..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yaşamım boyunca, ondan birşey öğrenemeyeceğim kadar cahil bir adamla karşılaşmadım. -Galilei
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Söyleşi > Sayım Çınar




27 Kasım 2007
Eddi Anter. Kumbara - Söyleşi  
Sayım Çınar
Goa Yayınları çok satan kitaplar yayımlamaya devam ediyor. Eddi Anter’in Kumbara adlı kitabı da çok satıyor. Kitabın yazarı Eddi Anter, ilk söyleşisini Akşam Kitaba verdi. Kitap çok hızlı bir şekilde okunuyor ve içinde pek çok kadın tiplemesi var. Ancak kadınlar daha çok hangi erkekleri tercih ederler konusu pek açık değil. Bir erkeğin düşünce şekli nasıldır? Karşı cinsten biriyle ilişkiye girmek, onu tavlamak için neler yapılır?


:DEDE:
Goa Yayınları çok satan kitaplar yayımlamaya devam ediyor. Eddi Anter’in Kumbara adlı kitabı da çok satıyor. Kitabın yazarı Eddi Anter, ilk söyleşisini Akşam Kitaba verdi. Kitap çok hızlı bir şekilde okunuyor ve içinde pek çok kadın tiplemesi var. Ancak kadınlar daha çok hangi erkekleri tercih ederler konusu pek açık değil. Bir erkeğin düşünce şekli nasıldır? Karşı cinsten biriyle ilişkiye girmek, onu tavlamak için neler yapılır? Başlayan birliktelikler neden ve nasıl biter? Aziz, kendi yaşadıklarını tüm içtenliğiyle sizlerle paylaşacak. Aynı fikirde olabilir veya olmayabilirsiniz. Kahramanımız Aziz, genelev ve randevuevlerinde yapamadıklarının üstesinden, yurtdışına gidince fazlasıyla geliyor.



Son kitabınız Kumbara’nın adı da içeriği de oldukça ilgi çekici. Okuyucunun aklına gelen ilk soru, “erkekler için aşk var mıdır?”

Tabii ki var. Aşk her zaman etrafımızda ve biz hazır olduğumuzda elimizi uzatıp ona dokunabiliriz. Nereye bakacağını bilmezsen ömür boyu arayıp da bulamazsın. Aşkı inkâr etmek kendine yalan söylemektir. Varlığı gerçek, sorun onun gücünü kabullenmek. C. Bernard’ın dediği gibi “Aradığını bilmeyen, bulduğunu anlayamaz.”

Kitap çok hızlı bir şekilde okunuyor ve içinde pek çok kadın tiplemesi var. Ancak kadınlar daha çok hangi erkekleri tercih ederler konusu pek açık değil.

İnsandan insana değişebileceği gibi yaşla da ilgilidir. Genç kızlar onları sahiplenecek erkekleri sevmezken çıkıp gezecek eğlenecek kişiler arayabilir. Yaş ilerledikçe onlara bakacak onları koruyacak bir eş tiplemesi peşinde olabilirler. Yakın ve sıcak ilişkilerde duygularının farkında olan ve bunu dile getirmekten korkmayan erkekler her zaman içine kapanıklardan avantajlıdır.

Kitabı günlük halinde yayımladınız, ne kadar süredir günlük tutuyorsunuz?

Romana başladığımda planlamamıştım, akışında günlük haline geliverdi. Böyle bir günlük yok. Olay ve karakterlerin tamamı kurgudur. Etrafımda olan biteni gözlemlediğimde kendi gençliğimden pek çok şeyin aynı kaldığını fark ettim. Bunu yeni nesillere aktarmanın yolunu düşünürken pek çok yaşıtım ve benden büyüklerle sohbetler edip, notlar aldım. Özellikle bazı yer isimleri ve adresleri ilk defa duyuyor olmama rağmen farklı kişilerden teyit aldığımda kullanmanın o dönemi anlatmak açısından doğru olacağını düşündüm. Aynı zamanda ergenlik çağındaki gençlerle de görüştüm. Onları konuşturup ağızlarından laf almak çok zordu. Yazılanları mutlaka birileri bir yerlerde yaşamıştır. Bu anlamda her şey gerçek ancak benim gerçeklerim değil. Aziz diye biri yok, bütün özelliklerine sahip bir kimsenin de olduğunu sanmıyorum fakat okuyanlar kendinden bir şeyler görüyorsa o karakter zaten benim için gerçektir. Görmemesi için de hiçbir sebep yok. Tüm karakterler doğal, halktan, bizden içimizden tiplemeler. Soru kendinden ne kadar görüyor olduğun…

Genç bir adamın yaşadığı bütün cinsel çelişkileri yazmışsınız. Tek eşlilik mi zor yoksa çok eşlilik mi?

