir. Peki o zaman erkeğin kadına göre daha estetik bir duruşu var ise resmedilenlerin erkek olması daha çok satış yapmak isteyen reklam firmalarının kadını bir görsel tema olarak değil de erkeği bir satış stratejisi olarak kullanması gerekmez mi? Hayır! Neden? Basit çünkü sanat ruhla yapılır. Ne alaka, hoppala, yuh! Gibi ifadeleri şimdilik kullanmadan söyleyeceklerimin devamını lütfen okuyun. Evet sanat ruhla yapılır fakat burada kadınlarda ruh yok demek istemiyorum. Öyleyse… Erkek ruhunda yaratılışından gelen bir zafiyet meydana getirilmiş ve bu zafiyetin oranı kadınlara göre daha yüksek ölçülerde. Sanat ruhla yapılıyorsa ve erkek ruhu derin bir kadın zafiyeti izleri taşıyorsa bunu sanatına taşıması kadar doğal bir durum olamaz. Reklam şirketlerinin kadını görsel tema olarak kullanmasındaki mantığın temelinde de zaten bu yok mudur? Hayır, diyorsanız reklemları dikkatle izlemenizi tavsiye ederim. Erkeklere hitap eden ürünlerin bir çoğunda kadınlar kullanılırken kadınlara hitap eden ürünlerde ise ‘Bu ürünü al erkeği daha kolay avlarsın, bak bir dene onların sana zaafı var , onu nasıl kullanacaksın? ’ mantığı hakimdir. Peki bu zafiyet önlenemez mi? Hayır! Çünkü bir kadınla gerçek aşkı üç aydan fazla yaşamak imkansızdır(platonik değilse). Üç ay sonra aşkını mumyalayıp zafiyetin asıl kaynağının aşk değil tensellik olduğunu anlayacaktır erkek.Peki ya kadın, o sıfır beden bir ruhla kah balık etli kadınların makbul olduğu dönemlerde semizleşmeyle, kah ince belli olmanın gözde olmak demek olduğu dönemlerde diyet yaparak avını kafeslemenin derdiyle çırpınıp duracaktır. Efendim biz araştırdık kadındaki sanatsal zeka erkekteki sanatsal zekadan daha çok ya da yaratıcı zeka falan filan. Olabilir. Ben zaten sanatın yüzde sekseninin zekayla değil ruhla yapıldığını söylüyorum ve bir ruhun sanat ortaya çıkarması için zafiyet gerekir. O erkektedir. Esere obje olmak için acziyet gerekir. O kadındadır. Sönmez Korkmaz
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Sönmez Korkmaz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |