Hiçbir kış sonsuza dek sürmüyor, hiçbir ilkbahar uğramadan geçmiyor. -Hal Borland |
|
||||||||||
|
“Sahibisin” ya onun. Sıkı sıkıya sarıl ona. Hep senin kalacakmış gibi sarıl da, kaybettiğinde yığıl, yırtıldığında yerle bir ol, geber T-Shirt’ün için. Acı çekmeye değer, değil mi? O “sahibi oldukların” arasında en güzeli! Onunla gurur duy üzerindeyken, içine sığamadığında lanetler et kendine. Sen mutsuz ol ama en sevdiğin T-Shirt’üne bir şey olmasın. Çünkü sen onunla parıldarsın. Eğer rengi solarsa, git bir köşede ağla. Göz yaşların hıçkırıklarında titresin. Ne olur en sevdiğin T-Shirt’üne bir şey olmasın. Yazın bol bol giy, sahibisin ya, gezdir üzerinde onu… Kışın hava soğuyunca içinde donarak can ver. Hem ne olacak ki? Belki güzel bir heykel olursun. Aman ha, üzerinde kalsın. Sakın çıkarmayasın ölürken. Kefenin altına giy ki, üzeri toz toprak olmasın. Sahibisin ya onun, bütün kullanım haklarını aldın ya, yalnızca sen zarar verebiliyor olmalısın… Yalnızca sen! Bu bilgiyi koca dünyaya anlatmalısın! Sen, bencilliğinin kayıtsız şafağında yol alırken, sahibi olduğun tüm en sevdiğin T-Shirt’ler senden kopup gidecek. Hem de her biri bir parçanı da sökecek, et ve kemik bedeninden. Zincirlerle vücuduna bağlanmış köleler gibi özgürlüğe doğru koşacaklar. Onlar senden koptukça, parçalanacak bedenin. Sen acılar içinde yere yığılırken öğreneceksin. Her sahip olmanın finalinin bu olduğunu. Belki farkında değilsin ama, sahip oldukça acı çekersin… Şimdi, hayatta en sevdiğin T-Shirt’lerini düşün. Biri gelip lastiğini patlatsa ya da tüm pencerelerini taşla indirse için acımaz mı? Biri ona senden daha sıcak sarılırsa ya da ondan kovulursan, canın yanmaz mı? Bir şeylere sahip oldukça, eleğe dönmüyor mu ruhun, bedenin? Can Yücel çok haklı; “İlle de bir şeyleri sahipleneceksen, çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin”. Yoksa öyle bir yanarsın ki, ne en sevdiğin T-Shirt’ün kalmış ortada, ne de senden bir parça... Adım adım intihar ediyorsun, haberin yok. Bir bakmışsın, sahip olduğun, canını almış.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Aykut Göker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |