Maviyi kaybedip sonsuzluğu anımsatan siyahın peşine takılmışız meğer. Doğru yolu kaybedeli ne kadar oldu ki! Sen neresinde kaldın yolun, sevdiğim? Yoksa maviyi takip mi ediyorsun hala, beni yanlış yola sürükleyenlere inat! Zor gelen buymuş demek ki, fark etmemiştim geçen saniyeler bizi ayırırken.. Ayrılmayız sanıyordum gözümün görmezliği bundanmış. Sevdaya açılan bir kapı olur mu bu sonsuzlukta, olsa da sonunda sen olabilir misin ki? Kaybettim işte seni. Yanımdaydın kaybedeli epey zaman olmuş ben fark edeliyse saniyeler dakikalar… Geri dönmek mümkün mü acaba? Yokluğunu hissederek acıyı çekerek o yolda geriye dönmek ve dönüp seni görememek… gitmemiş olabilir misin orada durup beni bekliyor.. Olabilir miydi bu? Şimdi anlıyorum ne çok kırmışım seni, varlığınla yokluğunun ayrımını yapamazken ben, seni yok sayarken ne çok kırmışım, ne çok… Telafisi olmayan geri dönüşü olmayan bir yoldan geçtim mi acaba, sensiz seninle ilerlerken! Zormuş be sevdiğim benimle diye bilirken her şey rahat, kolay ama öğrendiğinde can yakıyor, sancılar giriyor, kalbin acıyor.. İlerleyemiyorsun , düşünemiyorsun, yanlışlar peş peşe geliyor.. Geri dönemem işte. Dönsem de kaybettim o yolu artık. Doğrular terk etti beni, yanlışlara eş oldum. Bari sen kaybetmeyeceğin geri dönmek zorunda olmayacağın yolda ilerle. Bir yanlışı beklemiyorsan eğer!!