Benim yaradılışımda fevkalade olan birşey varsa, Türk olarak dünyaya gelmemdir. - Atatürk |
|
||||||||||
|
Sana büyük kocaman aşklar hazırlamıştım Kucaklar dolusu…yürekler dolusu Taşıyamazsın ağır gelirim sana ben dediğimde Küçük küçük parçalara böldün Mutlumusun bu kırık dökük sevdadan? Seninle canhıraş yataklara girdim… Bir yanımda sen vardın Bir yanımda ağrılarım Uyuyamadım... Ağırdım ben taşıyamıyordun Taşıyamadıkça Terkedemiyordun Terkettikçe Gidemiyordun Tesadüfü tanışmaların artığısın sen oysa Tutunamamak belki, belki başlayamamak mangal gibi yürek isteyen sevdalara.. Maddeyle ilişkilisin daha çok..en çok yalan duygularla Aşkın masalımsı sevdan eşkiya sanmıştım Tutkuların rengi kırmızı olsada sen MAVİMSİ Göz alıcı Ten yakıcı Vede türkçesi bozuk sesin hep uzaklara çağırır gibiydi beni Yani demem o ki Ülkelerarası yollarda Tesadüfü otellerde kalmak gibi birşeydi senin olmak Doludizgin giderken birden yorulduğunu hissedip Gözlerini kapamak yada devrimci bir manifesto… Oysa ki seviyordun Sevdiğini biliyordum Tetik üstündeydi aşkım namlusu hep sana dönük Sevgini vuracaktım.. Kocaman ellerinde upuzun parmaklarını sayıyordum durmadan Bir ömür sayıyordum Aşkımda..bende... hayatımda tetik üstündeydi Beni vuracaktın Biliyordum..biliyordum Kaçmadım bu yüzden senden İçkisi vasat Yemeği vasat otel odasında Senin olmak, hem olmak hem olamamaktı aslında. Asılsız ihbarı yapılmamış bir hüzün taşıyordu yüzün Senin olmayan acıları tutuyordun ellerinde.. İnan ki her sahnede takdire şayansın… İnan ki yürekten alkışlıyorum seni… Ama in artık seni çıkardığım o yedi kat yerden Birazdan karanlıkta kalacaksın. Bir tanımlama hatasıydı avuçlarıma bıraktığın şey Ucuz ve bitik vede hevesli Vazgeçsem senden sevgiden ölecektim Ne yapacağını bilemeyen düşlerim vardı Zaman zaman eylemler hazırladığım anlarım Dinamit yüklü otobüslere binip Silah kuşanmış yolculuklara çıkıyordum... Aniden sana gidiyor buluyordum kendimi Silahımı arka koltukta unutmuş Nereden geldiğimi unutarak Yol kenarı tabelalarını okurken yakalıyordum kendimi Ellerimin arasında sen olduğunu sanarak Öfkelensem, sıksam yumruklarımı, sesini duyacaktım Sıkamazdım yumruklarımı Öfkemi unuturdum.. Km' lerin hesabını yapardım sana kaçbin km uzakta olduğumun Gelgitler yaşardım…bir sana bir bana ötelenmeler Gel git bu yolculuklarda Gelen giden yoktu oysa.. Coğrafyanı bilmemek, sesinle sabahlamamak, göğsündeki kılları sayamamak ne acı bilsen Hiç.. hiç…hiç ayrılmadık varsayıyordum bizi bu yüzden hala yaşıyorsun bende... Ayrı kentler ayrı duygular doğursada biz başka ülkelerde olmayı göze almıştık Belki de sürekli ölü duygular doğuruyorduk birbirimiz için Yarın çok geç olabilir sevgili...yarın donu görünen bir kızımız olmayabilir Birbirimize ne yaptık hatırlamıyorum... Mesafesi öyle uzun…arasında okyonus olan yollarda karşılaştık seninle Bir daha seni göremeyecekmişim gibi… olmayacakmışsın hissiyle Ne yollar ne mesafeler yok edemiyordu bu aşkı Ne kadar gecikmiş olsan da karşımdaydın işte Kendimi karşıma almış gibi konuşuyordum seninle İşgal edilmişlik, teslimiyet, kargaşa, toz duman ve ölüler Bize ait cesetler, yaralılar, peşkeş çekilen kelimeler En bildik gecelerden çalınan ve en bilmedik dağların doruklarına bulduğumuz Bizim bile adını koyamadığımız, koymadığımız öfke..hınç.. Talihsiz bir kaç kelimeyi verdim ellerine bana dair bir tek haklı olduğun konuda Şimdi yuvarlak harflerle karşımda 'kimliğin karışmış senin' diyerek Bir sirk adamı gibi oynuyorsun... Hangi kelime nereye düştüyse anlamını orada yakalıyor Kocaman kahkahalarla eğleniyorsun etrafına aldığın soytarıların temposuyla.. Dur sirk adamı dur..! Bu gece gözlerim çok ağrıyor Ağrıyan gözden seni çıkarıyorum Tatsız yanlarımla cümleler kuruyorum sana delikanlı şık bir veda hazırlamıştım.. Sana yürekli ve dik duruşlar yakıştırıyorum hala.. Hala dağsın bende diyen şiirler yazıyorum... Yakışıyorsun bu kadar sevilmeye hala vede herşeye rağmen... İSTANBUL....
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Elif Eylül Aybaşoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |