Dengeli bir rejimde yemeğin yeri çok önemli. -Fran Lebowitz |
|
||||||||||
|
Ah çocukluğum... Çamurlara bata çıka oynardık. Ama hiç kirlenmezdi yüreğimiz. Kaynardı kara kazanlarda kirlilerimiz; sonra yüreğimiz gibi tertemiz olurdu. Sabun kokardı. Sabun kokardı çocukluğumuz... Dokuz taş oynardık evimizin yakınındaki boş arsada. Önce özenle seçilmiş mermer taşlarımızı üst üste dizer, sonrasında çizdiğimiz çizgini arkasına geçerdik. Hangi takım devirirse taşları arkasına bakmadan kaçardı... Düşerdik dizimiz kanardı. Yara derin değilse aldırmaz devam ederdik. Yok eğer durduramazsak kanımızı annemize koşardık. Hazır bulunan bir bez parçası yıkanıp temizlenen yaraya sarılırdı. Üç güne kalmaz kabuk tutardı. O zaman acımazdı yaralarımız. Unutur hatırlamazdık... Oyun kokardı çocukluğumuz... Barbie bebklerimiz yoktu bizim. Bez bebeklerimizi bezerdik. Bisiklet niyetine, bulduğumuz bilyelerden kaydırak yapar binerdik. Uçurtmamız yamalıydı ama enginlere süzülürdü. Şekerle kandıran amcalar yoktu; komşu çocukları bir olur akşam ezanına kadar oynardık sokakta... Özgürlük kokardı çocukluğumuz... Parayla işimiz olmazdı. Sokakta elma şekeri satan amcaya eskimiş ayakkabı verirdik şeker karşılığı. Bazen yaramazlık yapıp annemizin yeni papuçlarını da verdiğimiz olurdu... Elma şekeri kokardı çocukluğumuz... Yıldızlar daha parlaktı. Televizyon bir tek Ayşen Teyzelerde vardı. Akşam oturmalarına gider, sobada çatlayan kestanelerimizi yiyerek izlerdik siyah beyaz televizyonu. Renkliydi hayatımız, televizyonumuzun siyah beyaz olmasına aldırmazdık... Komşuda pişen bize de düşerdi. Bakkal amcamız, manavımız, kasabımız vardı. Kocaman bir aileydik mahallecek... Komşuluk kokardı çocukluğumuz... O zamanlar yoktu sıkıntımız, sorunumuz... Yüreğimizi kanatmazdı hiç bir acı... Belki de benimle birlikte büyüdü çocukluğum. Büyüdüm artık ben de bir anne oldum. Babam da derdi hep "Ah çocukluğum..." Acaba yarın da oğlum diyecek mi "Ah gidi çocukluğum..." Daldım gittim yine... Dilimde mırıldandığım bir şarkı çocukluğumdan kalma * Yenik düşüyor her şey zamana Biz büyüdük ve kirlendi dünya... * Yeni Türkü-Telli Turna
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hatice Karakaya Zeytün, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |