.... zeynep di onun adı...apartmanımızın altında küçük bir bakkal dükkanını işletiyordu eşiyle birlikte...istanbuldan adana'ya göç etmişlerdi...istanbul daki yaşam şartlarının ağırlığından şikayet ediyordu hep... istanbul u çok sevdiğini...eşinin durumunun çok iyi olduğunu ama çalıştığı moda firmasının iflas etmesiyle işlerin bozulduğunu ve dönüş yapmak zorunda kaldıklarını anlatıyordu....orada bıraktığı güzel dostlarını özlüyordu... otuzüç yaşında iki erkek çocuk annesiydi...çocuklarının biri lise iki diğeri altıncı sınıfa gidiyordu..yüzü hep gülen, neşeli, hayat dolu, şirin bir kadındı zeynep...herkes onu çok sevmişti...bende iş dönüşü bakkal dükkanına uğruyor ihtiyacım olmasada muhakkak bir şeyler alıyordum..amacım onunla sohbet etmek oluyordu... insana pozitif enerji veriyordu.. hayata dair çok güzel izlenimleri vardı...bir gün dizinde küçük bir yağ bezesinden bahsetti önemsemeden...ilerleyen zamanlarda o bezenin büyüdüğünden bahsetti.. 'rahatsız ediyor'dedi..araya giren yaz tatilinden dolayı,zeynep i göremedim...istanbul a tatilimi geçirmek için gitmiştim..döndüğümde bakkal dükkanının kapalı olduğunu gördüm...'zeynep bakkal dükkanını kapattı...kocası bir konfeksiyon atölyesine maaşlı olarak çalışıyor'..dediler..zeynep in rahatsız olduğunu söylediler...iki hafta sonra zeynep i, balcalı onkoloji bölümüne yatırmışlardı...dizindeki yağ bezesi diye önemsemediği 'ur'...patolojiden geç aldığı sonuç...kötü huylu çıkmıştı... kanser.. arkadaşlar zeynep i görmeye gideceklerdi banada söylediler...gitmek istemiyordu ayaklarım.. onu o haliyle hatırlamak istiyordum.. neşeli, cıvıl cıvıl bakan gözleri ile... cana yakınlığı ile...hoş sohbeti ile...herkes 'kurtulacak ' diyordu.. ama benim içimde böyle bir his yoktu nedense...onkolojide odasına yaklaşırken kalbim çarpıyordu '...duygularımı olumsuz belli etmekten.. ağlamaktan korkuyordum..içeri girdim yatağın ortasında onu neşeli güler yüzlü görünce bütün korkularım dağıldı...'bu ne güzellik bana nispet mi yapıyorsun...vs' diye takıldı..'kanserim ama ben bu hastalığı yeneceğim..iyileşeceğim,doktorlarda iyiye gidiyor tedavilerine olumlu cevap veriyorsun'diyorlar.....neşeli,cıvıl cıvıl espirili tarzı devam ediyordu o hasta yatağında bile...yüzü solmuş, rengi esmerleşmiş,zayıflamıştı...dudaklarımı ıssırıyordum ağlamamak, duygularımı belli etmemek için..,odasından çıkarken benim yaptığım çok sevdiği kekten istiyordu...yirmi gün sonra tekrar odasındaydım zeynep in...yatağın ortasında yine güleryüzü ve espirileriyle 'merhaba'dedi bana... başını bağlamıştı..saçlarının döküldüğünü espirilerle gülerek anlattı..'geçecek iyileşeceğim bu hastalığı yeneceğim..'diyordu...odadan çıktığımda darmadağındım...'o' ise hasta yatağında ölüme meydan okuyordu tüm espirili neşeli haliyle...bir ay sonra hastahaneden çıkarmışlardı, sadece tedavi için hastahaneye gidiyordu...apartmandan bir arkadaşıma gelmişti eşi ve çocukları ile benide çağırdılar gittim...büyük bir savaşın son etaplarında gibiydi...esmerleşmiş,zayıflamış,yorgun ve tek ayağı hafif aksıyordu...'bu hastalığı yeniyorum arkadaşım' dedi..,kırık, yorgun bir neşe vardı herşeye rağmen yüzünde...'yeneceğim'diyordu.. 'iyiyim'çocuklarımın bana ihtiyacı var..yapacak çok işim var yaa'.. evet zeynep i son görüşümdü.. o gün akşam evinde bilincini kaybetmiş ve hastahaneye acile kaldırılmıştı...sabaha beyin ölümü gerçekleşmişti... makineye bağlanmıştı...dört gün ölüme direndi...doktorlar ' böyle bir hasta görmedik sonuna kadar direndi'diyorlardı...direndi...ölüme meydan okudu sonuna kadar...pes etmedi...taa ki..makinenin fişi çekilene kadar..bir bakkal dükkanında tanımıştım zeynep i..iş dönüşleri sohbet etmiştim..sadeliğini,insanlığını,mücadelesini,çocuklarına bağlılığını,neşesini,hayatı sevmesini,bütün olumsuzlıklara rağmen yaşama sımsıkı bağlılığını,hastalığında bile etrafa neşe saçmasını,ölüme meydan okumasını,direncini kısaca insanlığını sevmiştim zeynep in....