Yine adamına göre değişen ve göreceli bir konu. İnsanoğlu her zaman elindekini fark etmek yerine başkasında olanlara bakıp imrenmeyi tercih eder. Evli birine “bekârlık sultanlık” fikri cazipken, bekâr biri de evlinin düzenine ve dengeli oluşuna kapılabiliyor. Elinde olanla yetinmeyi bilmekse zaman, tecrübe, olgunluk, bilgi ve birikim gerektirir.

Kahramanımız Aziz, genelev ve randevuevlerinde yapamadıklarının üstesinden, yurtdışına gidince fazlasıyla geliyor. Yabancı ülkelerde cinselliği yaşamak daha mı kolay oluyor?

Romanın geçtiği dönem bugünkü şartlardan çok farklıydı. İnternetle istediğin kişiye, resme, filme, videoya, sese anında ulaşmak fikri, otomatik kapılar, yürüyen merdivenler veya cep telefonları uzaylılar için geçerliydi. Hayat kadınları, yabancı uyruklu 90-60-90 ölçülerinde hevesli bayanlar da etrafta yoktu. Fotoğraf veya mecmualar elden ele dolaşırdı. Karikatürler bile bazen tahrik etmeye yeterdi. Yurt dışındaysa cinsel devrim çoktan yaşanmış, kadınlar erkekler kadar haklara sahip olduklarını bağıra çağıra duyurmuşlardı. Bir kadın, erkeğin onu tavlamasını beklemek yerine kendi içgüdülerini takip edip istediğinin peşinde koşabiliyordu. Ve bu bir ihtiyaç, eğlence ve hayatın parçası olarak görülüyordu. Ayıp, yasak, günah veya tabu olması kısmı aşılmıştı. Toplumsal kavram değil de kişisel tercih olarak görülüyordu.

Kısa bir süre içinde kitabınız “En Çok Satanlar” listesine girdi. Sizce sebebi nedir?

Özellikle konuştuğum gibi yazıyorum. Aynı şekilde roman okunduğu gibi anlaşılıyor umuyorum. Okurken, durup “acaba yazar ne demek istedi?” diye düşünme fırsatını vermiyorum. Böyle olunca roman akıcı oluyor. Zaten ben de kendimi yazardan daha çok okuyucu olarak görüyorum. Yazdıklarım, “ben olsaydım nasıl yazardım?” sorusuna cevabımdır. GOA yayınevinin kuvvetli halkla ilişkileri ve reklâmlarının da katkısı tabi ki önemli bir destek oldu.

Neden erkek için bekâret çok önemli olabilirken kadın için erkeğin bakir olup olmaması anlamsız bir konudur?

Erkekler arasında süregelen bir rekabet ezelden beri vardır. Bu özellikle ergenlik çağında barizdir. Popüler olmak birlikteliklerle bağdaştırıldığından bakirlik, hangi yaşta kaybedildiği ve ne sıklıkta kadınla ilişkiye girildiği önem kazanmaktadır. Etrafta olan hemcinslerin ne düşündüğü de önemli olduğundan konu öncelikli. Kadınların yaklaşımı ise daha saf ve duygusal olduğundan çoğu zaman erkekler arasında olan bu rekabete anlam veremezler. Erkekler konuya daha işlevsel bakarken kadınlar hisleriyle yaklaşıyorlar.

Hayallerle yaşamak bazen sarsıcı şeylere yol açabiliyor. Düşle gerçek arasında gitmek nasıl bir duygu?

İnanılmaz bir güç. Gerçek olarak algıladığımız, bedenimizin bulunduğu yer olduğundan diğer gördüğümüz her şeyi düş kabul ediyoruz. Geceleri ortalama yedi sekiz saat uyurken her biri üç-dört dakikalık dört veya beş rüya görüyor bazen hiç birini hatırlamıyoruz. Ancak bir şeyler yaşadığımızı biliyoruz. Gündüz vakti hayal kurarken birkaç dakika içerisinde aylar hatta seneleri gözden- hakikatten oluyor gibi- geçirebiliyoruz. O zaman gerçek ve düşü nasıl ayırt edebiliriz ki? Şahsen düş dünyasında olmak beni fazlasıyla mutlu ediyor. Özel bir çaba, kuvvet veya para harcamadan tatlı, güzel ve mutlu bir süre yaşayabiliyorsam neden onu gerçek kabul etmeyeyim? Kime ne zararı var ki? Varsın düş desinler, varsın hayal dünyasında yaşıyor desinler…

Siz sevgiyle yaşanan cinselliğe mi inanıyorsunuz?

