Yazılarıma çok özür dileyerek başlama ihtiyacı duyuyorum. Şu son zamanlarda Amerika üzerine o kadar çok şey yazdım ki, bana haklı olarak; kardeşim senin dünyanda şu kıta ötesi devlet gerçeğinden başka bir şey bulunmaz mı? Sorusunu yönelteceksiniz…bu doğru bir soru yada şöyle söyleyeyim, aslında sorulması gereken bir soru.Bütün bir dünya kamuoyu bu soruyla yatıp bu soruyla kalkıyor. Hangi coğrafyadaki basına bakarsanız bakın tüm haber içeriğinin oldukça önemli bir kısmı şu kıta ötesi devletin tasallutu altında. Kamuoyunun bunca ilgisini üzerinde toplamak adına ne yapılmış? Ensemize tokat ha indi ha inecek kaygısı mıdır kitleleri yönlendiren şey?.Öyle ise durum vahim be kardeşim! Sakın bu bir algılama problemi olmasın? Yerel duruş ve ihtiyaçlara cevap vermeyen ve önceliği itibariyle bunlara bir o kadar uzak olan bu değerler hiç eksik kalmaksızın yer alsa basında, günlük yaşam bu durumdan sanki ne kadar etkilenecek! Sen ve ben bizi var eden sosyo kültürel nedenlerimizden soyutlanacak mıyız ? sanmıyorum. Siz bu topraklar üzerinde gidebildiğiniz kadar geri gidin karşınıza yine bu toprakların ürettiği gerçeklik çıkacaktır.
Davit Popenoe göre 2000 yılı verileri itibarıyla Amerika’daki toplam doğumun % 40’ı evlilik dışı doğumlarmış.Annelerin çocuklarını babalarından ayırdıkları,babaların bir kısmının da ortada hiçbir neden yokken eş ve çocuklarını terk ettikleri bildiriliyor aynı araştırmacı tarafından. Uzmanlarca, evlenmemiş babaya sahip olmanın bu çocuklar üzerinde boşanmış bir babadan daha kötü etkiler bıraktığı açıklanıyor. “Doner baba yada sperm babası” yeni moda Amerika’da. 40 dolardan başlayan fiyatlar 15000 dolara kadar yükselebiliyor. Bu baba sendromu Amerikan toplumunu öylesine derinden etkiliyor ki ABD eski başkanı Bill CLİNTON “ My Life” adlı kitabında “ Monika Lewinsky ile ilişkim korkunç bir ahlaki hataydı. Bu hatanın arkasındaki sorumlu kişi annemi ve kardeşimi her gün döven alkolik üvey babamdır.” Diyebiliyordu. Oldukça uzun bir konu, şimdilik kısaltarak aktardım. Bu yazımda yukarıdaki bilgilerle bir yere varma niyetim yok. Dünyaya yön verme niyetinde olanın arka bahçesindeki görünüm işte budur da demiyorum. Son günlerde ailesinin canına kast edebilmiş insanlarımızın gerçekliğini göz önünde bulundurarak, bu erezyon bize büsbütün yabancı bir konu diyebilmek isterdim maalesef. Ama şiddet, buhran,bunalım noluyoruz be kardeşim?! sorusunu ister istemez sorduruyor insana.
A. Akdeniz