Seviyorum, öyleyse varım. -Unamuno |
|
||||||||||
|
Yaşamın insanın başına musallat ettiği, başka bir hayatın cehennemindeymişiz düşüncesini uyandıran bir ağır 'yığın' bu. Belki de gerçek yaşamların yalancı rüyaları yaşadıklarımız. Yalanlar ve gerçekler... Ama doğrular ya da yanlışlar değil! O kadar masum değil! Doğrularını ve yanlışlarını yitirmiş bir neslin ilk kalıntılarıyız biz. Bizim payımıza düşen sadece yalanlar. Ilık bir kış gecesi ya da yaz günlerindeki serin rüzgarların hoşluklarını yitirdiğimiz gündür bugün. Ama dün de bugündü.Yarın da en az bugün kadar bugün. Nedir bu? Tanımı yok, aması yok, çünküsü yok. "Seni seviyorum çünkü bu böyle" diyecek kadar yalın olmalıydık. Yüzümüze gözümüze bulaştırdık. Onu da beceremedik.Sevginin, aşkın adını yalanlarla yarattığımız süslü sözcüklerde aradık. Bu yazının başlığını ne koymalıyım? Çekici Yalnızlık mı? Süslü Aşk mı? Dün mü bugün mü? Ya da Atilla İlhan'dan çalıp "hangi yalnızlık" mı desek? Bu yazının bir adı yok.Adı sizde... Bugünün dünden daha güzel olacağını düşünmemize neden olan şu ümit etme duygusu... Seni atıp kurtulmak gerek.Bugünün dünden daha iyi olacağını düşünüp de yanılsamalarımıza yenisini koymadık mı hergün.Oysa dün bugündü.Bugün de yarın. İnsanı en çok kandıran duygu ümit etmek oldu hep. Yoksa bu yazının başlığını "hangi ümit" diye mi değiştirsek? "Beni en çok üzen bir erken ölümdür bir de sevdiğim insanların değiştiğini görmek" der şair. Erken bir yalnızlık benimkisi. Bunu erken ölümler listesine mi koymalıyım yoksa insanların değişmesine mi yormalıyım? Yorgunum. Kendimce doğru saydıklarımın bir bir manasızlığa sürüklenmesi beni de değiştiriyor.Ben de birilerinin "değişti" dediği insanım artık sanırım. "giden mi suçludur? yoksa kalan mı? herkes giden suçludur der ama kalan suçludur. giden de bu yüzden gitmiştir zaten" der şair. Mesele hangi safta olmanız gerektiğini bilememekte. Belki de benim de gitme zamanım geldi. Tersi bir durum; gideni seyretmek. Seyretmek ya da seyrettirmek... İşte tüm mesele bu. Olmak ya da olmamak kadar masum değil.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Oktay Yılmaz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |