Dünyada birbirinin eşi ne iki görüş vardır, ne iki saç kılı, ne de iki tohum. -Montaigne |
|
||||||||||
|
Bu gece konumuz yalnızlıklar silsilesi olsun, ne dersin? Yine hayır demezsin ki... Sen ki her şeye her zaman evet diyen, beni kır(a)mayan güzellik... Hani hep derler ya insanoğlu yalnız doğar, yalnız ölür. Günler geçiyor, bitiyor. Ve her geçen gün bu klişeleşmiş lafa inanır oluyorum. Ama içimden de bir ses "dur" diyor ısrarla. Umutlar var diyor, umutlar ölmez diyor. Umutların bu silsileye kendini kaptırmadan çeker alır ve götürür seni diyor... Bende nedense ona inanmak istediğimden olsa gerek ona inanıyorum. Oysa ki içim değilde durumum bu silsileye çok rahat uyacak bir kıvamda olmasına rağmen... Peki bu umutlar ne kadar götürecek bu durumu, bir insanı, bu ağır bünyeyi? Yine o içimde ki his diyor ki sorma bu soruyu kendine. Neden diyorum, hayat bu diyor. Geçiştirme diyorum, hayat bunu gerektiriyor diyor. Peki diyorum, her ne kadar boynumu büksemde derin bir nefes alıyorum, bakıyorum dünyaya ve ağzımdan çıkıveriyor "haklısın". Sonra o gidiyor, kaçamak yapıyorum kendimce ve düşünüyorum zihnimde... Umutlar cidden biter mi? Savaştırıyorum düşüncelerimi beklemediğim sonuç galip çıkıyor göğsünü gere gere... Kürsüye çıkarıyorum ve son cümlen ne diyorum? "Umutlar kara da olsa umuttur." diyor... Yüzümde ki tebessümü görüyor, bundan cesaretle son cümlenin ardına son cümleler ekleyiveriyor... Umutlar nasıl biter, nasıl ölür diyor? Umutlar ölürse insanlar da ölür. İnsanı yaşatacak ne kalır ki? Haz alınamayan şu dünyada başka ne(ler) mutluluk verir insana diyor. Gerçekleşmese bile ağızda bıraktığı o tad yetmez mi diyor. Sırf bunun için bile umud etmeye değer diyor... İçimde ki hisse dönüyorum ve diyorum ki sadece haklı değilsin önüne birde sonuna kadar haklısın demek istiyorum deyip uğurluyorum onu... Çünkü artık bende ona ihtiyaç yok, ben zaten gerekene inanmışım... Son bir paragraf tutuşuyor dilimde adeta çıkmak istercesine çırpınıyor. Umud et diyor, umud et... Yaşayacaksın ve göreceksin... "Hakediyorsan" başaracaksın. İstiyorsan "mutlu" olacaksın! Göreceksin bak göreceksin... Belki bir gün... Kim bilir?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Erdal Hakyemez, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |