"Hemen yüzüne gül suyu seperek Leyla'yı ayılttılar." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun |
|
||||||||||
|
Dünya savaşları sonucunda cetvelle çizilen suni sınırlar koparmıştı kardeşliği .Bir Müslüman ülke acı çekerken diğer kardeşini düşünmez hale geldi.Öte yandan, susma karşılığında "Çölün şeyhleri"petrol nimetlerinden yararlanıyorlardı.Türklere göre bu olanlara müstahaktı Araplar.Çünkü Araplar bizi arkamızdan hançerlemişti.Kardeşliğin köküne dinamit koymak için gün be gün bu düşünceler zihinlere serpiştirildi.Yeni dünya düzeni denilen ihanet şebekesini liderliğini bazen o ülke yaptı bazen bu ülke.Değişmeyen bir tek şey vardı o da her geçen gün yersiz yurtsuzlaşan Filistin halkı . Bugün göz yaşları içersinde izlediğimiz bu zulüm planını siyonistler çok ama çok önceden planlamışlardı.Dünyanın bir kısmının farkına bile varmadığı siyonizm kanlı planlarını son derece zekice ve asla hedeflerinden sapmayacak bir kararlılıkla atmışlardı. Tarihe arka plana bakmakta biraz fayda var.Tarih boyunca sürekli hor görülüp aşağılanmış ve yaşadıkları toplumlar tarafından şüphe ile bakılan bir kavim olan yahudiler tarihin belli periodlarında zulüm işkence ve sürgünlere maruz kalmışlardır.İspanyada yapılan sürgün ve soykırım ve sonrasında 2. Dünya savaşı sırasında Hitler tarafından yapılan insanlık dışı soykırımlar… Sürekli sürgün,sürekli mağlubiyet ve içe kapanış…Bu böyle gitmemeli idi birileri buna son vermeli idi.Yahudiler bu durumdan çok rahatsız idi.Toplumun ileri gelenleri sürekli bu meseleyi tartışır olmuştu.Bir şeyler yapılmalı ve o yapılan şey sadece yahudilerin yaşayabileceği bir memleket olmalı idi.Önce Madagaskar fikri ortaya atıldı.Afrikanın doğusunda bu ada adeta“ yahudi cenneti”olacak idi.Bazı siyonistler bu fikre çok sıcak bakmıştı ama bir kişi hariç “teodor herzl”.Bu fikre şiddetle karşı çıkan herzl teklifi çok açıktır.Filistine dönülecek ve orada israil devletini kuracaklardı. Siyonizm kararını vermişti bir kere yoğun tartışmalar sonunda "güya vaad edilmiş" topraklara geri döneceklerdi. Teodor Herzl ,Sultan Abdülhamid Hanın kapısını oldukça cömert bir teklifle çalar.Teklif çok açıktır. Borç batağı altında ezilen Osmanlı devletinin tüm borçları karşılığında Filistinde küçük bir yurt istemiştir.Abdülhamid han çok hiddetlenerek çarpık fikirli bu adamı makamından kovar.Herz durur mu? Tabiî ki durmaz.1897'de İsviçrenin Basel kentinde Balfour deklarasyonunda “Değişmez Yahudi” yurdu olarak Filistini ilan eder .1897'de başlayan bu süreç sonun başlangıcından başka bir şey değildi.Siyonistler bir gün bile boş durmadılar dünya kapitalizminin sermaye gücünü ele geçirmeye başladılar."Süper güç Amerika"nın stratejik noktalarına öbek öbek yerleştiler.Bu kan dökücülerin katliamlarına amerika'dan tek bir çıt çıkmamasının nedeni Amerika sisteminin en derin mahfillerine kadar sızmış olan Siyonizm temsilcilerinin bulunmasıdır.Şu anki ABD iktidarında bulunan Bushda siyonist evangelizm tarikatının üyesidir.Bazı “hümanist” tipler :"Amerika neden bu vahşeti görmüyor ?" diye sorduklarında acı acı gülümsüyorum. Yazımın başında belirtiğim dengeler işte böyle kuruldu.Filistin işte böyle bir planın sonucunda işgale uğradı.Davut bu sefer Calut olmuştu.Gözü hiçbir şey görmüyordu.On binden ,yüzbine oradan milyonlara ulaşan göç dalgası tedhişlerle katliamlarla ilerliyorlardı.Siyonizm,elinde sapandan başka savunacak silahı olmayan filistin halkına zulüm etmeyi meşru bir hak görüyordu.Peki ama neden ? Tarih boyunca yahudilere zulmü filistin halkı mı yapmıştır ki filistinlilere zulüm ediyorlar?Sorunun cevabı şurda gizlidir. “Vaad edilmiş topraklar”.Bu topraklar yahudiler için “rableri” tarafından vaad edildiği için meşru hakları imiş gibi görmelerinden kaynaklanmaktadır.Çok nadirde olsa zulüm ve kan dökmeye karşı çıkan yahudilerde mevcut.Hatta bazı sağduyulu yahudiler daha da ileri giderek bu çarpık düşünceyi savundukları için bugün kü siyonist israilin yahudiliğe en büyük ihaneti yaptığını savunmaktadırlar. Peki biz ne yapmalıyız? Günlerdir halkımız sokaklarda bağırıyor : “Kahrolsun İsrail !, Kahrolsun kan dökücüler!Filistin halkı yalnız değildir!”diye.Halkımızın bu duyarlılığı tarihe altın harflerle geçecektir.Buz gibi bir havada sıcacık evlerinde oturmak yerine filistin halkı adına tüm dünyaya filistinin yalnız olmadığını haykırdılar.Hükümette bu zulmü durdurmak adına diplomasi turları yaptı.Sonuç alamadı ama dünya kamu oyu nezdinde takdirde topladı.Bazı dikta Arap rejimlerinin yöneticilerinin yüzleri hala kızarmıyorsa diyecek bir lafımız yok.Elbet bir gün mahşerde filistinli bebelerle yüzleşecekler… Gelelim ne yapmalıyız sorusunun cevabına.Öncelikle dualarımızı eksik etmeyelim.Sonrasında herkes kendi imkanınca maddi yardımlarda bulunmalı.Bu hususda son derece titiz çalışmalar yürüten ihh,cansuyu,kimse yokmu,deniz feneri gibi stklar mevcut .Yardımlarımıza hız kesmeden devam edelim. CALUT NASIL SENDELER? Calut çok güçlü her köşeye sinmiş ve sömürmeyi bekliyor. Bu calutun hiç mi zayıf noktası yok ? Elbette var.Zayıf noktası ekonomide gizli.Basit hesapla bile ispatı çok kolaydır.Dünyada milyonlarca müslüman siyonistlere sınırsız destek veren küresel sermayenin markalarını kullanmaktadır.Bu malları kullanmamaya başladığında calut sendeleyecek ve sersem gibi yere serilecektir.Gün bu gündür ! Şimdi tam zamanıdır! Ve hep birlikte haykırıyoruz: “YAŞASIN KÜRESEL İNTİFADA !”
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © halil ibrahim şan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |