Yaşamım boyunca, ondan birşey öğrenemeyeceğim kadar cahil bir adamla karşılaşmadım. -Galilei |
|
||||||||||
|
Dün gece o şehri terkettim. Ardımda ne bıraktım, bilmiyorum. Seninle tanıştığımız o gün biliyordum sensiz yaşayacağımı… Çok güzeldin çünkü sen, hiç bu kadar güzelini sevmemiştim. Çok zaman düşündüm haddim mi benim böylesine bir güzele vurulmak? Affet ama seninle bir ömür geçirmenin saadetini bile düşündüm elimde olmaksızın… Ama yanımda olduğun zamanlar, bir saniyemi bile boşa geçirmedim. Hep gözlerine baktım. Ne zaman buluşsak bir yerlerde ben hep gözlerini gördüm gözlerimde… Ama sen görmedin… Sonra sesine vuruldum. Her kelimeni duydum çünkü başka bir şey duymuyordum. Ne dediysen hepsini kazıdım beynime. Ziyan olmadı hiç biri… Bazen gevezelik ettik, geyiğe sardık çoğu zaman… Ama her kelimenin anlamı vardı dudaklarından dökülen… Her kelimen dolu, her cümlen banaydı sanki. Hep cevapladım seni, beynimin en ücra köşesindeki kelimeleri bulup kullandım, sırf senin sözlerin kadar anlamlı olsun diye… Yine de yükleyemedim manalarını… Çok da önemli değil zaten zira sen duymadın… O kadar dikkatliydim ki yanında, en ufak hareketimi ölçüp biçmeden çıkarmıyordum bedenimden. Ağzımdan çıkan hiçbir sözcük sana ters gelmedi. Sen gül diye elimden geleni yaptım. O kadar güzel gülüyordun ki, gülüşünü göremezsem ölürüm diye düşündüm hep… Seni güldürmeden gülemedim ben hiç! Gülmeyi en çok sana yakıştırdım bugüne kadar, hep gül istedim. Kollu makineden aldığım bebeği sana verirkenki gülümsemeni hiç unutamam artık! Biliyor musun? O an sen bebek için gülüyordun, ben sen gülüyorsun diye… Ama sen bilmedin… Son gece seni bıraktığımda elini son tutuşum olduğunu biliyordum. Elini hafifçe sıktım, gülümsedim, gözlerinin ta içine baktım ve sustum. Sana sarılmak istedim, belki bir iki sözcük dökülürdü ağzımdan, belki şimdi bu yazıyı değil de, sana mektup yazıyor oldurdum. Kimbilir, belki de içki şişelerinde kaybolurdum. O ayrılık anı, bilmiyorum ne kadar sürdü ama hiç bitmesin istedim. Sana duygularımdan iki kelime söyleyemedim, sadece sustum. Belki sen hissederdin içimde kopan fırtınayı… Ama sen hissetmedin… Dün gece o şehri terkettim. Ardımda ne bıraktım, bilmiyorum. Yanımda sadece çantam vardı. İçimde koca bir sen…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © CaRDaKLI, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |