Geçmiş ölmedi. Henüz geçmedi bile. -William Faulkner |
|
||||||||||
|
70 - 80 yaşlarında olduğu halinden belli idi. Yorgun görülüyordu. Göz kapakları ağırlaşmış gibiydi. Arada göz kapakları yorgunluktan dolayı kapanıyor, bir irkilme hareketi ile tekrar açıyordu göz kapaklarını. Kınalı saçları başörtüsünün yanından görülüyordu. Parmaklarına da kına yakmıştı. Elleri de yorgundu sanki göz kapakları gibi. Elindeki pet şişe ile bir yudum su içti. Elleri birazcık titriyordu. Yanında bulunan astım hastası olduğu anlaşılan yaşlı adama su uzatarak "bir yudum al" dedi. Yaşlı adam nefes almakta zorlanıyordu. Konuşacak takati yoktu. Hiç bir şey diyemedi. Eliyle hayır işaret edebildi ancak. Bir müddet geçtikten sonra yaşlı nine, adama dönerek tekrar su almasını istedi. Bu sefer kabul etti yaşlı adam. Bir yudum su içti. Ve eline döktü ilk önce suyu. Sonra başına doğru su sepeledi. Biraz rahatlamıştı sanki. Konuşmaya başlamıştı yanındaki yaşlı nine ile. Belli ki bir şeylerden muzdarip idi. Sıkıntısını dile getiren yaşlı adam dertli mi dertli idi. Ne sıkıntısı vardı bilmiyorum ama belliki yaş kemale ermiş 'artık ben görevimi tamamladım bu dünyada' der gibi hali vardı yaşlı adamın ve ninenin. Nine konuşmaya başladı ilk defa. Güleç yüzüyle bir şeyler mırıldandı. Kulak kabartsamda pek anlayamadım ama 'Le ilehe illallah Muhammeden Resulallah' diye kelimeler döküldü ağzından. Diğer konuştuklarını anlayamadım yaşlı ve güleç yüzlü ninenin. Cuma hutbesi boyunca ellerini açarak dua eden nine Hutbe boyunca ellerini indirmedi. Çarşı Camii müezzini kamet getirdiği an yaşlı nine ellerini yüzüne sıvazladı. Cuma kalabalığı olduğu için arkamda bağıra bağıra konuşan adamlarda saygı denen güzel hasletleri unutmuşlar galiba. Bu yaşlı nineden çok öğrenecekleri var sanırım insanlarımızın. Emirdağ’da 23 Haziran günü Cuma Namazını Çarşı Camii bahçesinde kıldığım için böyle bir olaya şahit oldum. Camide kalabalık, Cami bahçesinde de kalabalık hâkimdi. Bunun yanı sıra sokaklar da kalabalıktı. Esnaflarımızın çoğu dükkânlarını kapatmamıştı. Cuma boyunca bacak bacak üstüne atıp dükkân önünde oturan esnafımızın halini varın siz düşünün dostlar. Hiç yakışmayan bu görüntü karşısında üzülmemek elde değil.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Hünkar Taha KARAER, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |