..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Hayranlığı o dereceye vardı ki; yere düştü ve kendinden geçti." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun)
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Politik Olaylar ve Görüşler > gökhan




1 Kasım 2008
Kimin Kurşuncusu  
gökhan
Dünyadaki terör örgütleri kimlerin kurşuncusu, ufak bir fikirde benden olsun....


:BGBH:
Terör nedir? Diye bir soru sorsak farklı dillerde farklı cevaplar çıkar ortaya. Türkçede, Almancada, İngilizcede vb. farklı tanımlar ortaya çıkar. Ancak kullanılan ortak bir slogan vardır; “İnsanlık suçu” evet terör bir insanlık suçudur ve hep kınanmaya mahkûm bir mahlûkattır. Asıl konumuza geçmeden kısaca terör ilk olarak nerede ortaya çıktı, ilk terör örgütünü kim kurdu bu konular hakkında aydınlanalım.
Dünyadaki ilk terör faaliyetlerinin “Alamut” adlı kalede ortaya çıktığı bilinmektedir. Alamut; Haşhaşiler olarakta bilinen dünyanın ilk terör örgütünün merkezi konumunda bulunan sarp kayalıklar üzerine kurulmuş bir kaledir. Haşhaşilik Bâtıni düşünce sistemini benimsemiş Hasan Sabbah adlı kişi tarafından kurulmuştur. Anlatılanlara göre Hasan Sabbah Alamut Kalesini zapt ederek orada ihtilalci bir propaganda yürütmüştür. Batınilik aslında Hasan Sabbah ile ayrı bir boyut kazanmıştır. Kendisi parlak bir zeka teşkilatçılık cebir geometri astronomi sihir ve dini ilimlere hakim birisi olmasına karşın müritlerine eğitim ve öğretimi yasaklamış “Allah akıl ve düşünceyle değil imamın rehberliğiyle tanınabilir” diyerek müritlerini ilimden bilimden ve araştırmadan uzak tutmuş, peşinden sürüklemiştir. Haşhaşiler Hasan Sabbah’ın önderliğinde çok zararlı faaliyetlerde bulunmuşlardır. Müritlerini uyuşturucu sayesinde birer suikastçı olarak yetiştiren Hasan Sabbah, ölüme gönderdiği müritlerini şu şekilde cesaretlendiriyordu; “Gidin falan kimseyi öldürün. Döndüğünüzde sizi meleklerim vasıtasıyla cennete göndereceğim. Eğer iş başında ölecek olursanız meleklerime emredeceğim ve sizi cennete götürmelerini isteyeceğim” ve onlara ret edilmesi zor bir teklifte bulunuyordu.
Batınilerin işlediği cinayetlerin haddi hesabı yoktur. Hasan Sabbah’ın fedailerine gösterdiği en önemli boy hedefleri, halkıyla kaynaşmış ve başarılı olmuş becerikli devlet adamlarıyla, ilmiyle herkesin takdirini kazanmış ünlü âlimlerdi. Selçuklu Devleti’nin ileri gelenlerini kendilerine en büyük düşman bellemişlerdi. Nitekim Siyasetname adlı eserinde, “Her devirde, her yerde asiler çıkmıştır. Fakat hiçbir Rafızi mezhep Batıniler kadar kötü olamaz. Zira onların gayesi İslâmiyet’i yok etmektir” diyen Selçuklu Devleti’nin ünlü ve kudretli veziri Nizamülmülk’ü hunharca katleden de onlardır.

Hangi dönemde olursa olsun terörün ilk faaliyeti can almak olmuştur. Peki geçmişte düşünce sistemlerindeki farklılıklardan ortaya çıkan terör örgütlerinin bugün ortaya çıkış nedenleri nelerdir? İdeolojik kaynaklar mı, yoksa bazılarının kirli çıkarları mı?

Öncelikle şunun bilinmesi bizlere bu konuda yol gösterici olacaktır. Terörün ideolojisi olamaz çünkü ideolojisi bulunan hiçbir örgüt eline silah alarak hak arama gayretine girmez. Amaç ne olursa olsun insanların yaşam hakkına saygı göstermeyen hiçbir örgüt masum sayılamaz.

Yukarıda bulunduğumuz tespit terörün amacını ortaya koymuş olsa gerek. Terör bir kesimin masumiyetten uzak çıkarlarına yol açan kirli bir eldir. Şimdi günümüz örgütlerinin oluşum amaçlarına yönelik bazı tespitlerde bulunalım. Mesela El Kaide adlı örgüt; bu örgütün sözde savunduğu düşünce şudur: “İsrail'in yok olması ve Müslüman ülkelerde halifelik inancı altında büyük bir devlet kurma inancını benimsemiştir.” Bu örgüt bugün Irak’ta Amerikan güçleriyle savaşmaktadır. İşin en ilgin yönü ise şudur: 1988 yılında kurulan bu örgüt, soğuk savaş döneminde S.S.C.B 'nin Afganistan'ı işgal edebileceği öngörüsü üzerine Amerikan destekli olarak kurulmuştur. Peki bugün neden kendisini ortaya çıkaran bu devlete savaş açmış gibi davranıyor? Çünkü hepimizin inandığı bir masal var, “A.B.D Irak’a petrol için girdi.” Hayır! A.B.D Irak’tan zaten petrolünü alıyordu. Asıl neden petrol olamaz. Sebep tamamen dini ve siyasi, şimdi sürece bakarak bunu açıklayalım. Amerikan ordusu Irak’a adım attığı günden beri devamlı bir kaos ortamı hüküm sürüyor. Bu kaos ortamının baş rol oyuncuları kimler Şii’ler ve Sünni’ler diğer dini ve etnik gruplar arasında bu iki grubun çatışmaları kadar şiddetli bir çatışma ortamı oluşmuyor. Peki neden Şii ve Sünni gruplar çatıştırılıyor. Çünkü bu bölgede çıkacak Şii ve Sünni çatışmaları Arap dünyasına yayılırsa Müslüman dünyasında yalnız kalacak bir İran kimin işine yarayacak cevap belli değil mi? Peki, El Kaide’ nin bununla ne alakası var? Çünkü El Kaide militanları Amerikan askerlerine saldırıyor gibi görünse de, genelde Şiilere karşı yapılan eylemlerinde baş aktörü durumundadır. Tabi Amerika da bu kadar çıkar uğruna birkaç bin tane askerine acıyacak değil.

Şimdi düşünün ne gibi oyunlara sahne oluyor dünya. Artık mertçe savaşmak yerine, nankörce insanlara kıyılarak, politik çıkarlar korunuyor. Kimileri düşüncelerinden dolayı masum görse de bu örgütleri eli kanlı bir ideolojinin mahkûmudur bu mahlûklar…

Gökhan AYVERDİ



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yüreğimin Sevgilisi [Şiir]
Türkmen Kızı [Şiir]
Kızıma [Şiir]
Yârim [Şiir]
Öyle Bir... [Şiir]
Mefkûre [Şiir]
Keşke [Şiir]
İki Bahar [Deneme]
Ölümsüzlük [Deneme]
Necip Fazıl ve Anne [İnceleme]


gökhan kimdir?

Tanımlı bir hayat sınırlı bir hayattır. . .

Etkilendiği Yazarlar:
ahmet kabaklı,m.fuat köprülü,necip fazıl kısakürek,orhan veli,can dündar,critof garange,


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © gökhan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.