..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Leyla'nın işi naz ve işve; Mecnun'un gözü yaşı çeşme çeşme..." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun)
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Politik Olaylar ve Görüşler > mustafa




19 Kasım 2008
Gölge Et, Ama Ne Olur Gölge Olma!  
yaşam

mustafa


insanlar ve gölgeleri


:BJIF:
başka ihsan istemem" deseydi hatırını soran Makedonyalı İskender'e.
Siz, hesap yaparken, bir şeyin gölgesini hesaba katar mısınız? Ben katmam.
Çünkü gölgeler solda sıfır gibidirler; bin tane gölge bir 'şahsiyet' etmez,
tıpkı soldaki bin tane sıfırın toplam değerinin yine sıfır olduğu gibi.

İnsanlar ya gölgedirler, ya da şahsiyet. Gölge iseler, gölgesi oldukları
biri vardır; yani kölesi oldukları biri. O birine, siz 'gölgeci' de
diyebilirsiniz. Gölgeci, insanları kendisinin gölgesi olarak görmekten zevk
duyar. Ve hiçbir gölge iradeli hareket edemez.

Gölgelerin ne sevgileri gerçek sevgidir, ne de nefretleri sahici nefret.
Onlar, kendisinin patlıcanın değil padişahın dalkavuğu olduğunu söyleyen
muzip gibidirler; sevgi ve nefretleri gölgecininkine ayarlıdır. Emirle
severler, emirle nefret ederler.

Oysaki şahsiyetler, kendilerine ait bir kafa ve kendilerine ait bir yürek
taşıdığının bilincinde olan insanlardır. O kafayı düşünmek, analiz yapmak,
yerinde onaylamak ve yerinde reddetmek için; o yüreği de duymak, sevgiye
değer olanı sevmek, inanmaya değer olana inanmak, nefreti ve inkarı gerekli
olandan da nefret etmek ve reddetmek için kullanırlar.

Gölgenin "ben idraki" olmaz; dolayısıyla "omurgası" da olmaz. Bu nedenle,
hiç bir gölge hiç bir zaman "bir başkası olmaktan” kurtulup "kendisi"
olamayacaktır. Ve omurgası olmayan hiç bir gölge, hiç bir zaman dik
duramayacaktır.

Gölgelerle yapılan siyasetin içerisinde "şahsiyeti" aramak da beyhude bir
uğraştır elbet. Gölgelerin yaptığı siyasetin omurgalı olmasını beklemek
abesle iştigaldir. Dik durulması gereken yerde, dik durmasını
bekledikleriniz yerlerde sürünüyorlarsa, gerçek nedeni işte budur.

Tarihi bir tecrübedir: Kadrolar şuurlandırılır, kitleler şartlandırılır.
Peki bizde nasıl yürür bu işler: Kadrolar şartlandırılır, kitleler
şuurlandırılmaya çalışılır. Bu ikincisi olmayacak iş.

Gelelim kadrolara… Evet, kadrolar şartlandırılır, çünkü şuurlandırılırsa,
başlarında buldukları demirbaşların konumunu sorgulamaya, onların oraya
hangi çaba, liyakat ve vasıfla çıktıklarının hesabını istemeye başlarlar.

Onun için de, gölgeci liderler şu ezeli taktiği uygularlar: Dama çık,
merdiveni çek. Merdiveni çek ki, senden sonra kimse senin çıktığın yere
çıkamasın. Ondan sonrası kolay: Bir yandan "Hadi aslanlarım, koşun, geride
kalanı elerim!" salvoları, bir yandan da "O kadar da değil, beni geçeni
vururum!" tehditleri.

Tüm sorunumuz, insan kumaşının kalitesinde düğümleniyor. Kumaşı kaliteli
insanları siyasete taşırsanız, kaliteli siyaset üretirler; ticarete
taşırsanız, kaliteli ticaret. Tersi de geçerli. O halde, en akıllıca
yatırım, siyasetten de, ticaretten de önce, insan unsuruna olan yatırım.

Tabi ki, hayatın alanları, birbiriyle bıçak sırtı gibi ayrılan şeyler
değildir. Ne ki, "Ne yapmalı?" sorusunun doğru cevabı da "Nereden
başlamalı?" sorusundan bağımsız bulunamaz. Geleceğin inşası için harekete
geçen bir kitlenin, politikaya yatırımının insan unsuruna olan yatırımına
oranı, bir buz dağının su üstündeki kısmının su altındaki kısmına oranı
kadar olmalıdır. Yalnızca böyle yapan bir hareket, toplumsal dönüşümün
lokomotifi olmayı hak eder ve yaşadığı zamanın aktif öznesi olur. Değilse,
kendisine umut bağlayan kitlelerin umutlarını yad ve yabancı lokomotiflerin
hoyrat emellerine peşkeş çeken birer vagon olurlar ki, bu tam da yaşadığı
zamanın "pasif nesnesi" olmaya tekabül eder.

Bütün bunları bana hatırlatan, Rasulullah'ın Buhari tarafından aktarılan
bir hadisi oldu. Burada aktarayım, bakalım size neler hatırlatacak:
"İnsanlar da develer gibidir: Bazen yüz tanesi bir arada bulunur da,
içlerinden, binmek için bir tane bile bulamayabilirsin."

BB>



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
^^ Sevmek Duası ^^ [Şiir]
Bitmeyen Umut... [Şiir]
Sevdigin Kadar Sevilirsin... [Şiir]
Elde Var Aşk... [İnceleme]
** Korkuyorum Kıyametmı Kopacak *** [İnceleme]
Vazgeçilmezler [İnceleme]
Hayat Böyle Olsa [İnceleme]
Allah'ın Varlığını Nasıl Anlarız [Bilimsel]


mustafa kimdir?

mustafa

Etkilendiği Yazarlar:
yok


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © mustafa, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.