..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Düşgücü güzelliği, adaleti, mutluluğu yaratır. -Pascal
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Kent > Orhan Namık




18 Mayıs 2006
Kötü Karakterler de Olmasa...  
Orhan Namık
Çıplak ampulun yaydığı ışık sigara dumanlarını yararak tipik öğrenci evi salonunu soluk bir şekilde aydınlatıyordu. İki arkadaş kıçlarını halının üstüne koymuş, sırtlarını da ucuz çekyata vermişlerdi. Gece henüz çok ilerlememişti, ama iki kafadarın içmeye erken başladıkları çekyatın her iki yanındaki boş biralarının çokluğundan belliydi. Belki de bu şişelerden bazıları önceki gecelerden kalmıştı.


:BAHF:
Çıplak ampulun yaydığı ışık, sigara dumanlarını yararak tipik öğrenci evi salonunu soluk bir şekilde aydınlatıyordu. İki arkadaş kıçlarını halının üstüne koymuş, sırtlarını da ucuz çekyata vermişlerdi. Gece henüz çok ilerlememişti, ama iki kafadarın içmeye erken başladıkları çekyatın her iki yanındaki boş biralarının çokluğundan belliydi. Belki de bu şişelerden bazıları önceki gecelerden kalmıştı.

"Bu Sinan'ı bir elime geçirirsem!" dedi Ahmet, Shov marka televizyonda oynayan diziye dikkatle bakmayı kesmeden. Fizik bölümünde 5 senedir okuyordu; halen ikinci sınıftaydı.

"Ben esas annesini sevmiyorum bunun" dedi Hami ve birasından küçük bir yudum çekti. Edebiyat bölümünde 3. sınıftaydı. Dersleri bu sene ağırlaşmıştı, sallıyordu okulu bir süredir.

Çerez tabağındaki fıstıklar ilk bitmişti; kalan leblebileri ağızlarına atarak sessizce diziyi seyretmeye devam ettiler. Dizide Sinan isimli karakter eski karısı Aliye'ye çocuklarını göstermiyordu. Bunun için türlü düzenler çeviriyordu. Zavallı Aliye ise üzüntüden hayal görmeye başlamıştı. Sokakta gördüğü her çocuğu kendisinin zannediyordu.

Reklamlar başlamıştı. Ahmet yeni bira almak için kalkarken:

- Bu Sinan'ı öldüreceğim ben, diye sinirli bir şekilde söylendi. Hami biraz da umursamaz şekilde:

- Bu herif X kafeye takılıyor. Git hallet işini orada. Bana da getirsene bir tane!, dedi.

Ahmet birşey söylemeden buzdolabından biraları aldı, açacakla "cops!" diye açtı ve tekrar içeri geldi. Yerine otururken:

- Ben öyle istemiyorum. Herkes görmeli nasıl öldüğünü, dizide ölmeli.

Hami şaşkın bir şekilde:

- Yani gerçek değil de, film icabı mı öldürteceksin? Nasıl olacak bu iş?

- Hayır öyle değil. Gerçekten ölecek p.zevengin evladı. Dizinin çekimlerinin yapıldığı sahneye gideceğim. Bunları rehin alacağım, Aliye'nin eline silahı tutuşturup öldürteceğim.

- Oğlum o zaman yayınlamazlar ki o bölümü. Bari başka bir yerde öldür de rahat olsun.

Ahmet Hami'nin sözünü keserek:

- Sen öyle zannet! Ben o diziyi gösterteceğim de. Rehin alacağım yönetmeni, oradaki herkesi. Anladın mı?

O sırada dizi de başlamıştı. Ama tartışma hararetlendiği için kafalarını çevirip bakmadılar bile. Ahmet birasından büyük bir yudum çekip devam etti:

- Tek başına olmaz elbette. Bana adam gibi adam lazım. Yok ki ama, sen de kıçını kaldırmazsın.

Hami sigarasını çekiştirerek:

- Esas sen kıçını kaldırmazsın. O annesi olacak koca karıyı da öldüreceksek ben gelirim.

Durdu, biraz düşündü ve ekledi.

- Ama o zaman dizi yayına girene kadar tüm ekibi rehin almak lazım.

Ahmet sözünü keserek:

- Tam dizinin yayınlandığı gün olmalı. Aliye herifi öldürdükten sonra yönetmenin başına dayayacağım silahı, "Bugünkü dizi diye bunu yayınlat lan!' diyeceğim. Sen diğerlerini rehin tutarken ben bununla kanala gideceğim, öldürmenin olduğu kaseti vereceğim. Herkes izleyecek kanlı canlı öldürme sahnesini.

- Oğlum dizi dediğin çekildiğinde ha dedin mi yayınlanmaz ki! Onun montajı var, boku püsürü var. Ayrıca kanal da yayınlayacağı bölümü önceden hazırlamıştır. Son anda gelen kasedi niye yayınlasınlar?

- Silahı dayarsak montajlattırırız da. Önemli olan kanal binasında yönetmenin konuşmamasını sağlamak. Bu montaj işi de zor olacak be...

O sırada televizyonda Sinan'ın yüzü göründü. Hukuki süreçleri uzatması için avukatı ile hain planlar yapıyordu. Ahmet sunturlu bir küfür salladı. Birasını dikti kafaya. Sigarasından bir nefes çekti ve Hami'ye sordu:

- Cips getirsene biraz.
- Cips çoktan bitti oğlum.
- Alsana bakkaldan bi koşu. Hadi be.
- Geçen sefer de ben aldım. Bu sefer sen al.
- Üşeniyorum be oğlum.
- Valla gidemem kusura bakma.
- İbnesin oğlum sen.

Hami cevap vermeyerek konuyu kesti. Leblebileri katır kutur yiyerek, sigaralarını çekip küllerini dolmuş taşmış kültablasına boşaltarak televizyondaki diziye bakmaya devam ettiler.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Izdırap Rüzgarı - I


Orhan Namık kimdir?

Yerli Dizilerdeki Kötü Adam Karakterlerini Seven Adam

Etkilendiği Yazarlar:
Bukowski, Çehov


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Orhan Namık, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.