Gençken yanıtım farklı olurdu, şimdiyse cevabım kesinlikle evet. Akıl, beden, duygu ve ruhun hepsinin birlikte olduğu beraberlikler uzun ömürlüdür. Kalan kombinasyonların hepsi geçici ve yeni arayışları tetikleyici oluyor.

Cinselliğe bir erkeğin açısından bakış, özellikle duygusal ve ruhsal yaklaşımı daha önce pek irdelenmedi. Sizce bu konu bayanların mı erkeklerin mi ilgisini daha çok çekecek?

Hep bayanların iç dünyası, ruh halleri ve kafasından geçenler yazıldı, çizildi ve konuşuldu. Erkekler cinsellik konusunda ne düşünüyor, ne hissediyor ve ne yapıyor konusu biraz bakir kalmış. Özellikle ergenlikten geçen bir erkeğin zihinsel ve ruhsal yolculuğu cinselliği kadar merak uyandırıcı bir konu gibi geldi. Evet, romanın içinde cinsel eylemler mevcut ancak kahramanın aklından geçenler ve yaşadığı duyguları da fazlasıyla var. Bayanlar ilk defa bir erkeğin iç dünyasına rahatça girebilecek, onları sorgulayabilecek ve arzu ederlerse yargılayabilecekler. Erkeklerse ya kendilerinden bir şeyler görecek ya da eski dönemlerde neler yaşandığını veya yaşanmadığını görüp hallerine şükredecekler. Genç bir erkeğin hayalleri, fantezileri ve hayat felsefesi anlatılıyor. Hiçbir şey tesadüf değil ve hakikatten hepimizin aynı şeyler yaşıyor olduğumuz doğru. Ancak olanlara ve olaylara bakış açımız farklı olduğundan değişik hayatlar yaşadığımızı sanıyoruz. İşte bu, gerçek değil HAYALDİR!



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın söyleşi kümesinde bulunan diğer yazıları...
Söyleşi - Reşat Çalışlar: Şahan Gökbakar'ı Fazıl Say'a Tercih Ederim.
'Diriliş Operasyonu, Türkiye Gündemini Tamamen İçine Alacak'
Ömer Çelebi, Deviniş Projesi - Söyleşi
Hayat Bir Yutturmaca Mıdır? Söyleşi


Sayım Çınar kimdir?

1989'da kitap satış işine başlayan Sayım Çınar, "Türkiye'de paket kitap satan sistemin dışında bir iş yapmak istedim. Bir bavul alıp işe başladım. Pera Akademisi tiyatro bölümünü bitirdim. Yararını da kitap satarken görüyorum. Çünkü daha iyi iletişim kuruyor ve doğaçlama yapar gibi işimi yapıyorum" diyor. Kitap sektöründe son yıllarda ciddi bir pazarlama stratejisi olduğunu vurgulayan Çınar, "Kitabın parasını ödemek istemeyen insan, o kitabı okumayacaktır" diyecek kadar da bu işin piri olmuş. Çınar şunları söylüyor: "Etiket fiyatına 4 taksitle kitabı okuyucunun ayağına kadar götürüyorum. İnsanların ruhsal bir kırılması varsa okumaya başlıyor. Günde 75 kitap taşıyorum. Basit bir hesap yaparsak, 14 yılda 300 bin kitap taşımışım demek ki. Kültür hayatına katkım fena değilmiş hani. . . " Pek çok yazarın menajerliğini de yapan genç kitapçı, Ahmet Ümit, Tayfun Pirselimoğlu, Esmahan Aykol, Hakan Bıçakçı, Metin Üstündağ, Nedim Şener gibi isimlerle çalışmış. Şu sıra magazin yazarı Şenay Düdek'in çıkaracağı kitapla ilgileniyor: "Edebiyat camiasını yakından tanırım. Yazarların psikolojisi çok farklıdır. Her şeyden önce çocuk büyütür gibi bir yatırım olarak görürler yazdıkları kitabı. Yazarlarla belli bir yakınlığım olduğu için artık kitaplarını yazmadan önce bana vermeye başladılar. Onlara önerilerde bulunuyor, yayınevi bulmalarına yardımcı oluyorum. Ödeme konularını bile takip ediyorum. Yazar menajerliği de böyle bir şey. " Halen Nokta Yayınları'nın halkla ilişkilerini yürüten Çınar, sabah dokuzda mesaisine başlıyor ve bir günde en az 30 kişiyle görüştüğünü söylüyor: "Neredeyse tüm gazetelere her gün giderim. Bu işi ilk yapmaya başladığımda hastane ve okullara da gidiyordum. Artık sıradan insanlara kitap götürmüyorum. "

Etkilendiği Yazarlar:
-


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Sayım Çınar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.