Fırtınalar insanın denizi sevmesine engel olamaz. -Maurois |
|
||||||||||
|
Ey Sevgili... Kaleminden düşen kelimeleri tutsam da olur... Yokluğuna dayanmak, dikenli bir yolda yürürken ayaklarının acıdan uyuşmuş haline alışmaktan çok daha zor... Ne zaman kalbime sorsam? ''Sen'' diyen cevabı, bir tokat gibi çarparken suratıma... Ben yine de kalbimin sözünü hiç kesmedim... Kapını her an çalabilirim! Pencerenden gözlerini ayırma... Bir alışkanlık değilsin! Sakın duygularımı onunla karıştırma... Dokunurken sözcüklerin her biri yüreğime... Şimdi vurulur mu böyle hislerin bam teline... Duy artık çıkan bu asude sesi... Neler yarım kaldı neler bütüne erdi... Uzatsana yüreğime elini, titreyişi dindirecek içinde ki o kocaman özlemi... Yakalandım böyle apansız sana... Sarılmalarında bulurum yüreğime binlerce deva... Yok sayamam kırılmışlıklarımı ama... Senden geliyor şimdi hepsine sevdaya dair sanki binlerce dua... Bir besmele mi lazım artık bize yoksa devamına çekilecek kutsal bir amin midir aşk tadın da ... Şimdi göğe daldır gözlerini… Görüyor musun sana akıyorum, tuttuğun dilek gibi… Bir yıldızım hadi beni yakala... Sabaha erelim ve yeni doğan güne merhaba diyelim bir çocuk edasıyla... Masum temiz ve arınmış olsun yüreğimiz... Ne dersin… Tuttun mu beni? Hadi o zaman yürek erdi uçmaya... Bak gözlerimin içine… Artık şinanaylar değil geceni aydınlatan benim ey sevgili... Dokun yüreğime ve ellerime, ısıtacak seni... Sıcağım anla! Temmuz gecelerinden hem de daha deli... Üşürüm diye korkma! Salmaz bu deli, seni gönlünden… Hep yerindir ve derindir sana ayrılmış yeri... Coştu bir fırtınada yürek vurdu sahiline... Uyandırma beni açmak istemiyorum gözlerimi... Üryan bir rüyadayım şimdi... Dizine yatır ve bir nefes dinlendir... Hayat bulacağım gözlerinde, gördüğümde o parlayan güneşi... Bir hoş geldin mi eksik kaldı sözlerimiz de.. Yoksa zaten hoş bulduğumuz için mi gerek duymadık söylemeye... Şimdi vuslat mıdır bu yaşadığımız? Erince, sevdanın özlenen minberine... Mihrabı karıştırmıyorum bile... Gönlümün dalında sana bir yuva kurarken adını bilmediğim bu şair yüreğe... Yürek amade, alfabem hazır ola durmuş sana seslenen her ünlemde... Ve sen bu kadar hoş gelmişken yüreğe... Mutluluk sedirimin başköşesine oturttum, senle olan sevinçlerimi bir hamlede... Şimdi bu divaneden ne dilersen dile... Bir yudum su bile sevaptır, seninle içilecek sevda denizinde... Elif Battal
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Elif Battal, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |