Eğer bir kelebeği sevebiliyorsak, tırtıllara da değer vermemiz gerekir. -Antonie de Saint-Exupery |
|
||||||||||
|
-kar, yağmur, sis, soğuk ve ölüm...- Soğuk bir gülüşü andırıyor sabah. Bâd-ı Sâba esiyor gözlerimizden içeri. Herşeyin durduğu bir anda yağmurla başlayan sohbet derinlemesine açılıyordu ruhumuza... Ben rüyâmı açtım sevenlere... Sessizlikle başladı konuşmalar... Kızıl saçlı kız: Ellerim üşüyor sevgilim!. kıvırcık saçlı genç: Yüreğime salıver, bahar menekşem! Kızıl saçlı kız: Öyle derin ki, süzüleceğim bakışlarından, kışın ayazında kalbime düşürdüğüm cemrem! Düşlerim yıllardır sahibini arayan bir mektup gibi diyâr diyâr dolaşıverdi gökyüzünün engin şafağına yakın ufuklarında. Sen hep içimde bir neyin sazlıklar ve kamışlar arasından rüzgârla senkronize olan seslenişiydin ruhuma. Arayışım kurak bir çöl yangınını aştı tarihin meczûb sahifelerinde...dedi usûlce.. saatler zamanın eskimeye en yakın durduğu esnada...bir genç öldü gölgesinin kucağında.. Bir sefil çocuk geldi, saçlarında binyılın ağırlığıyla ezilmiş karbeyaz yalnızlıklar, gözleri bir yurdun uyumamış nehri gibi akıntıda, ağlayan gözbebeklerinin zirvesinde ak ateşten zemherî ayazlara mahkûm bir sızı, dudağında acının esâretiyle ısırdığı renklerden izler, sâil bir duygunun verdiği yıkımlarla kurtulamadığı enkâzın altında yıllara âşina bir çocukluğuyla istedi iki dudak arasındaki lisânını zorlayarak...Bir yudum sevgi, dedi, benim için var mı acaba? Ben ki, hayatımın gök/yüzünde zamanın kovulmuş anlarında keşmekeş dururken, ansızın kırk haramîler çaldı her an yolumu bulduğum yıldızlarımı gecelerimden. Bir yarım kayıp, yarımın diğer yarısı gibi kalbimin iki parçasından bir diğeri eksik. N'olur bir yabancının esirgemediği şefkâti siz de esirgemeyin. Duyduğum kelimeler harflerle karamsar bir dünya oluşturdu her yanımda...dedi ve ağladı, zümrüt gözyaşlarını döktü ayaklarındaki parmak uçlarının az ötesine... sesler durdu...zaman durdu.. ve karanlığı yırtan sessizlik çığlığı koptu bakışlardan. Ardarda dizilen yavru harflerin inleyişi çınlamakta kulakların zarında... saatler acıya yakın durduğu bir lahzâdan...bir çocuk öldü anne gölgesinin yuvasında... Biraz sonra orada koydaki karanlığı yırtan ince bıyıklı ve siyâh, simsiyâh gözlü birinci adam çıkageldi. Adımları yeryüzüne zelzele yaşatan tiran gibi ağırdı, ama bütün vücûdundan bir şelalenin akışı misâli bir çağıldama ağıyordu. Sonra ellerini yokladı kızıl ayazın verdiği soğuk esintiyle. Ve birini diğerinin üzerinde gezdirerek ovaladı, sanki parmak uçları bir güneşin kızıl yanlarını andırıyordu.. adam kısık bir sesle: burada kan kırmızı renginde bir gökkuşağı var mı?...dedi. Kıvırcık saçlı genç- gözlerini sevgilisinin ruhundan alıp çektikten sonra adama yöneldi hafif bir ruhun alınışına benzeyen bir edâyla..sonra da dudakları açıldı: Şu köşesi yıkık sokağın başından sağa dönerek 100 adım ileride bir ahşap evin üstünde gezinen yedi renkli yedi ışıl gözlü bir gök/kuşağı var. Belki yüreğinizi ısıtacak bir şey bulabilirsiniz... dedi. Adam: küçük bir teşekkürle cevap verdikten sonra yüzünü murâdına döndü... Bir anlık bir şimşek çaktı bir-az sonra. Kızıl saçlı kız biraz daha sevgilisinin gözlerine daldı ve üşüyorum dedi titreyen bir bedenin inlemesi gibi... Saatler zamanın ölümden arta kalanını gösterirken, kıyı cihetinden bir ikinci adam geldi. Yüzünde eskimişliğin verdiği acıdan bir tatlı tebessüm. Yabancı olduğu yüzünde çöl arması kum taneciklerinin refik bir kesretiyle büyüyen ışıldamasından biliniyordu. Aradığı yoktu ikinci adam'ın... Artık saatler bir anıya işaret etmekte...yolculuğun dert yığını zamanları başımıza yağacak yine darmadağın köleliğimizde... saatimi çıkartacağım dedi kıvırcık saçlı genç...gölgeme sarılacağım bu andan sonra...ölüme tanıtacağım ruhumu. gölgelerden müteşekkil ruh izlerimiz var benliğimizde... saatler bana beni işaret ettiğinde...bir ben öldü kendi gölgemin avuçlarında!..
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Muslim KILIÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |