şeytanın avuçlarındaki kırmızı bir elma gibi
parlak, çekici, uyarıcısın
ademe gönderilen davetiye kadar kaçınılmaz arzular uyandıran
yılanın zevkle tısladığı şarkı
sapkınlık anahtarı kaygıyla terleyen avuçta ki
histerik bir dişleme
açlıkla..      

durmaksızın şehvete gönderilen davetiyeler
tensel arzu ruhsal tutkuya ikame
acımasız bir infaz, duygusal bir kürtaj kalpte
çilesi bilgelik fısıldamış
aşkı duymak istemeyen kulaklarına
sevenin gerildiği bir çarmıha yüz çevirip
cinsel seccadelerde sabahlamayı tercih etmiş
aç bir ruhu kimyasalla beslemenin paradoksu..

kelimeler size ulaşmaz artık
bilirim mühürlü kulaklarınızı
siz ancak ateşten anlarsınız
şimdilik ısıt ruhunu şehvete sürtünüp
elbet bir kundakçıyla karşılaşacaksın bir zaman sonra
ya da kendi celladın olup sen yaratacaksın onu
bekle ve gör..
ya da panik ataklar
yaşadığın gezegeni sarsan..
dolan şimdilik şehrinin otoyollarında
kafanda çalsın "born to be wild"...