..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dünya hiçbir padişaha kalmadı, sana da kalmayacaktır. -Nizamî
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Deneysel > serdar




3 Ocak 2007
Yazgı  
serdar
Bugün kalabalık bir eve misafirliğe gitmiştik, yüzlerde hep aynı ifadeler ne söyleyeceğini ve


:AIJB:
Bugün kalabalık bir eve misafirliğe gitmiştik, yüzlerde hep aynı ifadeler ne söyleyeceğini ve ne yapacağını bilemeyen insanlar,üzülsünler mi yoksa gülsünler mi, destek çıkıp moral mi versinler yol göstermeye çalışıp bulmacamı çözsünler. Yirmi yaşındaydım trafik kazasında ayaklarımı ve bacaklarımı kullanmaz olmuştum, tekerlekli sandalye benim hayatımdı ben buydum ve böyleydim zamanımın çoğu yazarak ve yaşadığım günlere isyan ederek geçiriyordum.Bazen hayallere dalıyordum, komik işte hayalleri genelde bizim günlük hayatta pek başaramayacağımız şeyler olur, film yıldızı, pop yıldızı, mersedese sahip olmak, havuzlu bir evde oturmak vs. ama benim hayallerim bir çok insanın gerçeğiydi zaten.Ben bu hayalleri niye kuruyorum acaba iyi mi yapıyorum yoksa kötü mü, kendime mi zarar veriyorum yoksa intikam mı alıyorum, doğru mu yanlış mı, hayat çelişkilerle dolu çözmeye çalıştıkça kör düğüm oluyor tıpkı iplik yumağın ipini çektikçe düğümlenmesi gibi, bu düşünceler yüzünden başladığım hiç bir işi bitiremiyordum. Fizik tedavimi yarım bırakıyor, yazdığım hikayeleri yarım, şiirlerimi yarım bırakıyorum hatta bilgisayar oyunlarını bile, kendim gibi ama bütün bunlar nesneldi, ne zaman istersem tamamlayabileceğim şeyler bende öyle miydim acaba ?
O gece bir rüya gördüm, rüyamda caddenin sonunda oturan ve kırk yaş dolaylarında olan evli iki çocuk babası hüseyin beyi gördüm. Hüseyin bey mahallenin emlak işleri ile uğraşıyordu, iyi bir kazancı, güzel bir eşi, sağlıklı çocukları kısaca mutlu bir evliliği vardı, en azından dışarıdan öyle gözüküyordu, kendiside içkisi ve sigarasından başka kötü alışkanlığı olmayan bir insandı. Rüyama göre hüseyin beyin yerine geçmiştim gözlerimi açtığımda yanımda bir kadının yattığını görmüştüm, şaşkınlıkla kalktım ve evi gezmeye başladım odanın diğerinde çocuklar yatıyordu birde geniş bir salonu vardı pencerelerinden içeri tam anlamıyla ısıtıp aydınlatacak kadar güneş ışığı giriyordu, pencerenin kenrına gittim ve aşağıya doğru baktım, burası bizim mahalleydi başka bir insanın yerinde olduğumu anlamıştım, ellerim iri, sakallarım sert, tenim esmerdi
arkamdan kadının sesini duydum "erken kalkmışsın" dedi ve geriye doğru yani mutfağa yöneldi bende alel acele banyoya girdim, aynada yüzüme baktım ve hüseyin bey olduğumu anladım, derin bir nefes alıp sakinleştim "artık sen busun ve buna uyum göster" dedim kendi kendime. Mutfakta kahvaltı ediyorduk masada dört kişiydik, dört kişiliik bir aile, iki çocuk, bir anne ve bir baba baba, eş, iş adamı, ev sahibi bunların hepsi bendim ve hepsi benimdi, bütün bu sahip olduklarım için hiç bir çaba sarfetmemiştim.Bir an bunları düşündüm ve mutlu oldum yüzüme bir gülümseme geldi, kadın beni fark etmiş olacak "hayrola bugün çok mutlusun" dedi bende ona sadece "bugün çok güzel bir gün" dedim.Çocuklardan ufak olan " anne bugün okula gelmen lazım öğretmenim seni çağırdı"
-Benim bugün hastaneye gitmem lazım doktorda randevum var
-Ama anne öğretmen bana kızıyor
Bende sözün bana geldiğini düşündüm ve "ben giderim" dedim, gözler bana çevrildi ve yüzlerinde bir şaşkınlık ifadesi vardı sanki ilk kez konuşuyormuş gibi. Kadın yani karım "Çocuğa söz verme olmazsa yarın ben giderim" bu güvensizlik niyeydi ısrarla ben "ben giderim bugün işlerimi ayarlar ve giderim"
"peki o zaman" dedi ve onayladı. Evden çıkıp işyerine gittim, giderken yolda rastladığım herkes bana selam veriyor ve benimle ilgileniyorlardı, işlerimi öğlene kadar bitirip okula gittim, çocuğun öğretmeni ile görüştüm daha sonra çocuğu okuldan aldım, cebimde gündüz kazandığım bir miktar para vardı bununla evdekilere bir sürpriz yapmak istedim. Yanımdaki küçük oğlana bir oyuncak aldım büyüğüne ise bir kitap, akşam içinde balık restoranına iki kişilik yer ayırtmıştım. Günün sonunda restorana giderken eşimin suratında hiç mutluluk ve heyecan yoktu sanki her gün yaptığı formalite bir iş gibiydi, acaba evliliğimizde öylemi idi, monotonlaşan bir evliliğimiz mi vardı, yoksa her türlü iğreçliği yapan kötü bir koca mıydım belki de sorunlu olan oydu. Restorana geçtik, masaya oturduk, karşısına oturdum ve yüzüne gülümsedim, iki kaşını kaldırdı sanki dalga mı geçiyorsun der gibiydi "niye gülmüyorsun" dedim oda bana hiç düşünmeden "neden" bunun arkasında bir kahır vardı ama kahrın ne olduğunu bilemezdim çünkü ben hüseyin bey değildim, bir kaç dakika düşündüm ve öyle bir şey demeyliydim ki içindeki olumsuz ruh halinden çıkarmalı ve kafasını karıştırmalı kulağına su kaçırmalıydım "gülmemek için ne gibi sebebin var ki, güneş her gün doğmuyor mu, doğa her şeye rağmen başının çaresine bakmıyor mu, tanrı sana olağan üstü çalışan bir metabolizma ve mükemmel bir vucud vermemiş mi? neden değiştiremiyeceğin şeyler için sabretmeyi deneyip sahip olduğun şeyler için tanrıya şükretmiyorsun, unutmaki bunları ayırt edebilecek akla sahipsin" dedim. kaşlarını kaldırıp gözlerimin içine baktı ve "filozof gibi konuştun" dedi alaycı bir tavırla, ben şunu düşündüm o anda, bu kadın benim seçtiğim veya beni seçen kadın değildi yani benimle aynı düzeyde olmayan bir insanın beni anlamasını beklemek bir hata olurdu, bugüne kadar kendimi kadersiz hissettiğim şeyler aslında ne kadar değerliydi. Benim için ve herkes için hayatımızın şekillenmesinde en değerli olan şey kendi kaderimizdi, o her zaman bizim için en iyisiydi, en iyisini bildi     





Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Adalet Mülkün Temelidir
Hayali Gerçek
Doğru Olan
İltifat Kabızı

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Mavi Pazartesi [Şiir]
Bir Meydan Gecesi [Şiir]
Uzun Bir Yol [Şiir]
Başlığını Sen Koy [Şiir]
Ortaokul [Şiir]
Mart Ayı [Şiir]
Yalnızlık [Şiir]
Anladım - Nietzche [Şiir]
Oyuncak Arabalar [Şiir]
Daha 13 [Şiir]


serdar kimdir?

kendini yazarlık konusunda denemek isteyen bir genç

Etkilendiği Yazarlar:
felsefeciler, öykü ve deneme yazarları


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © serdar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.