"Ne elbiseler gördüm, içinde adam yok, ne adamlar gördüm sırtında elbise yok." -Mevlana |
|
||||||||||
|
Kenarı yakılmış kimilerinin, kimileri hasret, kimileri ayrılık, kimileri vuslat kokardı.Birde papatya kokanları vardı../ bende çok olanlardan!! Diyorum ki oturup bir mektup yazsam adı sanı belli olmayan birine. Belki yüreğime, belki yüreğimin içine ve belki de oraya kor düşüren cehennem kokan birine! Yazsam diyorum… Vazgeçtim! Ben babama bir mektup yazayım. Şöyle ona benzeyen bir evlat gururuyla olmasa da, yine de elinin saçlarımdaki şefkatini unutmadığımı yazayım beyaz sayfalara. Ama bak yine dondum! Var mı ki diğer tarafa posta hizmeti? Bu mektup dört metre olmalı, taşınabilmeli, dört metre ve belki de dokuz tahtanın örttüğü umutlara. Kara toprağın bağrında yeşerecek çiçeğe benzemeli! —var mıdır öbür tarafa posta hizmeti! Yok, yok vazgeçtim! Ben anneme bir mektup yazayım. Düşsün kirpiklerim satırla /ıslansın mürekkep ve bir yaz yağmuru gibi serinletsin yeşil bağrını gözyaşlarım. O zaman güller açar mı solgun yanaklarımda. Gamzeme bir buse konar mı üşüyerek sonra! - ama var mıdır öbür tarafa posta hizmeti../ kesin gider mi ? Vazgeçtim! Ben şöyle bir tren yolu gibi uzanayım geceye. Yıldızları alıp yanıma, duvak giymiş bir gelin gibi sarkan ay’ın tacını takayım geç kalmadın. Güneş zaten hiç gelmeyecek! Ben ay’ a sarılayım, anne diye, yar diye..- tutar mı ki beni kolları? Eskiden mektuplar vardı. Bazen yarım kalmış, bazen hiç bitmemiş, bazen yollarda kalmış, bazen boşa yazılmış, yırtılmış mektuplar..Onlardan işte yazayım mı bir tane… Belki de olmayan birini çağırırcasına düşeyim satırların gerdanına. zifir bir göz baksın bana, kara kalemin sivri ucundan. Kirpiklerim silgi olsun gözyaşına… Uzun bir mektuba ne yazıl ki? Delilik mi etsem! Bütün satırlara kocaman iki kelime kondursam, Sadece iki kelime! gider mi bu mektup sahibine ..veya yüreğimin en derinine iner mi ( ? ) gitmez deyişlerin…. Mektuplar vuslata mı uzanır? Yoksa özleme çıra mıdır her satır? Kalem seni seviyorum diye kaç kez yazar? Kaç imla hatasında aşılır ayrılıklar? Ya da kaç düzgün cümlede birleşir eller? Mektuplar tedavülden kalkalı olmaza mı gömüldü sevgiler? Yalan mı kustu seviyorum diyen diller! Şimdi! Şişman bir ağaca yaslansam kocaman karnına sığar mı içimdekiler! Bir mektup yazsam devrilir mi üzerime koca çınarlar gibi geleceğim! O zaman susar mı dilim ve biter mi içimin ezikliği..vazgeçebilir miyim (?) anneme benzettiğim sevdamdan.! Ne dersin? Sende şaştın bu işe değil mi? Şaşma! Bende senin gibiydim bir zamanlar… —yazmayalım o zaman! Kırayım şu kalemi geliyorum..
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Levent Saral, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |