Zamanı gelen bir düşüncenin gücüne hiçbir ordu karşı koyamaz. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Sevmek mi? Sevilmek mi? Hangisi zor diye sorsalar, var mı bir cevabı olan… herkes mutlaka farklı bir cevap verir. Kimi sevmek, kimi sevilmek zor diyecektir. Asıl zor olan ne biliyor musunuz? İkisini birden başarabilmek. Hayat hiçbir zaman adil değildir. İnsanlara her şeyi o kadar zor ve farklı sunar ki bizler sadece bir şeylere ulaşmak için, bir yudum mutluluk için çırpınır dururuz. Ve her zaman şu soruyu sorarız ben nerede hata yaptım. Mutluluk benim hakkım değil mi diye… Aslında her kes bir damla mutluluğu bulur tabi ki ama nasıl… İşte bütün zorluk burada başlıyor. Kim bilir kaçımız mutlu olabileceğimiz kısacık bile olsa bir an için neler vermeye hazırızdır. Ama o her zaman bizden hep bir adım önde gider, bizse onu kovalamak uğruna helak oluruz ardı sıra… hayat aslında boş bir kuyu gibidir ne kadar doldursanız da o hep boştur. Ne kadar kovalarsanız o da bir o kadar kaçar. İnanın ki hayat denen şey gözümüzden düşen bir damla yaşın yere düşüşü kadar kısadır. Ve hayat hiçbir zaman boşa geçirilmeyecek kadar değerlidir. Ama öyle hayatlarda vardır ki bir nebze sevgi uğruna harcanır gider… Ne değer vereni vardır sevginin nede kaybetmemek için mücadele edeni. O kalp dediğimiz varlıkla birlikte çeker acısını. Kalp ezilir, ağrır sessizce çırpınır bulunduğu kafesin içinde sevgi de çaresizce seyreder bunu. Elini uzatıp alamaz avuçlarının arasına bir türlü, çünkü ihanet ve yalan keser yolunu. İkiyüzlülük de menfaatle birleşip eşlik eder onlara. Sevgi ise aşkın yamacında hırpalar kendini bu dörtlünün karşısında ayakta durabilmek için son nefesine kadar savaşır, hırpalanır, örselenir, horlanıp alay edilir. Ama nedense bir türlü pes etmek bilmez sürekli direnir… Sonunda ise galip geldiği çok azdır. Çünkü o hep tek tarafın kalbinde savaşır… Eğer karşısındaki kalbin içine girebilirse o zaman işte ulaşır zafere… Oysa öyle hayatları ezer geçer ki, eskitir ki geri dönüşü olmaz. Dönüp arkamıza baktığımızda ise bir ömrün en güzel zamanları çürüyüp gider bu değirmenin çarkının arasında. Belki de en güzel yıllarıdır hayatımızın ya da hayatı en dolu yaşamak istediğim anlar uçup gitmiştir elimizden… geride kalan ise yorulmuş bir kalp ve tükenmiş bir ömür olarak dikilir karşımıza… Artık o kadar geçtir ki bir şeyler yapabilmek için çünkü ne istek kalmıştır ne de gençlik denen o cevher. Zaman o kadar çabuk biter ki, geride acılar ve sızılarla dolu bir yürek atar göğsümüzün içinde ama artık eskisi kadar ne hızlıdır ne de istekli... Şimdi bir kez daha düşünün sevmek mi zor, sevilmek mi…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Talar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |