En güzel özgürlük düşü, hapishanede görülür. -Schiller |
|
||||||||||
|
Evet evet bunların hepsi benim eserim. Gördüğünüz gibi şu soldaki minik heykelciği sadece üç yaşındayken yaptım ve diktim oraya. Sonra hergün suladım, besledim, büyüttüm, konuştum onunla. Bana çeşitli dertlerinden bahsetti. Neymiş efendim üst kattaki Mehmet bey canı sıkıldığında küçük kızların götlerini mıncırıyormuş. Peki dedim sana ne bundan. Ama çok gürültü yapıyor kız, sürekli hayır deyip duruyor. Nedense böyle şeyleride benim garip heykelciğim duyar bir tek. Migreni var ya. En ufak seslere bile hassastır kendisi. Ama çok da tatlıdır. Sevecen, dürüst, çalışkan, iyi eğitimli bir Türk genci işte. Onun az ilerisinde duran ise benim dört yaşına basmadan bir ay önce tamamladığım sevgili tablom Hermit. Bu aynı zamanda yakın dostum bağırsak solucanıma verdiğim ad oluyor. Zaten tablomu da ondan esinlenerek yaptım. Ortada solucanlar, yanlarında beyaz iskeletor adamlar, kenarda da anneler bebeklerini iskeletor adamlara vermek için sıra bekliyor. Bundan sonrasının ise nasıl devam edeceğini tahmin edersiniz sanırım. Tablonun karşısına da babam için icat ettiğim makinayı koydum. Adı tükenmez. Hiç tükenmeden, tek bir pil kullanmadan, bir kere bile fişe takmadan sonsuza kadar olmayacak hayaller üretir kendisi. Babama sevgilerle! Onun yanında tüm insanlık için yazdığım bok kitabı duruyor. Her türlü sıçma teknikleri, bu tekniklerin ayrıntılı açıklamaları mevcuttur içinde. Benim ve herkes için çok faydalı bir kitap olacağını düşünüyorum. Çünkü bu kitapta gerçek hayatta yaşadığım olaylarla, kurgusal bir dünyayı harmanlamaya çalıştım. Olaya empresyonist bir bakış açısıyla bakmak istedim ki rasyonel bir kitap ortaya çıkarabileyim. Umarım başarılı olmuşumdur. Yanlız okuyuculara bir tavsiyem var. Zaten hali hazırda bok gibi bir hayat yaşadığınızı düşünüyorsanız lütfen bu kitabı okumayınız. Mazallah sizi intahara bile sürükleyebilir çünkü. Bu kitap sadece karnı tok, sırtı pek, mutlu mesut insanlar için yazılmıştır. Eğer yanda belirttiğim kriterlerin birine bile sahip değilseniz bu kitap sizin için en uygun kitap olmayabilir. Yok ısrarcıyım, illa okuyacağım diyorsanız da böyle bir hayatı ve daha fazlasını mahfetmenin kitabımın yegane amacı oldunu unutmayıp, zaten mahfolmuş hayatlarınızı biraz da ben kurcalarsam alacağım beddua sayısını pinin karaköküyle çarptığınızda çıkan sonucu alıp en sevdiğiniz yerinize sokun lütfen. Yazıma burada noktayı koyarken sizleri en son bestem uysada uyar, uymasada uyar adlı parçamla başbaşa bırakıyorum. Sevgiler, saygılar !
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Nurcihan Orhan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |