Her insanda insanlığın tüm durumları vardır. -Montaigne |
|
||||||||||
|
Belki de çok şey istiyorum zamanın acımasızlığından. “Yaş otuz beş yolun yarısı eder” diyen şairin bile bir sene sonra terk ettiği şiirini düşündüğüm zaman aslında beklentilerimin denize yağan bir yağmur damlası kadar kifayetsiz, havasız bir odada ciğerlerindeki nefesin bitmesini bekleyen bir canlı kadar çaresiz kaldığını anlıyorum. Kabullenemiyorum tükenmişliğin çaresizlik kokusunu, ‘‘o küçük serzenişlerin, asıl duyguların üzerine sıvayarak avuttuğu anların geçiştirici huzurunu istemiyorum.’’ Ama unutuyorum bazen şairin terk ettiği şiirinin hikâyesini, yeni yeni şiirler yazıyorum hayata mürekkebimin ucu ucuna yeteceği, yeni yeni değerler veriyorum anlamsızlığıma, duygularımın yetiştiği kadar. Aldırmıyorum kimseye, insanların kabullenmişliğine, doğanın terkedilmişliğine, geçmişin bitkinliğine, geleceğin o pas kokulu beklentisine, aldırmıyorum… Kendi değerlerimle anlam katıyorum hayata, geçmişimin değerleriyle. Etiğin bile modernlik anlamına geldiği zamanın akrebi ile yelkovanı arasındaki farkı göremeyen insanlara kırgınlığımı dile getirmek bile istemiyorum. Düşüncelerimde doğrulanır gibi oluyorum bazen, tam buldum galiba derken kaybettiğimi, aynanın karşına geçtiğim zaman bakamadığım yüzümden anlıyorum. Ve aklıma yalnız kalan şiir geliyor. Terkedilmişliğin şiiri, hayatın şiiri, gerçekliğin şiiri. Yanlış anlamayın ölüm değil benim korkum o zaten aşikâr, benim derdim şair değil terk edilen şiir, umursamıyorum şiirini terk eden şairi. Terk ediyor düşünceler duygularını, geçmişlerini, geleceklerini, nefretlerini, öfkelerini, sevinçlerini, sevdiklerini, sevildiklerini, çocukluklarını ve ne yazık ki en sonunda kendilerini bile terk ediyorlar. Ben ise aldırmıyorum, derinliklerde terkedilmişliğin gerçek öyküsünü sığdaki düz taşların yalan sevdasına tercih ediyorum... Belki de bu yüzden hep kaybeden ben oluyorum… Ama biliyorum ki kaybetmek bana kazanmaktan daha çok şey kazandırıyor. O kadar çok cebim var ki; ama bir tanesi düşüncelerimi sürekli meşgul eder. ’’Elinde elma şekeri yerken tozpembe dünyasında, saklambaç oynayan çocuğun, çim lekeli pantolonun cebi… Merak ediyorum, acaba orada hangi terkedilmişliği bulacağım …’’
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © kazım, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |