Yüz kişinin içinde aşık, gökte yıldızlar arasında parıldayan ay gibi belli olur. -Mevlana |
|
||||||||||
|
Kız arkadaşım, kuzeniyle birlikte annannesi’nin köyüne gidip 1 hafta kalcaktı. Gitmeden buluşuyoruz. Muhabbet koyu, son arabanın saat 6′da oldunu unutmuşuz. Ceydanın kuzeni Nur koşarak geliyor. - Ya ne zamandır sizi arıyorum 20dk sonra araba kalkıcak annem öldürecek bizi Ceyda bana bakıyor, bende benim suçum değil der gibi bakıyorum. Ceyda ayağa kalkıyor. - Ya napıcaz biz şimdi ? Her şeye karışmasam olmaz bazen hiç susmayı bilmiyorum. - Ya gidelim hemen, araba gitmişse de bi çözüm buluruz. Hiç bişe bulamazsak bile yürürüz zaten 13 km nolcak. - Ayy aşkım bitanem benim. Seni çok seviyorum benn Terminale gidiyoruz ve arabanın gittini öğreniyoruz. Canım sıkılıyor ben öylesine dedim bunlar ciddiye aldı. Hava kararıyor biz galiba gerçektende yürüycektik, vazgeçemiyorum sözümü tutmamış pozisyonuna gireceğim yoksa. Başka seçenek de kalmadı. Başladık yürümeye gittiğimiz yerler ıssızlaşmaya başladı havada karardı, köpek fobimde var şurdan hayırlısıyla bi kurtulsaydım diyorum sürekli. En sonunda otostop çekmeye karar verdim. Şansıma gele gele karşıdan traktör geliyodu, durdurdum. Yaşlı adam - Çocuklar nereye böyle - Amca bunlar benim teyzemin kızları köyde düğünümüz var oraya gidecektik, son arabayı kaçırdık. ( Hızlı düşünen yalancılardanım ) - Hee tamam atlayın bakalım Ceyda bana baktı - Ne yalancısın - Ya ne alakası var Sallana sallana gidiyorduk. 7 km falan gittik traktör durdu, yol ayrımına geldik inmemiz gerekiyordu. Aşşağıya indik, Nur - Allah kahretsin ne yapcaz şimdi dedi Tekrar yürüyoruz, köpek sesleri geliyor yakınlardan. Her taraf arazi aklımdaki tek şey korku ve ötesi. Yerden bi sopa buluyorum elime alıyorum. Nur bana bakıp gülüyor. - Devam et gülmeye, 4 ayaklılar geldiğinde de böyle gülebilecekmisin merak ediyorum. Ceyda hemen koluma giriyor oda korkuyordu ama ben bi başka korkuyordum köpek fobim vardı. Benim için karşıma çıkması havlaması veya koşması bile yeterliydi. Ceyda bana hangi duaları biliosun diye sordu bende - Süphaneke, fatiha dedim - Bu kadarcıkmı ? - Unuttum, yoksa biliodum hepsini. Sanki sen biliosun hepsini - Biliyorum tabi - Oku o zaman AYET-EL Kursi’yi ( Kendimi bildim bileli bu dua yı hiç ezberleyemiyordum ondan onu sordum ) Gerçektende okudu. Biraz daha yürüdükten sonra bi sesler duydum, bi araba vardı gittim baktım. Kapısında RESMİ HİZMETE MAHSUSTUR yazıyordu. Arkaya döndüm. - Gördünüzmü, Hizmet ayamıza kadar geldi. Adamın yanına gittim traktörcüye attığım yalanın aynısını ona da attım. Oda geri çevirmedi Ceydaların evinin yakınlarına kadar bıraktı bizi. Teşekkür ettikten sonra, kafamda sadece benim şehir merkezine tekrar nasıl gideceğim sorusu kaldı. - Ya ben nerde kalıcam Nur ; - Ceyda, Serkan nerde kalacak? - Aşkım napcazki? Nur araya girdi. - Buldum bak şu evdeki teyze’ye soralım. Onun bildiği birilerinin boş odaları varsa orda kal. - Ben tanımadım birinin evinde kalmam. - Napcan peki o zaman. Sonunda ikna ettiler yine beni, her şeye tamam diyorum mal gibi. Başka çaremde yoktu zaten - İyi akşamlar teyze ben arkadaşlarımı annannesi gile getirdimde arabam bozuldu köy dışında buralarda sabahlıya bilcemiz bi yer varmı acaba ? Teyzenin oğlu’da evden çıkmış bana bakıyor. - Bizde kalırsın yavrum benim oğlumda yarin askere gidiyor. Arkadaşlarıyla eğlence falan yapıcakmış onun odasında kalırsın. - Çok sağol teyze, o zaman ben arkadaşları bırakıp geleyim Kızları annannesinin evlerine bıraktım. vedalaştık geri geliyorum. Kapıyı Çaldım. Yaşlı bir