ÖLÜM:Soğuk, çok soğuk,buz gibi.Hatta korkutucu! Birgün öleceğimize inanır ama bu birgünün asla gerçekleşmeyeceğinide umut ederiz sadece bizim için.Her insan konumu ne olursa olsun aslolan hayatın kendi yaşamı olduğuna inanır, bir düşünelim:Başkalarının sevinci üzüntüsü ne olursa olsun kendi hayatımız kadar gerçekçi gelmez.Kendimizi bukadar gerçek hissettiğimiz için bu gerçeğin toprak olacağına inanamayız.Kendi ölümümüzü kıyamet gibi görürüz!Oysa bir şeyi yanlış düşünürüz.Bu küçük kıyamet sadece ölen kişi için kopmuştur.Evet arkanızdan tüm sevenleriniz ağlayacak.Birçok insan üzülecek.Ama seninle birlikte toprak olmayacak.Senin yokluğunda yolunda gitmez dediğin herşey zamanla yokluğuna alışacak.Seni en çok seven insanlarda eğlenmeye devam edecek.Ailen.Dostların.Sevdiğin...Sen son aşkımsın diyen sevgilin artık bir ölüye sevgi duymaktan bıkacak ve daha büyük arzuyla bir başkasının olacak.Bunlar ölümden daha büyük ızdırap.Düşünsene kısacık bir hayat ve ansızın hayata edilen veda.Daha önce benim hayatım dediğin dünya bile sana ait değil başka hayat sahiplerine ait.Yani çırılçıplak geldin ve çırılçıplak gidiyorsun...Gerçek hayat dediğin kısacık ömürden,asla inanamadığın sonsuzluğa doğru yol aldın.Peki bukadar insan bu kısacık yaşamda niye hala dünya için çabalar.90-100 yıl yaşamak için mi?Sonsuzluğun yanında ufacık rakamları yaşamak için mi?Bence insanlar hala inanamıyorda o yüzden...