Gençliğinde müzik öğrenen, felsefeyi daha iyi anlar. -Platon |
|
||||||||||
|
Birden bağırarak ve terler içinde uyandı. Etrafına baktı ve anlamaya çalıştı nerede olduğunu. İçeriye sızan ay ışığının, mobilyalar ve yerdeki halının ipek ipliklerine yansıması onu rahatsız ediyordu. Hemen kalkıp ışıkları yaktı, fakat içindeki huzursuzluk onu hala korkutuyordu. Bir yandan da gördüğünün rüya mı yoksa gerçek mi olduğunu anlamaya çalışıyordu. O kadar gerçekçiydi ki gördükleri ve hissettikleri, ayırdetmekte zorlanıyordu. Saate baktı. Gecenin 4:38 idi. Ancak yeniden uyuyacak kadar cesareti yoktu. Sanki uyusa yeniden aynı şeyleri görecek yada hissedecekmiş gibi zannediyordu. Yavaş yavaş gün ağarmaya başlamıştı. İçi biraz daha rahatlamış gibiydi. Göz kapakları ağırlaşmış ve tekrar uykuya dalmıştı....... Ertesi gün biraz huzursuz fakat mutlu bir şekilde uyandı. Üniversite bitirme tezinin neredeyse sonuna gelmişti artık ve bir önceki gece görmüş olduğu rüyaya, uzun süredir çalışmakta olduğu projenin vermiş olduğu yorgunluğun sebep olduğunu düşünmekteydi. Kendisi elektronik ögrencisi olmasına rağmen son zamanlarda mitolojiye karşı ilgisi yoğunlaşmıştı. Boş zamanlarında özellikle de yunan mitolojisi üzerine küçük araştırmalar yapmış ve birçok bilgi edinmişti. Belki de gördüğü o rüya okuduğu hikayelerin etkileriydi. Kim bilir belki de diğer zamanlardan birini yaşamıştı. Elbet ortaya çıkacaktı.... Kahvaltısını yaptı. Bu arada ona en yakın arkadaşı da eşlik ediyordu. Biraz konuştular öylesine havadan sudan. Hatta en yakın arkadaşının erkek arkadaşı ve onun arkadaşları hakkında biraz da dedikodu yaptılar. Kütüphane ye gitmek üzere evden çıktılar. Günlük güneşlik olan hava birden kasvetlenmiş, siyah bulutlar yavaş yavaş kasabanın üzerine doğru gelmeye başlamıştı. Hemen arabaya bindiler ve yola çıktılar. Radyodan yapılan anonsa göre birden ortaya çıkan ve önceden bilinmeyen küçük bir hortum yaklaşıyordu kasabaya doğru ve insanların derhal kendilerine zarar gelmeyecek bir yere sığınmasını öneriyordu. Arkadaşıyla birlikte hemen oradaki benzin istasyonuna girdiler ve hortumun geçmesini beklemeye koyuldular. Biryandan aburcubur atıştırıyorlar bir yandan da geniş camdan dışarıdaki ortamı kolaçan ediyorlardı. Baktıkları ve görebildikleri alan çok genişti. Genel olarak küçük bir bozkırı anımsatıyordu kasabanın bu bölgesi ancak diğer bölgeleri tamamen yeşillikti. Bu arada hortum kendilerine doğru iyice yaklaşmaya başlamıştı. Döndükçe etrafındaki toz bulutu zaman zaman büyüyor ve tıpkı bir balerin gibi sağa sola eğiliyordu. Fakat yine de ürkütücüydü. Kendisinin tüylerinin diken diken olduğunu arkadaşı bile anlamıştı. Ancak içini büyük bir sıkıntı kaplamaya başladı. Tekrar rüyası aklına geldi o sırada. Arkasından gelen büyük kara bulutu andırıyordu adeta. Hortum onlara yaklaştıkça içindeki sıkıntı daha da artıyordu. Ama gözlerini bir dakika bile ayırmadan bakmaya devam ediyordu. Giderek yaklaşan hortum yaklaştıkça büyüyor, büyüdükçe de toz bulutunun şekli ve şemali de değişiyordu. Tam karşılarındayken birden hortumun içinde rüyasında gördüğü yüzü gördü ve aniden küçük bir çığlık atarak bir iki adım geriye doğru sıçradı. O sırada takıldı ve düştü. Herkes sessizce ve tüm dikkatini onun üzerine vererek ona bakıyordu. Arkadaşı ve orada bulunan genç bir delikanlının yardımıyla yerden kalktı. Sinirleri çok bozulmuştu, ağlamaya başladı. Arkadaşıyla bir masaya oturdular ve ona neler olduğunu anlattı. Çok gergindi.. Arkadaşı da ona artık kısa bir tatil yapma zamanının geldiğini ya da en basitinden hayatında ufak değişiklikler yapması gerektiğini önerdi...... III. BÖLÜM O gece arkadaşlarından birinin düzenlediği bir partiye davetliydi. Partinin yapılacağı yer oturdukları kasbadan yaklaşık 60 km uzaklıktaki küçük bir koyun kumsalındaydı. Okul arkadaşlarının ve onların tanıdıkları insanlar davet edilmişti bu partiye. Gece çok güzel başladı. Kumsalın etrafında sadece birkaç kum tepesi, ortada büyük bir ateş ve o büyük ateş haricinde sekiz tane daha küçük ateş vardı. Etrafı güzel aydınlatılmış bu koyda deniz her zaman dümdüz ve tertemizdi. Çok güzel müziklerle eğlence de başlamıştı. Herkes çılgınlar gibi eğlenip dans ediyordu. O sirada genç kızın dikkatini bir erkek çekti. Sanki ona kilitlenmiş gibi pür dikkat ona bakıyordu. Bu erkek garip bir pelerini olan, uzun siyah saçlı 38 yaşlarında ve çok yakışıklı birisiydi. Aralarında ne bir söz ne de bir diyalog geçmemiş olmasına rağmen o erkekten çok etkilenmişti. Daha önce hiç hissetmediği tuhaf bir duygu kapladı içini. O adamı daha önce hiç görmemesine rağmen sanki onu herşeyiyle tanıyordu. Onun da kendisini aynı şekilde tanıdığını biliyordu. Bu kadar güçlü bir duygu yoğunluğunu daha önce hiç yaşamamıştı. Kalbi o kadar sıkışıyordu ki sanki içinde bir bomba patlayacak gibi nefes alışları bile düzensizleşmişti. Kız arkadaşı yanına geldiğinde bir an için ona bakmak üzere kafasını çevirdi. Arkadaşıyla konuştular. Adamı ona göstermek için adamın olduğu yöne doğru döndü, fakat orada yoktu.... Yavaş yavaş gecenin sonu geliyordu. Orada öylesine durup bütün bir gece gözlerini ayırmadan baktığı o adam biranlık gözünü kaçırmasıyla ortadan kaybolmuştu. Gün doğumu yaklaşıyordu. Artık eve gitme zamanı gelmişti. Arabasının yanına gittiği tam o sırada o adam tekrar karşısına çıktı. Çok şaşırmıstı. Onu tamamen yakından görebiliyordu. Kafasını kaldırdı ve adamın yüzüne baktı. Genç adamla tam göz göze geldikleri anda genç kızın gözleri önünde rüyasında gördüğü o garip yaratık şimşek çakar gibi bir kaç kez belirdi. Birden yine o rüyanın sabahı hissettiklerini hissetti ve tekrar korkuya kapıldı. Adam onun korktuğunu anladı ve arkasını dönerek yavaş yavaş gözden kayboldu. Bütün bu olup bitenler kafası yeterince karıştırmaya yetmişti. Gün doğumuna yakın adının ne olduğunu bile bilmediği o genç adamla gözgöze gelmiş, ve açıkçası o adamdan çok etkilenmişti. Ortada ne olup bittiğini anlamaya çalışıyordu. Bunların sadece bir rüyanın etkisi olduğunu düşünme isteğinin yanı sıra gerçekle bir bağlantısı olması düşüncesi onu çok büyük bir korkuya düşürüyordu. Artık gün doğmuştu ve çok yorgun hissediyordu kendisini. Sadece eve gidip rahat rahat uyumak istiyordu. Arabasına bindi ve yola çıktı......... IV. BÖLÜM Güneş doğarkenki o alaca kızıllıkta bir tarafı uçurum olan virajlı yolda yavaş yavaş evine gitmeye çalışıyordu. Bir anda karşıdaki tepeden gözüne parlayan bir ışık olduğunu gördü. Işık gözünü almıştı ve az kalsın kaza yapacaktı. Hemen arabayı yolun kenarına çekti ve hızla inip karşı tepenin üzerinde gözüne parlayan ışığın ne olduğunu anlamaya çalıştı. Fakat hiç birşey göremiyordu. Merakı biraz daha artmıştı. Sonra birden orada ayna yada benzeri birşeylerle oynayan köylü çocukları olabileceğini düşündü. Arabasına binip tekrar yoluna devam etti. Artık evine gelmiş, saat de sabahın 6:30’u olmuştu. Duş alıp rahat rahat uyumayı planlıyordu. Ve öyle de yaptı. O sabah hiç rüya görmedi. Korkmasına bir neden olduğuna da inanmıyordu artık. Gün boyunca okulun kütüphanesinde ders çalıştı. Okulunu yüksek notla bitirmek istiyordu. Çok fazla çalışıyor ve aşırı yoruluyordu. Ama sabredeceği yalnızca iki ayı kalmıştı. O gün yaptığı plana göre erkenden eve gidip uyuyacaktı. Fakat eve gittikten yarım saat sonra en yakın kız arkadaşı ona telefon etti. Dün geceki partiden sonra bütün gün uyuduğunu, üzerinde garip bir ağırlık olduğunu ve rüyasında yüzlerini tam hatırlayamadığı tuhaf hayvanlara benzer maskeler olan erkekler tarafından sürekli tecavüz edildiğini görmüş ve çok korkmuştu. Arkadaşının telefondaki hıçkırıklarını duyabiliyordu. Arkadaşı ona bunları anlatırken genç kızın gözlerinin onünde o karanlık bulutun içinden çıkan lamaya benzer yaratığın görüntüsü sürekli çakıyordu. Birşeyler ters gidiyordu ama neydi??? Arkadaşını yanına çağırdı. Beraber o gece rahat rahat uyudular. Bir kaç gün hiç rüya görmeden ya da en azından korkutucu rüyalar görmeden uyuyabilmişlerdi. İlk rüyasından sonraki 8. gün, yani partiden tam bir hafta sonra, partide gördüğü adama rasladı kasabada alışveriş yaparken. Beyaz büyük bir araba bekliyordu marketin önünde, içinde kambur şöförüyle. Daha sonra pelerinli adam marketten çıktı ve arabasına yöneldi. O sırada kısa süreliğine olsa da genç kız ile gözgöze geldiler. Bir müddet uzaktan bakıştıktan sonra adam aceleyle arabasına bindi ve yavaş yavaş uzaklaştı oradan. Aradan günler geçmişti. Fakat geç kız aklından çıkartamıyordu o adamı. Onu bulmak ve konuşmak istiyordu Onu bulmak için elinden gelen herşeyi yapacaktı. Buna karar vermişti...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Pınar Kalkanoglu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |