..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"İçtenlik bütün dehanın kaynağıdır." -Boerne
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İstanbul > nympe




14 Mayıs 2002
İstanbul'da Yağmurlu Bir Gün  
İstanbul üzerine denemeler -9-

nympe


Yağmur yağıyor, dün geceden beri. Hani diyorum, tarlası olanlar, rahmet bekleyenler için, iyi oldu herhalde. Çok da emin değilim tabii. Bu güne dek, ne köy gördüm, ne de ırgatlık yaptım. Kulaktan dolma, solmuş bilgilerle fikir yürütüyorum kendimce. Sıcak


:CGCA:
Yağmur yağıyor, dün geceden beri. Hani diyorum, tarlası olanlar, rahmet bekleyenler için, iyi oldu herhalde. Çok da emin değilim tabii. Bu güne dek, ne köy gördüm, ne de ırgatlık yaptım. Kulaktan dolma, solmuş bilgilerle fikir yürütüyorum kendimce. Sıcak yaz gecesinde, delice sevdalı olsam da yağmura, korktuğumun ayrımına varıyorum. Eyvah! diye feryat ediyor kalbim. Ya, daha günlerce böyle devam ederse yağmaya, susmak, durmak bilmezse... onlarca alt yapı (yapısızlık) kurbanı insan daha dökülecek sokaklara, evlerinden, mallarından olacaklar. Aklıma gelen bir özdeyişi, dilime tekerleme yapıyorum hemencecik. "Mal canın yongasıdır". Mal ... , canın...., yongasıdır...!

Penceremden, İstanbul semalarına küskün bir bakış fırlatıyorum. Artık her durumda ve olayda ona kızmama alışmış görünüyor. Hatta alay bile ediyor sanırım. Bazen ona teşekkür etmemi bekliyor benden. Yazacak o kadar konuyu gizliyor ki günlüğünde. Garip bir uyumsuzlukla, uyum sağlamayı öğrendik birbirimize. Küskün bakışlar, alaycı yansımalara hazırlanırken yağmurun, şimdi daha hızlı daha deli yağdığını görüyorum.

Televizyonda kanalları karıştırıp, beni bir süre oyalayacak bir program arıyorum. Boşuna bir çabalama bu. Ne yazık ki öğleden sonra üçten altıya kadar eski Türk filmlerinden, kadınlara yönelik magazin türü programlarından ve sıkıcı söyleşilerden başka bir alternatif pek yok. Kendimi, yayın akışını hazırlayan insanların yerine koymaya çalışarak, bunca kanalın, söz birliği etmişçesine öğleden sonraları neden ölü saatler ilan ettiklerini soruyorum. Ülkemizde var olan ev hanımı sayısının ve öğrenci nüfusunun çokluğunu hesaba katarak, bu saatlerde daha eğitici ve öğretici programlar yapılabilirdi veya yayınlanabilirdi diye düşünüyorum. Hoş bunların cevabı basit. Onların reyting alması lazım ve bizim ev hanımlarımız, magazine, belgesellerden daha fazla önem veriyorlar. Yoksa, o korkunç Amerikan veya Meksika pembe dizileri, bu kadar tutmazdı herhalde.

Otomatik hareketlerle, müzik setime yöneliyorum. Şu minik canavar iyi ki de var. Ne çok günü, ne çok geceyi katlanılır hale getirip, ne hayallere zenginlik kattı. Umutsuzluğu umuda bile çevirdi bazı zamanlar. Yağmurla göz göze geliyorum yeniden, aşık olarak. Hep olduğu gibi çay hazırlıyorum kendime. Yoğun bir arzu var müzik konusunda. Arizona Dream'in çağrısını alıyorum ve hemen CD player'ıma yerleştiriyorum. Keyif var şimdi. Bir parça huzur. Yalnızlığın en çekici ve en katlanılır olduğu zaman dilimi.

Bir kitap arıyorum. Yağmur, çay ve sıkı bir roman. Muhteşem üçlü. Yazık ki evdeki bir çok kitabı, en azından üçer kez okumuşumdur. Bulamıyorum. Alışverişe çıkmalı, birkaç kitap almalı. Ne kadar da pahalılaştı kitap fiyatları. Hem ülkemizde okur yazar sayısı düşük, hem de kitaplar epeyce fiyatlı. Yakında gazete alırken bile, şöyle bir düşünüp sonra alacağız herhalde. Yine de kıyarım parama. Düşler satın alınamaz belki, ama senin düşlerini yansıtan ve iç dünyanı zenginleştiren yazılar alınabilir.

İnce ince çiseliyor yağmur. Açık penceremden, toprak ve çimen kokusunun odama dolmasını nafile bekliyorum. Bütünleşemiyor İstanbul'un toprağıyla yağmur. Dört mevsimi aynı gün içinde yaşadığımız Bolu hatıraları üşüşüyor camlara. Sıcak bir öğle sonrasında, havanın ayaza vurması, sağnak yağmurlu sabahlardan, terleten akşamlara sıçrayan, tuhaf bir iklimi vardır oranın. En leziz olanı ise, her yağmurdan sonra bir solukta içtiğiniz o müthiş, toprak ve çimen kokusudur. Doğanın şaşırtıcı menüsü karşısında etkilenmemek olanaksızdır. Betonlaşmanın, her gelen günle doğayı yuttuğu şu günlerde, daha da hassaslaşıyorum toprak kokularına, çimenlere, çiçeklere.

Hafiften gölgeler yaklaşıyor. Farkına varmadan epeyce ilerlemiş vakit. Az sonra haberler başlayacak. Yurtta ve dünyada neler olmuş öğreneceğiz.

İstanbul'da bir 24 saati daha bitirmeye az kaldı.

Yağmur durdu.


.Eleştiriler & Yorumlar

:: Zaman geçiyor,yaşananlar aynı kalıyor...
Gönderen: Selin / İstanbul
10 Nisan 2003
Yıllardır İstanbul\'da yaşayan biri olarak ne yazık ki her yağmur yağdığında hep aynı endişeyi taşıyor ve aynı sorunları yaşıyoruz. Yaşanan sorunlara duygusal bir yaklaşımda bulunmuşsunuz. Elinize sağlık...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bir Minibüs Macerası
Kayıp Şehrin Yeşil Renkli İnsanları
İstanbul'da Bir Düş


nympe kimdir?

2006 Haziran'ında, 1996-1997 yılları arasında yazmış olduğu denemelerden oluşan, İstanbul'da Bir Düş adlı kitabı yayınlanmıştır. Şiir,Öykü,Deneme ve Masal ağırlıklı yazmayı sevmektedir. Edebiyat ve Fotoğraf üzerine çalışmalarını devam ettirmektedir.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © nympe, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.