Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür / Ve bir orman gibi kardeşçesine... |
|
||||||||||
|
Sen açacaksın kapıları, Anahtarı çeviriyorsun ya iki kere, Şimdilerde anlayamıyorsun, Nasıl buz gibi vuruyor yalnızlık yüzüne, İç kapılarda kapalı, Eşyalar mahzun / ağlamaklı, Takvim “ o gün” de kalmış; Merhamet diyor saat, merhamet, Bıktım artık her dakika kimsesiz olmaktan. Sen şimdi, Hüzünlere açıyorsun kapıları, Ki her bahar, bahar değildir artık, Ya gözlerimizden akan yaşlar yağmur mudur? Boy boy umutlarımız hangi rüzgara Hangi köpük köpük dalgaya kapılmış? Peki ya aşk, Belli ki ölüm uykusundadır. Şimdi sen onarılmaz yaraları açıyorsun, Oluklu bir bıçakla kanımız akıyor, görüyor musun? Ayın şavkında ben, Gördüğüm kızıllığı saçların sandım da, Bilemedim, daha da derinleştim. Derinleştikçe fışkırdı damarlarımdan çıktı sesim, Ayın şavkı, Saçlarının kızıllığı değilmiş oysa, Süzüldü kanım toprağa, canım havaya karıştı, Öle öle bitiyorduk. Uçurumuz kıyısında bir gardenya dalıydık. Sen şimdi gölgelere gölgeler bırakıyorsun,kendisi olamayan.Sevdalara hangi kimlik verilir? Ve hangi fotoğraf anlatır yakılan umutların acıdaş yolculuğunu? Yangınlara verirken yüreklerimizi, mühürlendi hayat notalarımız. Ben şimdi seni nasıl sarayım, kilitli ya kollarım..! Ben seni şimdi nasıl öpeyim dikili ya dudaklarım..! Peki ya ben seni kaçıncı derecen seveyim? Çoğalıyor ağrım, lime lime vücudum… Hep kendini tekrarlıyor savaş, Ne yankı buluyor sesim, ne bir cevap! Kadınım Tut ellerimden, Bak senindir yüreğim, Yüreğim bir dağ, bir orman, ve bereketli; Kadınım, İtekle beni uçurumlardan, Ç R ÇAR A, TAŞLA A PA P RA, (Peki ya ben, sana hangi cesetimi vereyim?) Yarim, çığlık kesen bir besleme hayat, Bitsin mi kızımızın şarkılarında umut..? Sen şimdi gidiyorsun anaforlara, Dağıta dursun serseri bir sebebimizi, Önce ben özledim seni, Avuçlarımda hala sıcaklığı ellerinin. Sevmek gitmek değildir anladım, Ayrılık çiçek açamayan bir saksı balkonda unutulmuş, Anladım, Kuytularda uyuyan bir düşmandır zaman… Sen şimdi açamıyorsun kapıları, Anladım, Güneşe sızan gecenin karanlığıdır, Ve teninin kokusu duyduğum en son yitiriliştir. Gelmek varken,adım adım uzaklaşıyorsun, Anladım,acılar boynumuzun borcudur artık…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Murat Şehirli, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |