Aşkın aldı benden beni. -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Hangi gecesini anlatsam, hangi gündüzünden bir parça kopartıp atsam azalır ki bu kanayan geçmişim. Ah yazıma bulaştırdım, işte kanadı, akıttım sonunda yazmaklarımı. Ah onlarca yazdım da bir defa düşmemişti ellerimden; kan. Ağlama yüreğim, yaz ellerim. İlk zamanlar ne kadar güzeldi, uzaklarda olmak, başka şehir, her şeyin başkalaşması günden güne. Ben bile başkalaşır buldum kendimi. Yani tat almak, değişik mekanlarda, değişiklikler içinde her şeyle ahenge düşmek. Öyle bir başkalaşmak bu, kendimden gitmedim, onca sağladığım uyuma rağmen. İzmir`di, güzel şehirdi. Sıcaktı .. Palmiyeler, erken gelen yazlar, kısa süren kışlar, bir de günlerce yağmurlar. Üşürsen tam üşürdün .. İstanbul’uma özlem çabuk bastırdı. Lapa lapa kışlara hasret, şehirde denizin yeşiline özlem, martı çığlığına aç bir ben, yalnız bir ben, doğdu gecenin bir vakti. Sarsıldı derinden, yer yer damladı gözlerim. Şaşkın. Ne zaman ki duymadım vapurların çığlıklarını, hani ya, simit atamadım ya, kuşlara, ah işte o an, kime anlatayım nasıl yazayım .. İstanbul’a gelişlerim oldu, saymadım, defalarca. Her defasında dönmenin daha zor olduğu dönüşlerim, gemide yağmurlara karışan göz yaşlarım. Şehre girip de köprüye varınca, gökyüzünün bile ne kadar yükseklerde olduğunu görürdüm. Öyleydi ama, öyle birikmişti ki içimde hasret, bir nefeste içime çekesim gelirdi koskoca şehri. Eksoz kokularını özlediğin koca bir şehir. Giderken dargındım, beni sığdıramadın kendine diye haykırırdım gecelerce. Suçlusu şehir değildi elbet, ben şehri suçlardım. Çocukluğuma yakışmayan sebeplerden, gittiğimi sakladım içimde, hala da saklarım. Özlem var ya özlem, mesafelerde yaşanmıyordu sadece. İnsan nereye gitse içinde bir parçaydı özlemek. İzmir’de İstanbul’a ağlardım, İstanbul’umdayım artık, yine var, İzmir’de sevdiklerim, gökyüzünde yağmurlarım var. Nerede olsan bir yarında hasret var. Hayat bir bulmaca olsa, bir parça ki, boş bırakamazsın, karelerce özlemek var. İnsanlaradır en zor olanı; özlemenin. Kaç gece İstanbul’a, kaç gündüz martıların yokluğuna ağladımsa şimdi ağlamıyorum ama uzaklarda insanlarım var. Onlar bana ben onlara hasret. Anladım ki; uzakları olsun istiyor insan. Özlemeli, ağlamalı, kavuşmalı zaman zaman. Hiç olmazsa, -sarılmalar- o zaman tadı yok bu hayatın. Bir de dedim ya; Gökyüzünde yağmurlarım var. Yağmur bile yağıyorsa, kim kime kavuşmaz ki bunca zaman. Tüm uzaklarda olanlar için; İçten olsun sevgin, bir gün mutlaka senindir, birleşir ellerin. En önemlisi –sevdiğince- sevildiğin, olsun özlediğin. -=- 12.NisaN.2oo2 İstanbul
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Selcan Tokgöz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |