Bir kimse, neden oltasını, içinde tek bir balık olmadığını bildiği bir göle sarkıtır? -Adalet Ağaoğlu |
|
||||||||||
|
bir de bu yetmezmiş gibi aklımdaki sorular... kendi kendime bile sormaya korktuğum cevabını asla düşünmediğim sorular... Ortaya çıkmaya çalıştıkları anda geldiği yere derinlere tekrar yolluyorum onları. Hayatımın en rahatsız uykularından birini dün gece yaşadım. aslında bugün sabah... belki o melek gelmese rüyama öyle de kalacaktı. Bitmez tükenmek bilmez kabusun eşiğinde melek geldi ve rüya bitti. zorla, pişman olarak ve çıldırırcasına uyandım... gözlerimi açtığımda yanımda göremediğim için lanet ettim. sonunda uyanıpta yanımda o masum halini de görebilseydim. En büyük hayalden öte bir hayal bu sanırım. Yemiyor içmiyor konuşmuyorum uzun zamandır. Hasret kaldığım yıldızların altında uyuyamıyorum. dünyanın güzel yanlarına gözlerimi kulaklarımı burnumu kapadım... üç maymun gibi... ama sanırım onlardan biri ağzını kapatıyordu. bende tat almıyorum sonuç olarak... o kadar çok alıştım ki gitmelere çok acı vermiyor. aslında vermiyordu. sana veda çok zordu merlim ya... gerçek anlamda gitmek istedim. sebep sendin. senin mutlu olmandı. dost kazıklarından başka acı insanın içine çok oturmaz. bugünün özel yanı... sana verdiğim iki damla gözyaşı ve geldiğimde canım demenin içtenliği... uğrunda öleceğim gözyaşlarını hiç hesaba katmıyorum. sen inanmasanda o döktüğün gözyaşları için gerçekten ölürüm. bu yazıyı yazmanın sebebini bilmek istemiyorum. hayatı içeriğini sormadan sorgulamadan yaşamak özelliğim oldu. sorgulandığı zaman her şeyin tadı kaçıyor. Sevginin bile... Varlığının bu dünyada artık çok az olduğunu düşündüğüm sevginin bile... Aradım bulamadım, sordum soruşturdum ama artık çok yoruldum. Denklem çok basitti ama kimler onu zorlaştırdı... sorunun cevabı sanırım içinde gizli. sanırım bizler bunu bu hale getirdik. amaçsızca şekilden şekile girerek yatıyorum ve yazıyorum yatağımda. aldığım nefesi vermek bu kadar mı zor olabilir. acıyan kalbim yaraya tuz basılır gibi bir önceki acıyı hiçe sayarak acıyor. en kötüsü de bütün vücuduma yayılması... dün bir bugün iki yarın üç... kartlar o kadar açık oynandı ki seni nasıl yenmem onu düşünüyorum. biliyorum ki yerdeki bütün kartları alırsak oyun da bitecek... farklı farklı kişiler tanıdım, farklı farklı yerler gördüm. çok kişinin kalbini kırdım, çok kişi de kalbimi kırdı. en sevdiğim değerlere veda ediyorum şu ara... her seferinde kahrolarak. anlaşılmamak en büyük sorunum... ciddi söylediğimde önemsenmemek... Merlimin mutsuz olması, içinde çelişkiler yaşaması hayatta en son istediğim şey... Asil ruhuna ve tatlılığına yakışan yerde olmanı istiyorum. bunun için kaybedilecek ben olsam bile... ( zeynell seni çok seviyorum ama arkadaş olarak:(
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © sedaa, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |