..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Çocukların eğitimi, zaman kazanmak için nasıl zaman yitireceğimizi bilmemiz gereken bir meslektir. -Rousseau
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Anılar > Selcan Tokgöz




16 Mart 2002
Beyaz Giymek  
Siyahla Örtülü Beyazlar

Selcan Tokgöz


Yılların hüznünü sakladığım, derin, bir büyük kuyu ..


:BDCI:
Bir gün bitecek bu sancı, kuyuda su kalmayacak, ne kuyusu? Hani şu içinden çıkamadığım, içine de düşemediğim, hiç sebepsiz, gözlerimi derinliğinden alamadığım.
Yılların hüznünü sakladığım, derin, bir büyük kuyu ..
Kimsenin hayatımı benim kadar bilmemesine dalar gözlerim bazen. Düşünürüm, susmak doğru olan mıdır diye. Konuşsan ne olacaktır, konuşmasan. Bunları yazmak yerine hayali şeyler yazası gelir bazen insanın, olmamış aşklar yaratmak, yaşanmamışlara aşık etmek tüm insanlığı. Etkilemek, hayran bırakmak. Gerçeklerime dönmeliydi tüm yüzler, her şeyimi saklamalıydım, sakladığım yer bir kuyunun dibi olmalıydı. Derin daha derin.
Yüz yüze dökülürdü kimi zaman yıllarımın gizleri, ama yarım, hiçbir zaman tam değil.
Olmamalıydı, hafifletmeyecekti, hiçbir zaman tam değil.
Beyaz gelinliğin hayalini bile kurmadığım bir günün içinde ben kayboldum. Hayali bile giyilmemiş bir gelinliğin, içinde, bir şehirde ve yalnız. Zorla giydirmediler elbet, ben giydim, yalnız bir düğün, uzaklarda şehrimden, arkadaşsızlığım, zorla olmadı. Hiçbir şey zorla olmadı, hiçbir şey güzel de olmadı. Sayfalarca kara kara, günlerce acı acı, hep yalnızdı gelinliğim. Ömrümce saklamak isterdim, yıldönümlerinde bakıp bakıp hatta giyip giyip ağlayabilmek. Evet sevinmek değil, ağlayabilmek. Herkesin yanımda olduğu, günlerce süren, heyecanlarım olmadıydı, ne kadar derin bir yokluktu bu. Bir daha görmek istemeyeceğim, sıradan bir elbise olmamalıydı o tüller ve saten, ya çiçeklerim? Çiçeklerime daha zor kıymıştım. Çiçekti neticede onlar. Gözyaşlarıyla suladığım daha ilk gününden, sonra bakamadığım. Zorla süslemediler o gün beni elbet. Zorla da almadılar çiçeklerimi, o kumaşlar ve o çiçeklerle aynı evde varoluşumun büyük ölümünü kim anlayabilirdi ki?
Zorla değil, ama .. Ne ama? Aması yok işte! Anlatamazsın, hayaller kursaydın oturup, neden kaçtın İstanbul`undan söyle neden? Anlatamıyorsun değil mi? Olmuyor be canım olmuyor, ne anlatılıyor, ne ümit yetiyor, ne yarınlar, hiçbir şey yağmurca olmuyor artık.
“Sevgisiz kaldım”, demek boşanma sebebi sayılmıyordu. Oysa ben her yere iki kişi gitmek isterdim, parka, sinemaya, deniz kenarlarına hatta doktoruma tek başıma gitmek istemiyordum, bunlar sebep değildi. Tek başına kalırdı insan, başka bir şehirde, uğruna geleceğini verdiğin bir erkeğin olurdu, sonrası çiçeklerinle avunurdun, onundun nasıl olsa, her yerde başa çıkabilirsin her şeyle, ama yatak ikimizin, sende benim! Hayır diyebildim bir gece, “ben her yerde de tek olabilirim” .... İki kişi olmak için geceler lazımmış, bir de ev. Ne kadar soğuk, o kadar siyah .. Beyaz giymek siyaha boyamakmış pencereyi.
Kuyu çekiyor karanlıklarımı. Bir gün su kalmayacak diye korkuyorum.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın anılar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Uzaklarımız Var
Sırasını Kim Biliyor ki?

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Hayat Bugün!
Sevgi
Bir Yağmak, Binlerce Yazmak
Saklı Aşk
Elele Sonlardan Vazgeçtim
Aşk İle
Yoksa Senin de Pembe miydi Düşlerin?
Tüm Aşklar; Aynısıydı Birbirinin

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Kibrit Kutusu [Şiir]
Kayıp Yıldızlara [Şiir]
Damlıyor Gözlerin [Şiir]
Cuma'ları Yok Ömrümün [Şiir]
Yağmura Tutsak - X [Şiir]
Yağmura Tutsak - I [Şiir]
Yağmura Tutsak - VIII [Şiir]
Yağmura Tutsak - XI [Şiir]
Yağmura Tutsak - XXIV [Şiir]
Yağmura Tutsak - II [Şiir]


Selcan Tokgöz kimdir?

"an gelir attila ilhan ölür" . . .


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Selcan Tokgöz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.