..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Küle değil, ateşe üflemelidir." -Divanü Lügat-it Türk, Savlar
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk > Dorsin Poyraz




1 Ağustos 2007
Bilmeyecekler İçin  
Dorsin Poyraz
Uzun ve zorlu bir ayrılıktan sonra gelmişti eve. Yokluğu öyle oturmuştu ki içime, ona dokunduğuma, yanımda olduğuna inanamıyordum.


:BCCI:
Hayat bir tekerrürdür dersem, umutlara ve düşlere hakaret etmiş olur muyum? Elbette ki, doğanın yaratıcı varlığı olan insana haksızlık etmiş olurum. Ama bazı şeyler var ki, sanki yaşamın herhangi bir zamanında yerine getirilmesi gereken bir ayin, bir zorunluluk gibi dayatır kendini. Farklı biçimlerde çıkar karşımıza. Ömrümüzün herhangi bir çağında, olur olmaz bir zamanında yakar içimizi.
Yaşadığımız bu tekrarların bir kader olduğunu düşünsek de, aslında bu, bizim yaşam karşısındaki duruşumuz veya yaşamdan olan beklentimizin bir sonucudur.
Olur olmaz zamanda yaşadığımız bu olayları bir tesadüf gibi adlandırmak ise yaşam karşısındaki acizliğimiz değil midir?
.....
Uzun ve zorlu bir ayrılıktan sonra gelmişti eve. Yokluğu öyle oturmuştu ki içime, ona dokunduğuma, yanımda olduğuna inanamıyordum. Babasız kalmanın değil, neden ve sonuç arasındaki zinciri çözememenin acısını yaşıyordum: hem de 6 yaşında. O gece sabaha kadar uyumamıştım. Gözlerimi kapasam, biraz uyusam, yine kaybolacak, gidecek yada aslında bu bir rüya ve ben uyursam bu rüya bozulacaktı.
O gece ve diğer geceler, güneşin doğuşunu bekledim; bazen uyuduğu odanın kapısında bazen de hasta numarası yaparak kucağında. Ama o hiç bilmedi kapısında kaç geceyi sabahladığımı.
....
Oynamak için zorlamıştım. Evleri uzaktı.Ben istediğim için oyuna kalmıştı. Uzun sarı atkımı başıma dolayıp, beni kara gömdüğünde kızmıştım. Oyunu bitirmiştim. Giderken, “yarın görüşürüz” demişti. Oysa ben küsmüştüm. Karşıdan karşıya geçerken araba çarpmış, ağır yaralanmıştı. İki gün sonra öldü. Ve o benim, iki gün boyunca hiçbir şey yemeden, içmeden, uyumadan ve konuşmadan kapısında beklediğimi bilmedi. Hatta bir daha uzun sarı atkı kullanmadığımı, kartopu oynamadığımı ve benimle kalması için bir daha hiç kimseye ısrarda bulunmadığımı da bilmedi.
.....
Üniversiteyi okuduğum şehre gelmişti. İnce bir davranış sergilemişti. Elimden geldiğince ağırlamaya çalıştım. Kusursuz olsun istiyordum bu ziyareti; hem konuğum olduğu için hem de eskilerden kalan tek yadigar olarak gördüğümden. Sebebini anlatamayacağım bir nedenle tartıştık. Kalbini kırdım. Hem de en sert ve acımasız sözcüklerle yaptım bunu. Hiçbir şey demedi. Sessizce kalkıp, gitti. O, hiçbir zaman arkasından terminale koştuğumu, yetişemediğim için üç saat peronda ağladığımı ve ona yığınla özür mektupları yazıp, göndermediğimi öğrenemedi.
.....
Peki ya şimdi? Gürültü ile akan bu derenin kenarında oturmuş yine hangi bilmeyecek için döküyorum bu gözyaşları. Ağzımı açamıyorum. Suya bile söyleyemiyorum derdimi; alıp, kendini bilmez ellere götürür diye susuyorum. Hiç bilmeyecek, dokuz yıl onu nasıl aradığımı, her gördüğüm insana onu sorduğumu, her mekanda onu bulma hayalini taşıdığımı.
Bu deli gibi akan derenin kenarında oturup, saatlerce onun için ağladığımı bilmeyecek.
Bilinmemesinden değil döktüğüm bu yaşlar, bu tekerrürün bir kadere dönüştüğünü görmekten.






Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ruhunu Dinlendir
Bir İsim Bul Kendine
Gecenin Sırrı
Her Veda Açtığı Kapıyı Açık Bırakır

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Şehir ve Gece [Şiir]
Gitmeseydin [Şiir]
Mavi Aşk [Şiir]
Üç Mum [Öykü]


Dorsin Poyraz kimdir?

gazete ve bazı edebiyat sitelerine yazıyorum. 2003 yılında sadece Avrupa'da yayınlanan bir anı kitap çalışması yaptım. şu an öykü üzerine yoğunlaşmak istiyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
bir çok yazar ve sanatçıyı takip ediyorum


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Dorsin Poyraz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.