adam çıktı. - Oğlum teyzen sana burda kal demiş ama bizde boş oda yokki o bilmediğinden sana öyle söylemiş. Vay bee yarım saatte değişe biliyor insan oğlu. Teyze’de camdan bakıyor. - Oğlum kusura bakma yer yokmuş. - Tamam teyze sorun değil. Çok sinirliyim, mal gibi kalktım allahın köyüne düşünmeden geldim. Düşünmeden çıktım yola. Hadi şimdi bilet ara, otobüs ara, soru soracak şahsiyet yok. Dandik dandik tipler bana bakıyor etrafta. O sıralarda ezan okunmaya başladı. Aklıma hemen cami geldi, tabi yaa cami’de yatardım bende. Sabaha kadar yatarım nolcakki. Her tarafta düğün var. Ne biçim yer burası, herkesin elinde silah var, ben nereye gelmişim böyle. Cami’yi bulmam la beraber hoca’yı da buldum ama kapıyı kilitleyip gidiyor bişeyde diyemiyorum. Cami’nin şadırvanındaki banklara uzanayım diyorum. Silah sesleri ve o kötü sesli düğün şarkıcısı yüzünden, ne kadar denesemde hepsinde başarısız oldum. Bir türlü uyuyamıyorum. Saat 3 gibi, 6 tane köpek karşımda ben hemen fırladım. Şadırvanın penceresini açıp en yukardaki kutsal yazıya kadar tırmandım. 10 dk oldu, 20 dk oldu hala asılı halde köpeklerin gitmesini bekliyorum. - Hoşşt ulan hoşttt Bu böyle olmuycak, aklıma polisler geldi. Telefonun şarj’ı da heran bitebilir. - Alo 155 mi - ……. Emniyet karakolu - Abi ben bi köyde mahsur kaldım. - Nasıl yani - Her tarafta köpekler var. Burada kaldım abi yaa - Adresi söyle bakalım - Abi tam olarak bilmiyorum ama Ü……. köyündeki tüm camilere bakın bulursunuz beni. Abi zaten kaç tane cami varki küçücük yer. - Tamam geliyoruz. Tam 45 dakika oldu kimse gelmedi. ( Allahım yarabbim kazasız belasız çıkart beni buradan ) Çok sinirliyim artık dayanamıyor bağırıyorum -L a n Şerefsizler, yardım etsenize laaaaann Kimsenin umrunda değil. Sonunda ellerimin ağrısından ve sinirimden indim aşşağıya. Son sesimle bağırdım 4 ayaklılara - L a n hayvan müsvetteleri ne istiyonuz benden. L a n yoksa tarikat kurdunuzda benimi kurban veriyonuz laaaannn Sigara üstüne sigara yakıyorum. Artık uyumakta istemiyorum, sadece sabah olmasını istiyorum. O sırada cami hocası geldi. - Oğlum sen bu saate kadar burdamı bekledin - Evet amca - Ah oğlum ah soğuktan robot gibi olmuşsun. Akşam ben seni gördüm misafir geldi heralde dedim. Neden bana söylemedin? - Söyleyemedim amca. Arkadaşlarımı buraya annannesi gile bıraktım. Geri döncektim ama saat 7′den sonra otobüs yokmuş. - Şu ezanı okuyum da gidelim benim evime - Çok sağol amca Eve doğru yola çıktık, yanımda hoca olunca nedense köpeklerden korkmuyordum. Eve girdik çay demledi, Hoş sohbetler, nasihatler etti. Gerçektende böyle insanlar bana göre azdı. Murat hoca yerimi hazırladı, - Hadi oğlum zaten yorulmuşsun uyu biraz da dinlen. - Sağolun bu iyilikleriniz ödenmez Sabah oldu beni otobüse bindirip, uğurladı. Otobüste, bir daha köye gelirsem şöyle olayım, bir daha adımımı atarsam böyle olayım diyor, bir yandan da gülüyordum neler yaşamıştım ben öyle. Şehir merkezine indiğimde, hemen evin yolunu tuttum. Kimseye bu olaydan bahsetmedim. Bu tür olaylar başıma çok geldiğinden problemin benden kaynaklandığını düşünmelerini istemedim. Çok sevinçliydim ama yarım kaldım. Bilgisayarımın başına geçtim, web sitelerimi kontrol ederken gördüm. ( HACKED BY *BNENİN BİRİ ) A…ko…ç..ğu. sitemi hacklemiş. Adamın oğluna fırsatı vermiycen. 5 beden değil 35 beden en kıllı g.tü arar bulur. O dakka seni oraya sokup boğazına çöker. Murat hoca hariç gerisi boş. Selam olsun o güzel insana.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ShadySeKO, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |